Hazal'la birlikte biraz Hülya annelerle oturduktan sonra odamıza çıkmıştık.
Merih'in bakışları sürekli Hazal'ın üstündeydi, tabii Hazal'ın da Merih'in üstünde."Odana bayıldım Bade! Çok güzel ya, kocaman. Her şey var odada. Baksana bana sen, siz aynı yatakta yatmaya devam mı ediyorsunuz bakayım?" diye sordu, cilveli bir sesle.
"Evet ama başka bir şey anlama sakın, mecburiyetten bizimki. Zaten anlatmıştım sana da." dedim.
"Hı hı, kesin mecburiyetten." Hazal'a bir şey anlatmaya gelmiyordu. Hemen şamataya bağlıyordu olayları.
"Seninle zıtlaşmayacağım Hazalcığım. Neyse, ayakta duracağımıza gel de balkonda oturalım biraz." Balkona çıktığımızda Hazal yine hayran hayran bakmaya başlamıştı.
"Bade, beni evlatlık alsanıza ya. Evinize, odanıza, her şeyinize bayıldım." Kıkırdamıştım, deli kız.
"Hazal, bu akşam Karan beni özel bir yerlere götürmek istiyormuş. O yüzden güzel bir şeyler giymem gerek ama nasıl giyeneceğimi bilmiyorum." dedim. Hazal'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Kızım, ciddi misin sen? Ayy, bu adam kesin sana âşık oldu." Yok artık, daha neler.
"Sanmam."
"Neyse, gel sana güzel bir şeyler seçelim." dedi heyecanla.
Başımla onaylayınca giyinme odasına girmiştik. Hazal, gece kıyafeti tarzı elbiselerimin içinden kırmızı renkte olan; düşük askılı, straplez, mini ve iddialı bir elbise seçmişti.
"Hazal, bu çok açık sanki ya. Başka bir elbise seçelim bence." dedim.
"Saçmalama, çok güzel. Karan seni bu elbisenin içinde görünce dibi düşecek."
"Eh, seni kırmayayım bari."
"Sana bir de çok güzel saç ve makyaj yaparız, fıstık gibi olursun. Yani bu geceden sonra da Karan Bey sana âşık olmazsa yuh yani."
"Abartma Hazal." dedim gülerek. Âşık olacak olsaydı, şimdiye çoktan olurdu.
"Hadi seni hazırlamaya başlayalım."
Hazal, beni makyaj masasına oturttuğunda ilk saçımla başlamıştı işe.
Saçıma maşayla şekil verdikten sonra makyajımı yapmıştı. Son olarak iddialı bir kırmızı renk rujla tamamlamıştı beni."Hazal, bu kırmızı ruj çok albenili oldu ya. Daha hafif bir renk sürseydin keşke."
"Hayır Bade, mükemmel oldun bence. Hadi kalk da elbiseni de giyin."
"İyi, tamam. Şahtım, şahbaz oldum sayende." dedim gülerek.
Hazal dışarı çıkınca ben de giyinmiştim. Saat yaklaşıyordu ve anca hazırlanabilmiştim. Dışarı çıktığımda Hazal şoke olmuştu.
"İnanmıyorum Bade, harika görünüyorsun! Yaa canım arkadaşım benim." deyip sıkıca sarılmıştı bana Hazal.
"Gerçekten olmuş mu?" diye sordum.
"Kızım tabii ki de, Karan enişte de bayılacak sana görür görmez." Son olarak parfümümü de sıkınca tamamen hazır olmuştum. Bir süre Hazal'la oturup sohbet etmiş, daha da sonra da Hazal evine gitmişti. Karan da birazdan geleceğine dair mesaj atmıştı bana. Kısa süre sonra da gelmişti zaten. Bana büyülenmiş gibi bakıyordu.
"Harika görünüyorsun güzelim, çıkalım mı?" dedi, yanağımdan öperek. O böyle davrandıkça daha da âşık oluyordum.
"Tabii." Evden çıkıp arabaya bindiğimizde Karan'a nereye gideceğimizi sorsam da söylememişti hâlâ. Yarım süreyi aşkın zaman sonra Karan arabayı bir yerde durdurduğunda geldiğimizi anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN ÖZÜM
Teen Fiction"Gözünde bir damla yaş olsam, dudaklarına doğru süzülürdüm. Lâkin gözümde bir damla yaş olsan, seni kaybetmemek için asla ağlamazdım... Şimdi düşünüyorum da, bir ben mi yandım?" "Hayır, ben de yandım. Hem de çok. Gözlerin... Gözlerin benim güneşim...