28

792 68 6
                                    

"Cidden en sevdiğimi nasıl tahmin ettin?"

Köfte spagetti ikilisi için diyordu. "Meslek sırrı diyelim." deyip göz kırptım ona. Güldü, benim yanımda hep gülüyordu zaten. "Olmuş mu peki?" dedim merakla. Çatalın masaya bırakıp konuşmaya başladı.

"Kırılmayacaksan dürüst olacağım." Kalbim şimdiden çıt etti Oğuzhan. "Beğenmedin mi?" dedim, üzüntüm sesime yansımıştı. Oğuzhan kafasını iki yana sallayıp "Daha çok çalışman lazım." dedi. Lan kaç saattir uğraşıyorum, insan nezaketen güzel falan der.

"Çünkü ben bir daha başkasından bu ikiliyi yemem." dedi. Beynimle oynama, beğendin mi beğenmedin mi?

"Aşırı iyi olmuş, demek istedim."

"Kalbime inecekti salak!" deyip masanın üzerindeki pecetelerden ona attım. "Ahh! Yaralandım." dedi. Hâlâ dalga geçiyor benimle. "Seni dövmek için ayağa kalkmaya üşeniyorum. Yoksa bir hafta sahaya ayak basamayacak hale gelirdin."

"Şimdiden yaşlandığını mı söylüyorsun?" şaşırmış gibi bakıyordu.

"Oğuzhan kaşınıyorsun." dedim uyarır bir tonda. Kahkaha attı "Şaka yapıyorum." dedi.

Yemeklerimiz bitmişti ve boş boş oturuyorduk. Ne için çağırdığım aklıma gelince konuşmaya başladım. "Teşekkür ederim, çok ince düşünmüşsün." dedim. Anlamamıştı, biraz salak ama seviyorum. "Çiçekleri diyorum, üzerindeki not, çiçeklerin anlamı çok hoştu."  Kaşları çatıldı bir anda.

"Bir sürü çiçek vardı orda, sen çiçek gönderen herkese yemek mi hazırlayacaksın böyle?" Elimi anlıma vurup ona baktım. Bu çocuk beni deli ederdi.

"Hayır Oğuzhan, sadece sana özeldi. İçine ettiğin için de teşekkür ederim." dedim. Tekrar sırıtmaya başladı. "İçeri geçelim mi? Yoksa sen beni burada deli edeceksin." dedim.

Tabaklara uzanacağı arkasından ittirdim onu, "Ben yaparım, içeri marş marş." dedim.

İçeri geçip oturduk. Lisa da poposunu sallaya sallaya tam Oğuzhan'ın önüne geldi. Suratına bakmaya başladı. Oğuzhan da ona bakıyordu. "Göz temasını kesme, sigma kuralı." dedi.

Çocukla çocuk olanı gördüm de kediyle kedi olanı ilk kez görüyordum. "Çeksene bizi" dedi. Birkaç fotoğraf çekip Lisa'yı yanıma çağırdım. Dönüp bana baktı ve Oğuzhan'ın kucağına oturdu yine. Kedimi de kendine aşık etmişti. Telefonum çalmaya başlayınca telefonuma uzandım. Necip arıyordu.

"Efendim Necip?"

"Evde misin?"

"Evet." Lütfen gelme, lütfen gelme.

"Misafirin var mı?"

"Evet." Lütfen gelme, lütfen gelme.

"Kim var?"

"Oğuzhan." Lütfen gelme, lütfen gelme.

"İyi sana geliyorum."

"Neden?"

"Bir sebep mi lazım, geliyorum işte."

"Of tamam ya."

"Ne ofu oğlum, Of Trabzon'da."

"Kapatıyorum." deyip kapattım. Oğuzhan merakla bana bakıyordu. "Necip geliyormuş." deyince yüzü anlık düştü ama hemen gülümsedi sonra. "Niye geliyormuş?"

"Söylemedi, sesi heyecanlı geliyordu." dedim. O da Lisa'ya döndü. Kafasının üstünü kocaman öpüp "Aşığım bu kediye ya." dedi. Ben de sana aşığım ya!

Biraz sonra kapı çaldı. Oğuzhan Lisa'yla oynarken ben kapıyı açmaya gittim. Necip selam bile vermeden eve daldı.

"Hoş geldin." dedi Oğuzhan'a. Oğuzhan Lisa'dan ilgisini çekmeden konuştu "Sen geldin gerizekalı, ben zaten buradaydım."

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin