Akşamdan kalma olduğum için başım çatlıyordu. Sanırım içmeyi fazla kaçırmıştım.
"Kocacığım, günaydın. Sonunda uyanmışsın." Merih yine cıvımaya başlamıştı sabah sabah.
"Sana da günaydın Merih!"
"Sabah oldu oğlum, hadi uyan da kahvaltımızı edip işe gidelim." dedi.
Uyuyakaldığım koltuktan kalkıp banyoya girmiştim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı için sofraya oturdum.
"Geçerken eve de uğrayayım, üstüm başım dünden kalma."
"Unutmadan, bugün yeni iş için anlaşma yaptığımız adamlarla bizim otelde yemek yiyecektik. Sakın bana unuttuğunu söyleme." dedi Merih.
"Lan o bugün müydü? Tamamen aklımdan çıkmış, hatırlattığın iyi oldu."
"Bir haftadır her gün söylüyorum ama kafan pek buralarda olmadığı için dinlemiyorsun tabii beni."
"Neyse, hemen kahvaltımızı edelim de çıkalım." dedim.
Hızlıca kahvaltımızı ettikten sonra çıkmıştık. Ben önce eve uğrayıp duşumu almıştım, ardından da güzel bir takım giyinip hazırlanmıştım. Evden de çıktıktan sonra doğruca şirkete gelmiştim. Bu akşam olacak olan görüşme bizim için önemliydi, her şey eksiksiz olsun istiyorduk.
"Hiçbir aksilik yok değil mi?" diye sordum Merih'e.
"Yok yok, her şey yolunda." dedi.
"İyi bari, kaçta geleceklermiş?"
"Akşam altı gibi geleceklerini söylediler."
"Oteli tembihledin değil mi? Yemekler ve sunum eksiksiz olmalı."
"Abiciğim, her şey yolunda. Gerilme bir gözünü seveyim."
"Ben yine de burada işim bitince otele erken gideceğim, başlarını boş bırakmaya gelmez. İstersen sen de benimle gelirsin." deyip bilgisayardaki raporları incelemeye devam ettim.
"Olur, gelirim."
Şirkette her şey yolunda gidiyordu, saat üç olunca da Merih ile birlikte otele geçmiştik.
Gelecek olan misafirleri otelde karşılayacaktık. Restaurant kısmına, aşçıların yanına bakmaya geldim."Her şey yolundadır umarım." dedim.
"Yolunda Karan Bey, merak etmeyin." dedi baş aşçımız.
"Güzel, kolay gelsin." deyip yanlarından ayrıldım. Merih de otelde takılıyordu, daha doğrusu kızlarla fingirdeşme peşindeydi.
"Senin ne güzel gözlerin var öyle." diyordu kıza. Arkasında olduğum için beni göremiyordu.
"Gerçekten mi? Teşekkür ederim." Kız da aklınca cilve yapıyordu.
"Saçların da çok güzel, ne bakımı yapıyorsun?" İş adamı mı, kuaför mü belli değil! Merih'in çapkınlıklarından çok sıkılmıştım, hele ki iş yerimizde böyle şeyler yapması ahlak dışıydı.
"Özel bir bakım yapmıyorum."
"Ben seni daha önce nasıl fark edemedim ya, şu an kendime kızıyorum." Ya sabır!
"Bilmem, uzun zamandır burada çalışıyorum ben." Restaurant bölümündeki garson kızlardan biriydi Merih'in konuştuğu kız.
"Daha önce dikkâtimi çekmen lazımdı, bu güzellikle nasıl gözümden kaçmışsın hayret doğrusu." Kız da gülmüştü.
"Hazal, gelir misin buraya?" Kıza, diğer garson kızlardan biri seslenmişti.
"Benim gitmem lazım da, sonra yine görüşürüz." dedi kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN ÖZÜM
Teen Fiction"Gözünde bir damla yaş olsam, dudaklarına doğru süzülürdüm. Lâkin gözümde bir damla yaş olsan, seni kaybetmemek için asla ağlamazdım... Şimdi düşünüyorum da, bir ben mi yandım?" "Hayır, ben de yandım. Hem de çok. Gözlerin... Gözlerin benim güneşim...