47

125 26 21
                                    

"Şaka mı yapıyorsun Oğuzhan?" dedim sinirle. Sabahtan beri onun benimle ilgilenmesi için çabalıyordum. Oysa benden başka herkese tüm ilgisini verip bana sadece, yorgunum Esma demişti.

Cevap vermediğinde "Durdur arabayı. İneceğim." dedim. Son bir haftadır zaten soğuk davranıyordu. Bugünkü tavrı da sabrımı taşırmıştı artık. "Saçma sapan konuşma Esma." dedi düz bir ifadeyle.

"Kes sesini ve dediğimi yap." dedim sinirden titreyen sesimle. Oğuzhan alt dudağını ısırmıştı. "Bir şey saklıyorsun sen benden." dedim fark ettiğim gerçekle. "Hâlâ saçmalıyorsun Esma." dedi umursamazca.

"Çek sağa dedim, Oğuzhan." dedim. Beni ciddiye almayan bir adamın arabasında neden durayım ki? Yavaşça emniyet şeridine yanaştı. Durunca kapıları kilitlemişti. "Aç kapıyı." dedim önüme bakarken.

"Yoruyorsun beni Esma." dedi Oğuzhan. Şaşkınlığımı gizleyemeden döndüm ona. "Sen şaka mı yapıyorsun? Bir haftadır oturup benimle sohbet ettiğin bile yok. Ben dışında her yere ilgilisin ama ben ilgi isteyince yoruldum diyorsun. Ben mi seni yoruyorum Oğuzhan?" dedim titreyen sesimle. Sinirden değildi bu sefer. Kırgınlıktandı. Çok kırılmıştım. Oğuzhan benim için herkesten daha değerliyken, beni en iyi o anlarken, yaptığı şeyler kırmıştı beni.

"Sadece bir hafta. Şimdiye kadar hiç böyle bir tepki gördün mü benden? Hayır. Demek ki gerçekten yorgunum. Beni anlamaya çalışmak yerine zorluk çıkarma lütfen." dedi Oğuzhan bana bakarken. Ciddi olup olmadığına baktım. Son derece ciddi görünüyordu. Kafamı salladım. "Tamam Oğuzhan. Dediğin gibi olsun." dedim. Beni paramparça ettiğinden haberi var mıydı acaba?

Kalan yolda hiç konuşmamıştım. O da konuşmamıştı. Hareketlerini takip ettiğimde emin olduğum tek bir konu vardı. Oğuzhan benden bir şey saklıyordu.

Evime gelince arabadan indi. Kapıya kadar benimle yürüdü. En azından gitmeden öpsem sorun olmaz diye düşündüm. Dudaklarına doğru yükseldiğimde kafasını çevirdi. Benim dudaklarım onun yanağıyla temas ettiğinde Oğuzhan'la bir şeylerin sonuna geldiğimizi fark etmiştim. Çok güzel geçen bir buçuk senenin sonuna yaklaşıyorduk.

"Ben Cenklerle buluşacağım. Ararsan ulaşamazsın." dedi tekrar bana dönerken. Ben gözlerim dolu dolu ona bakıyordum. Kafamı salladım. "Sen zaten karar vermişsin. Bana haber vermene gerek yoktu." dedim. Kafasını salladı yine aşağı yukarı. "İyi geceler." deyip gitti.

Arkasından birkaç saniye bakmıştım. Arabasıyla uzaklaştı son hız. Kapıyı kapattığım gibi ağlamaya başladım. Ağlamam kesilene kadar koridorda oturmuştum öylece.

Oğuzhan'ın bana böyle davranması için bir sebep yoktu benim tarafımdan. Ama onun için aynı şeyi söyleyemiyordum. Yakın zamanda eski sevgililerinden biri evlenmişti. Belki de onun için üzülüyordu. Hâlâ unutmamıştı ve onun evlendiğini görünce bana istemeden de olsa böyle davranmaya başlamıştı.

Ya da sıkılmıştı benden. Sevgililiğimizin ilk zamanlarında kafamı işgal eden düşünce belki de gerçek olmuştu. Artık sıkılmıştı benden.

Aklıma gelen senaryolar daha çok ağlamama sebep olmuştu. Aniden çalan telefonuma küfür ettim. Sesli konferans görüşmesi başlatmıştı kızlar. Reddettim.

Kalkıp küveti doldurdum. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Bir saat kadar köpüklü suyun içinde durmuştum. Daha iyi hissettiğimde çıktım. Üzerimi giyindikten sonra telefonuma gelen mesajlara baktım. Kızlar, ben banyodayken birkaç kere daha aramıştı. Cevap vermeyince korkmuşlar. Ve okuduğum son mesaja göre buraya geliyorlardı.

Ben sağı solu toplayıncaya kadar kapı çalmıştı. Karşımda Şermin abla, Ece ve Nur vardı. Ece içeri girer girmez kızmış, bir tane de geçirmişti kalçama. "Ödümüz patladı kızım. Neredesin sen?" dedi.

Şermin abla "Ağladın mı sen?" dediğinde tekrar gözlerim dolmuştu. "Kızım noldu sana?" dedi bana doğru bir adım atarken. Sarıldığında çeşmelerim açılmıştı yine. Üçü de endişeyle bana soruyordu.

"Biz ayrılacağız." dedim zar zor. Şermin abla sabır çekmişti. Dördümüz birlikte salona geçmiştik. Ben ağlamaya devam ederken Nur kahve yapmıştı. Yavaş yavaş ağlamın yerini iç çekişlerim aldı. "Salak bu Oğuzhan, yemin ederim." dedi Nur. Ben de onayladım onu. "Zaten salak olmasa böyle saçma sapan davranmaz." dedi Ece de. "Kardeşim diye demiyorum. İyi bir dayağı hak ediyor." dedi Şermin abla.

"Neyse yeter bu kadar gömdüğümüz." dediğimde Ece yastığı kafama attı. "Hâlâ Oğuzhan koruma derdinde." dediğinde mahcubiyet dolu bir sırıtış sunmuştum.

"Ee ne yapacaksın? Onun senden ayrılmasını mı bekleyeceksin?" dedi Nur. Başından sonuna bir haftayı anlatmıştım onlara. Oldukça şaşırmışlardı çünkü Oğuzhan bana hep ilişkimizin ilk günündeymişiz gibi davranırdı. Bir anda böyle yapması hepimizi şaşırtmıştı.

"Yarın son kez konuşurum. Baktım çeki düzen vermiyor kendine. Ya da istemiyor beni artık, ayrılırız." dedim yine üzgün bir şekilde. "Eminim kendine gelecektir. Farkında olmadan yapıyor bence." dedi Ece. Eski sevgilisiyle ilgili düşüncemi söylediğimde saçmalama diye kızmışlardı bana.

"Sıkma canını güzelim. Oğuzhan en kısa zamanda düzelecektir." dedi Nur. Bu konu için çok dua ettim. Umarım dediğiniz gibi olur Nur.

***
"Onun ben ağzına sıçayım." dedim sinirle. Oğuzhan'la buluşmak için sözleşmiştik ama sonra bir işi çıktığını söyleyip iptal etmişti. Şimdi Lütfiye ablalarda akşam olmasını bekliyorduk.

"Ya sen bir sakin olsana. Belki de gerçekten yorgun." dedi Ece. "Sadece bana karşı mı yorgun Ece? Dün Cenk'le çok güzel eğlenmiş." dedim. Dün buluştuklarında Dorukhan fotoğraf atmıştı grubumuza. Gayet yüzü gülüyordu.

"Kapıyı ben açarım." dedi Nur. Bizimkiler gelmişti muhtemelen. Hepsi sırayla içeri geçti. Oğuzhan en arkadan geliyordu. Göz göze geldiğimizde kafamı çevirdim. Çaprazıma oturmuştu. Onun dışında her yere bakmıştım. "Hoşbulduk." dedi bana bakarak. Dalga geçiyordu heralde. Cevap vermeyince tekrarlamıştı kendini.

"İşine bak Oğuzhan." dediğimde ortama bir gerginlik hakim oldu. "Ee, hadi masaya oturalım." dedi Lütfiye abla. Bebiş uyuduğu için rahattı. "Gelsene Oğuzhan." dedi Lütfiye abla. Herkes oturmuştu, o hariç. "Ben yedim abla sağ ol." dedi.

"Kimle yedin?" dedim şüphelerime engel olamayarak. Yüzüme bakıp cevap vermemişti. "Sana soru sordum değil mi Oğuzhan?" dedim dayanamayarak. Kimse aramızdaki olaya karışmıyordu. Bizim grubun en sevdiğim olayı buydu. Kimse, diğerinin ikili ilişkilerine karışmazdı. Birbirimizin yanında nasıl sevgi gösterisi yapıyorsak kavga da ederdik aynı rahatlıkla.

"Bir arkadaşla." dediğinde sinirlerim gerilmişti. "Hangi arkadaşın?" dedim bu sefer. "Hesap mı soruyorsun Esma? Ne bu tavır?" dedi tersleyerek.

"Ya sen iyi misin? Benimle buluşmanı iptal ettiren arkadaşın kim onu merak ettim. Aynısını ben sana yapsaydım, sen de aynı tepkiyi verirdin Oğuzhan." dedim. "Vermezdim." dedi tek kelimeyle. Sinirle gülmüştüm. "Ya sen Efe'yi kıskandığın için ofislerinizi ayırın diyen adamsın. Vermezdim, demene inanayım mı?" dedim.

"O, o zamandı. Şimdi demem." dediğinde oturduğum masadan ayağa kalktım. "Derdin ne senin? Ne olsun istiyorsun?" diye yükseldiğimde gözlerini kaçırdı.

"Bugün seni uyarmak için buluşmak istemiştim. Derdin neyse söyle çözelim diye." dediğimde yutkundu derince. Yine gözlerim dolmuştu. "Bir derdim yok benim." dediğinde kendime engel olmadan "Sen bilirsin Oğuzhan." dedim. Beni son bir haftadır kırdığından daha çok kırmıştı bir akşamda.

"Bitsin." dediğimde herkes şokla bana baktı. Beklemiyorlardı bu kadarını. "Sen de her kim yüzünden bana böyle davranıyorsan onun yanına defol git." dedim çantamı elime alırken.

Cenk kalktı masadan. "Ya kızım. Dur bir, dur." dedi ama bitmişti. Kendisi tek kelime bile etmezken benim peşimden Cenk'in gelmesi canımı yakmıştı. Zaten bunu bekliyormuş dedim içimden.



🎀🎀🎀
Kahpe Oğuzhan

Bu kıza da yapılmazdı bu

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin