13

943 61 5
                                    

Uyuyamıyorum. Sabah olacak birazdan ama uyuyamıyorum. Kafam çok karışık. Oğuzhan kafamı karıştırıyor.

Anlamlandıramadığım şeyler var. Ne kadar düşünsem de bir sonuca ulaşamadığım şeyler. Oğuzhan'la da Dorukhan'la da üç hafta önce tanıştım. İkisini de yakın görüyorum ama Oğuzhan biraz daha farklı sanki. Sadece Dorukhan'dan değil. Cenk'ten, Necip'ten ya da başka bir erkekten.

Dorukhan'a düşünmeden kardeşim diyebilirim ama Oğuzhan'a diyemem. İlk gün Cenk'in hareketlerinden sonra umrumda olmamıştı ama zamanla sanki başkası yokmuş gibi her olayda aklıma geliyordu. Yer, zaman, olay fark etmeksizin bir şeylerle bağdaştırıyordu zihnim Oğuzhan'ı.

Bugün bana sarıldığında kalbim maraton koşusuna çıkmış gibiydi. Bu duyguları yaşamayalı uzun zaman oluyordu. Şermin'i sevgilisi sandığımda trip atmıştım. Sebebini hâlâ anlamıyorum. Kıskanmadığıma eminim ama trip atmıştım yani.

Telefonu elime alıp Oğuzhan hakkında araştırma yapmaya karar verdim. Kimmiş bu Oğuzhan bir de Google'a soralım.

***

Alarm durmadan çalıyordu ama kalkamıyordum. Son kez telefonu elime alıp alarmı kapattım. Birazdan kalkarım diye tekrar uyudum. Uyandığımda saat tam olarak 13.42'ydi.

Yataktan fırlayıp Efe'yi aradım.

"Günaydın Efe. Naber?"

Hızlı hızlı konuşuyordum. Bir yandan da giyiniyordum.

"İyidir senden naber?"

"Kötü kardeşim. Şu bizim ofis işini en kısa zamanda halledelim diye aradım. Çünkü biraz sonra kovulacağım sanırım."

"Ben okeyim zaten. Senden haber bekliyordum."

"Tamam ben sana kovulunca yazarım, buluşuruz bir yerde."

Telefonu kapatıp dışarı çıktım. Çok da acele etmeye gerek yok. Net kovulmuştum.

Şirketten içeri girince resepsiyonda ki kız yönetimin beni beklediğini söyledi. Hadi bismillah.

Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Konuyu fazla uzatmaya gerek yok. Bizim çok değerli bir çalışanımızsın ama bu şirket bu kadar geç kalmayı kaldıramaz. Bir değil iki değil sürekli geç kalıyorsun."

"Haklısınız. Sürekli geç kalıyorum fakat yaptığım projeler ve başka mimar yokmuş gibi sürekli şantiyelere benim gönderilmem bunu görmezden gelmenizi sağlayabilirdi."

"Kendini çok yukarıda görüyorsun. Buradan çıkartıldığın an kanadı kırılmış kuş gibi yere çakılacağına emin olabilirsin."

"Emin olun siz çıkarmasaydınız ben kendim çıkacaktım zaten." deyip havalı havalı odadan çıktım. Ofisime girip eşyalarımı da topladım. Tekrar havalı havalı gidecekken ayağım burkuldu.

Arkamı dönüp kimse görmüş mü diye kontrol ettim. Temiz, kimse yok.

***

"Uzun lafın kısası kovuldum."

Kızlar Lütfiye ablada toplanmıştı. Ben de şirketten çıkınca direkt oraya geçmiştim. "Aşkım zaten kendin demiyor muydun, biraz geçsin çıkacağım, diye?"

"Öyle ama ben kendim çıkmayı planlıyordum."

"Gurur da yaparmış. Yesin gururunu Şermin ablası."

Güldüm. Moralim yerine gelmişti iki dakikada.

"Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Bir arkadaş var birlikte mezun olduk sayılır. Onunla ofis açmayı düşünüyorduk. Ama bir süre yatmayı planlıyorum."

Pillow |°• Oğuzhan Özyakup •°|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin