15

955 58 4
                                    

"Yani kişi başı totalde bu kadar mı düşüyor?"

"Ya aslında ofis kolay iş. Ayakta tutmak önemli. Ben birkaç yerle konuştum, olumlu yanıt aldım."

"Babamdan da yardım alırız. Mühendislik şirketiyle anlaşmamız çok iyi olur. Bir de babamın şirketi olduğunu duyarlarsa müşterinin arkası kesilmez."

"Evet benim de aklıma geldi. O kısım sende. Ben de kiralık mekanlara bakayım. Bize göre bir yer bulursam haber veririm sana."

"Bu işi de hallettik mi yani?"

"Sayılır. Ee sen ne yapıyorsun? Uzun zaman oldu görüşmeyeli."

"Kafamı işten kaldıramıyordum ki. Gerizekalılar, hepsinden nefret ediyorum."

Güldü. "Kendin seçmiştin orayı. Ne oldu da bu kadar nefret ediyorsun?"

Kafede tanıdık bir ses duymuştum. Kafamı kapı tarafına çevirdim. Oğuzhan ve Dorukhan gülüşerek kahve siparişi vermeye gidiyordu. Şansa baksana.

Gülümsedim onu görünce. Onu değil onları. Efe'ye dönüp cevap verdim. "Aynı şeyler işte ya. Nerden girdiysem şu lanet şirkete. Senin de işin bitince gözün görmedi bizi."

"Ben sana dedim birlikte girelim. Sen kabul etmedin."

"Haklısın aslında. Beni boş ver senin nasıl gidiyor?

"Ben çalışıyorum şekerim. İşim var, böyle proje falan çiziyorum."

"Gıcık gıcık konuşma be."

deyip gülmüştüm. Bu hitapları beni gülmekten öldürüyordu. Telefonuna baktı. Ben de kafamı arkaya çevirdim, Oğuzhanları bulmaya çalışıyordum. Ama arkada değillerdi. Yan  tarafa baktığımda ordaydılar.

Dorukhan gülerek bir şeyler anlatıyordu. Efe de benim baktığım tarafa döndü. "Tanıyor musun? Yoksa çok mu beğendin?"

"Tanıyorum. Arkadaşlarım."

"İkisi de mi?"

"Ay Efe bir susmadın ya. Bak sana bir şey anlatacağım ama aramızda kalacak."

Masaya yaklaştı o da. "Bu benim eski şirketteki Volkan var ya."

Devam etmemi bekledi. "Bana geçen gece mesaj attı. Saat on ya da on birdi hatırlamıyorum. İşte işten çıkmışsın niye haber vermedin falan. Kimseye vermedim, dedim. Ben kimse miyim, yazdı. Dur ben sana direkt mesajları okutayım."

Telefonu çıkarıp Efe'ye verdim. Okumaya başladı büyük ciddiyetle. Yan taraftan ses gelince oraya döndüm. Dorukhan el sallıyordu. Oğuzhan da onun kolunu tutuyordu, durdurmak için? Ben de el salladım. Oğuzhan önüne döndü.
Ne oldu be, yine ne yaptım?

"Dangalağa bak lan. Döverim ben bunu."

"Ben de şok oldum. Görünce var ya başımdan aşağı kaynar sular döküldü."

"Sen de çekiyorsun be kızım. Adam ilişkiden falan bahsediyor, hayırdır doğru yoldasın değil mi?"

Gülmeye başladı. "Bana bak sıcak falan dinlemem dökerim kahveyi suratına görürsün.'

"Fotoğrafı var mı?"

Telefonu elime alıp karıştırmaya başladım. Fotoğrafı açıp karşısına koydum. "Lan." deyip kahkaha atmaya başladı. Ay ne yapayım ben mi seçiyorum sapıklarımı?

Efe gülerken Dorukhan bizim masaya gelmişti. Oğuzhan da arkasındaydı. "Merhaba gençler."

"Otursanıza."

"Rahatsız etmeyelim. "

Oğuzhan Bey neye kızdınız bu kadar?

"Yok ya ne olacak? Oturun lütfen."

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin