8

1K 68 14
                                    

"İpi sıkı bağla düşmeyelim Necip."

"Ece, kocana yaptırsana ya. Senin yüzünden kolum bacağım kırılacak."

"Her şeye benim kocam mı koşacak? Alt tarafı bir ip bağlıyorsun."

Hamağımız olmasına rağmen, Ece'nin yoğun isteği üzerine salıncak ipi bağlıyorlardı ağaca.

Cenk telefonuyla oynuyor, Dorukhan ve Necip ağaca tırmanmış ip bağlamaya çalışıyordu. Olcay abi hamağa yatmış etrafı izliyordu. Lütfiye abla sürekli yapacak bir iş buluyordu. Oğuzhan hâlâ Lisa'yla oynuyordu.

Beni bile bu kadar sevmeyen zilli kızım Oğuzhan'a aşık olmuştu sanki. Oğuzhan'ın da maşallahı var ama kız haklı.

Ne

Maşallahı falan yok. Normal insan işte. Dorukhan'ın da maşallahı var Necip'in de. Oğuzhan'ın bir farkı yok yani.

Ulan Cenk, hep senin yüzünden düştüğüm duruma bak.

Kafamı iki yana sallayıp önüme döndüm.

Yerdeki topu almak için ayaklandım. Top vardı ama kimse oynamıyordu. Topu alıp Cenk'in yanına gittim. "Kalk oyun oynayalım."

"Ben zaten oynuyorum."

Oyunu bitmeden kalkmaz bu belli. Olcay abinin başına gittim "Abi kalk oyun oynayalım."

Cevap vermeden uyuma numarası yapmaya başladı. "İnşallah kuş sıçar."

Gözünü bile açmadı, hain işte. Lütfiye abla zaten iş yapıyor ona gidemem. Ece de çocukları salacak gibi durmuyordu ama bir deneyelim. "Ece Dorukhan'ı alabilir miyim?"

"Al al, bir işe yaramıyor zaten."

"Lan bir bana sorsanıza. Mal gibi alınıp veriliyorum anasını satayım."

"Doğru konuş lan."

Cenk telefondan kafasını kaldırmadan konuştu.

"Hadi Doruk, boş ver sen onu gel oyun oynayalım."

Voleybol oynamaya başladık. Lise son sınıfta sınıfımın kaptanıydım ama başarılı bir spor kariyeri yapacak kadar iyi değildim. Eğlenmek için oynuyordum.

Ben ona, o bana pas atıp duruyorduk. "Sıkılmadın mı ya?"

"Hayır."

"Ben sıkıldım ama. Fileli oynasak okey de ikimiz bir sen bir ben pas atıp duruyoruz."

deyip topu tuttu. "Gel daha güzel bir şey var aklımda."

Topu yere koyup ayak içiyle pas attı. Ben de aynı şekilde karşılık verdim.

Okulu özlediğimi fark ettim. Ortaokulda kız futbol takımındaydım, lisede de arkadaşlarımla beden derslerinde oynardık. Futbol takımından ayrıldıktan sonra uzun süre futbola yaklaşmadım bile... Hatırlayınca yine bir titreme geldi.

Lisede voleybol takımı kurmuştuk sınıf turnuvaları için. Takımımız gerçekten çok iyiydi ve çok koordine bir şekilde oynuyorduk. Bir de kaptanımız vardı tabii. Mert çok felaket bir sporcuydu. Sporcuydu diyorum çünkü çocuk daha lise zamanında başarılı kulüplerde oynamıştı. Kendi branşı voleybol değil basketboldu. Ama her spor dalında iyiydi. Şimdi ne yapıyor hiç bilmiyorum.

O yıl şampiyon olduk ama en çok bana yaradı. Başka turnuvalar da düzenlenmişti ama sınıf takımı hariç hiçbirine katılmamıştı çoğumuz.

Beden hocası yarı final sonrası yanına çağırıp herhangi bir takımda olup olmadığımı sormuştu. Daha sonra beni kendi seçtiği bir takıma eklemişti. O turnuvada üçüncü olmuştuk.

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin