21

876 57 7
                                    

"Nasıl yani sadece uyuyorlar mıydı?"

Beş yüzüncü soruşuydu Dorukhan'ın.

"Evet, Doru beş yüz kere sordun evet. Geldikleri kıyafetleriyle uyuyorlardı, sadece uyuyorlardı."

Hayır ne bekliyorsun kardeşim?

"Cenk'le Ece'den fayda yok, Necip'le Nur'a devrettim ben yeğen işini."

"Atiba'nın ki var ya oğlum. Bırak yapmazlarsa yapmasınlar."

Suratlarına baktığımda son derece ciddi olduklarını gördüm. Yemek yapın der gibi çocuk yapın diyorlardı. Olcay abilerse sallamıyordu bile. Daha önce de böyle istekleri olmuş beylerin. "Tuzu gönder Ozzy."

Cenk Oğuzhan'a demişti. Ben de Oğuzhan'a baktım. Bana bakıp göz kırptı. Yapma oğlum yapma senin yüzünden hayal kurmak istemiyorum.

Tuzu Cenk'e vermem için bana uzatmıştı. Ben tuzu alırken ellerimiz temas etmişti. Liseli ergenler gibi bunun için bile heyecanlanmıştım. Cenk'e dönüp verecekken elimde tutmaya başladım tuzluğu. Hiçbir şey olmamış gibi yemeğime döndüm. Suratıma bakıyordu. "Ece tuzu verir misin?"

"Bende değil bebeğim."

Aslanım benim be!

"Tuzu verir misin?" Bana demişti ama çok kısık bir sesle. Duymamış gibi yaptım, devam ettim yemeğe. "Şey,"

Ona döndüm. "Bana mı dedin?"

Derin bir nefes alıp kafasını salladı. "Üzgünüm, benim adım şey değil."

Ağzıma biraz yoğurt atıp yemeğe devam ettim. O gıcıksa ben daha gıcık olurdum.

"Esma," dedi uyarır gibi. "tuzu verir misin? Lütfen."

Uzattım ve güldüm. Olcay abi ve Lütfiye abla çok sessizdi. Genel olarak sessiz bir ortamdı zaten.

Oğuzhan ve Dorukhan kendi köşelerinde oturmuş gülüşüyorlardı. Biraz önceki konunun devamını...

Lüto ve Şero her an bayılacak gibi bakıyorlardı. Olcay abi de Oğuzhanlara kızıyordu. "Pis herifler" dedi.

Ece de yemeğini yiyordu sessizce.

Telefonumu çıkarıp Cenk'e yazdım. Küs kalmak istemiyorum.

Barışalım mı?

Telefonuna bildirim sesi geldi. Telefonu Ece açtı, bana bakıp güldü. Sonra telefonu Cenk'e uzattı. Cenk'in omzuna kafasını koyup bir şey fısıldadı. Cenk telefona baktı, sonra gözlerini kaldırıp bana baktı. Gülümseyip kalp yaptım, tekrar telefona döndü. Bir şeyler yazdı zaten aynı anda bildirim geldi bana.

Küsmedik ki 🔪

Yazdığını görünce güldüm. Ayağa kalkıp arkasına geçtim. Bir kolumu Ece'ye bir kolumu Cenk'e sardım. Tüm gücümle sıktım. "Tamam bırak yeter." Kurtulmaya çalışıyorlardı ama bırakmam. Kahkaha atarak gülüyorduk. Bir anda sağ taraftan flaş patlayınca oraya döndüm. Oğuzhan telefonunu yüzüme tutuyordu. Hem de gülerek.

"Seni mahvederim, sil onu!"

Cevap vermek yerine kahkaha atıyordu.

"Deli misin ya, silsene!" Cenkleri bırakıp ona doğru yürüdüm. O fotoğrafı görmem lazım. Kim bilir hangi maymuna benzemiştim. Telefonu hemen diğer eline alıp beni uzaklaştırmaya çalıştı.

Ben de koala gibi yapıştım ona. Tek eli havadaydı ve telefon havadaki elindeydi. Telefona baktığımda bu sefer ön kamerası açıktı. Ve bir tane daha çekti.

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin