24

805 55 26
                                    

"Ayrıca şu yaz dizisi saçmalığına bir son ver. Demet umrumda mı sanıyorsun?"

Cevap vermek istiyorum ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Sözde kendimi geri çekmeyecektim değil mi? Çocuk daha konuşurken kilitlenip kalmıştım. Eli hâlâ yüzümdeydi ve bu beni çok zor duruma sokuyordu.

"Demet ya da bir başkası... Hiçbiri umrumda değil."

"Neden bana açıklıyorsun bunları?"

Sonunda konuşabilmiştim, sesim başka yerlerimden çıksa da.

Cevap vermedi, güldü. Diğeri elini de kaldırıp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bu yakınlık biraz fazla değil mi Oğuzhan'ım? Göz bebekleri titriyordu. Tanışırken hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim.

Biraz daha yaklaşıp anlımı öptü.

Öptü

Anlımı öptü

Anlımı

Öptü

Bir kalp yılda 38 milyon kere atarmış, benim ki son on dakikada 380 milyon kere attı. Gözleri kapalıydı ve dudaklarını çekmemişti. Yumuşacık dudaklarını...

"Siz mutfağa gireli bir saat ol-"

Basılmıştık hem de Dorukhan'a. Oğuzhan'ı karnından tüm gücümle itmiştim. Dorukhan'ın gözleri şaşkınlıkla bize bakıyordu. "Ne zamandan beri var bu şey?"

"Ney?" dedi Oğuzhan rahatlıkla. Ben kıpkırmızı olmuştum, adamdaki rahatlığa bak.

"İkiniz?"

"S-sen yanlış anladın. Öyle bir şey yok."

"Aynen zaten ben de Trabzon'da oynayacağım ya."

Dorukhan konuştukça yerin dibine batıyordum.

"Neyse içeriye bir gideyim ben."

"Kimseye söyleme."

"Neden?"

"Dorukhan küserim sana. Var ya ömrün boyunca pişman olursun." Yalan.

"Şimdilik söylemeyeceğim. Tabii sevgili olduğunuzda ilk bana söylemezseniz ortalığı felaket karıştırırım. "

Oğuzhan'ın yanında ilk kez bu kadar açık duymuştum bu konuyu. Cenk imalar yapardı ama Oğuzhan anlamazdı, kızlar ben ve Oğuzhan'ı yalnız bırakmaya çalışırlardı ama Oğuzhan yine anlamazdı. Şimdi Dorukhan pat diye söyledi. Oğuzhan'a döndüm, bana bakıyordu. Bir şeyler demek istiyormuş gibiydi.

Akşam bir karar almıştım ve kendimi geri çekmeyecektim artık ama her şeyin bu kadar hızlı olacağını hiç düşünmemiştim.

"Diğerlerine söylese bundan rahatsız mı olursun?" dedi. Çok kritik bir soruydu. Hem bir şeyleri fark edecekti hem de onun hakkında ne düşündüğümü anlayacaktı, aklınca.

"Rahatsızlık değil. Hepsini iyi tanıyorum ve ikimize de rahat vermeyeceklerini biliyorum."

Güldü, kafasını sallayarak onayladı beni. Tekrar tezgaha yaklaşıp derin kase çıkardı birkaç tane. Cips paketlerini açıyordu, ben de diğerlerini tabaklıyordum. Aramızda ki derin sessizlik garip geliyordu. Beni öpeli beş dakika olmamıştı ama şu an konuşmuyordu.

"Neden işini yapmak yerine bana bakıyorsun?"

Çok güzel bir de rezil olmuştuk.

"Sana bakmıyordum. Doğru yapıyor musun, onu kontrol ediyordum." sonuna kadar inkar hadi kızım!

"Cipsi paketten çıkarıp tabağa koyuyorum. Nasıl yanlış yapabilirim?" Ben yine ağzımı açmışken tabaktaki cipsten bir tanesini ağzıma sıkıştırdı. Haksızlık yapıyorsun Ozzy.

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin