24.BÖLÜM

676 166 13
                                    

Yatakta dönüp duruyor, bir türlü uykuya dalamıyordum. Normalde yorgunluktan rüya bile görmeye vakti olmayan zihnim sanki başka birine aitmiş gibi davranıyordu. Fazla ses yapmadan bizimkilere baktım, babam bile geç saatlere kadar çalışmasına rağmen uyanık değildi. Gerçi uyanık olsalar da max muhabbetimiz havadan sudan konuşmakla geçiyordu. Bundan şikâyetçi değilim çünkü arkadaşlarımla da aramdaki ilişki tam olarak bundan ibaretti. A sosyal olduğumu düşünseler de aslında bunu kendim istiyordum. İnsanlara kolay kolay güvenen biri olmamamdan dolayı olsa gerek.

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Belki Gölge de uyumamıştır diye sormaya karar verdim.

"Gölge hala orada mısın?"

Gölge - Uyku tutmadı, yatağım pek rahat diyemeyeceğim.

Mars - Odamdaki halıda yer var istersen haha.

Gölge - Ah sorma şuan halıya bile razıyım.

Mars - Merak ediyordum da içeri telefon sokmak yasak değil mi? Hatta yakalanırsan cezan uzayabiliyormuş.

Gölge - Dediğin gibi yasak ve 5 yıla kadar ceza verilebiliyor. Ancak kanun her zaman doğru işleyecek diye bir şey yok. Bizim koğuşa bakan görevli ve yanımda kalan amca birbirlerini tanıyor. Aralarındaki ilişkiyi çok bilmiyorum ama ikisinin de bir çıkarı var. O yüzden görevli bize fazla bulaşmıyor. Bu hapishanede güvenlik sağlam değil, bazen yemekler saatinde gelmiyor hatta kameralar bile doğru düzgün çalışmıyor. Açıkçası kimsenin ilgilendiği de yok.

O sırada Gölge yakalandığı zaman ne kadar korktuğumu hatırladım.

Mars - Beni aradığın zaman şu bağıran adam kimdi?

Gölge - Başka katlara bakan elemana yakalandım, içinden sim kartı çıkmayınca neyse ki tanıdık diğer polis sayesinde olayı fazla büyütmedi ve kendi bildikleri gibi cezamı kestiler. Bu amcayla kaldığım için gerçekten şanslı sayılırım.

Mars - Cezanın uzamamasına sevindim. Peki, başkalarıyla konuşabiliyor musun?

Gölge - Telefon dediğime bakma biraz eski bir parça. Sadece bir numara hakkım vardı. Birden fazla kişiyle görüşmem çok daha riskliydi. Fotoğraf yollamak da ayrı bir sıkıntı, bazen sinyalleri kesiyorlar. Aslında telefon buradaki amcaya ait, uzun süre o kullandı. Müebbet yedikten sonra ailesi onu terk edip gitmiş. Arkası gerçekten baya sağlam birine benziyor, belki de o olmasa çoktan paket olmuştum. Telefonu bana verirken de "Tek atış hakkın var, ona göre kullan" dedi. Kime yazabilirdim ki? Ailem artık yoktu ve kardeşim esirgeme kurumundaydı. Onlardan başka kimsem yoktu. Avukatım desem numarasını dahi bilmiyordum.

Mars - İlk attığın tuhaf mesajın nedeni belli oldu yani sende rast gele birine yazmaya karar verdin ve bana denk geldi.

Gölge - Bazen tanıştığımız rast gele biri hayatımızın bir parçası olabiliyormuş.

Mars - Bazen de bir mesaj hayatımızı değiştirebiliyormuş.

Son iki mesajımızı ekran görüntüsü alıp galerime kaydettim, nedense bu iki cümle içimi ısıtmıştı.

Mars- Daha ne kadar kullanabileceksin peki?

Gölge -Güneş enerjisi ile çalıştığı için şarj etmek biraz sıkıntı, ayrıca her gün tanıdığımız görevli gelemeyebiliyor. Beni içerden halletmek isteyen mahkûmlardan bahsetmiyorum bile. Bir an önce yeni bir avukat bulmam lazım. Normalde devletin ayarlaması gerek ama eminim ki ben bulmazsam kendi adamlarını sokacaklar.

Mars -Yani zamanımız kısıtlı anladığım kadarıyla. Aslında avukat için aklımda birisi var gibi.

Gölge - Tanıdığın biri mi?

Mantıksız da olsa bir işe yaramak kendimi daha iyi hissettirecekti.

Mars - Şu haberde ismi geçen Asi Kurt lakaplı avukat, sosyal medyada tanınan biriymiş. O cinayetin senin davanla ilgisi olduğunu öğrenirse bize de yardım edebilir.

Gölge -En azından cezam bitene kadar ölmememi sağlasa yeterli. Ancak öyleleri pahalıya patlar, özellikle ünlü biriyse.

Mars - Kendi attığı paylaşımda ücretsiz bakacağını söylemişti, bence işimize yarayabilir.

Gölge - Emin değilim ama haklı olabilirsin.

Mars - Yarın onu arayabilirim, ne dersin?

Gölge - Ah Mars seni soktuğum duruma bak, bilemiyorum.

Mars - Gölge, biz bir ekibiz unuttun mu?

Gölge -Ekibimin en güzel üyesisin.

Son mesajını okurken dudaklarım kıvrıldı. Oysa ben ona içimde hissettiklerimi dile getiremiyordum. O gökyüzünü içine geçmiş mavi gözlerine olan hayranlığımı ya da kulağıma müzik gibi gelen o çekici ses tonunun beni nasıl rahatlattığını. Bence bunları bilmese de olur, en azından uzun bir süre boyunca. Kendini kaptırma, kendini kaptırma! içimden söylenirken şu bahsettiğim avukat kadını biraz araştırmaya karar verdim. Hakkında en ufak bir bilgim bile yoktu. Gölge için bunu biran önce halletmem gerekiyordu.

"Asi Kurt" lakaplı sosyal medya hesabına bakınırken içime kötü bir his yerleşti. Kadın çok gençti ve son derecede çekiciydi. Siyah sırma gibi saçları beline kadar iniyor, vücut kıvrımları bir kum saatini andırıyor, keskin çenesi ela gözlerini daha da ön plana çıkarıyordu. Onu Gölge'nin yanında düşünmek dahi sinirlerimi bozmuştu. Bu saçma düşünceden kurtulmaya çalışsam da kadının çekici olduğu gerçeğini değiştirmeyecekti.

Mars'ın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin