Bölüm 11

379 15 0
                                    

Karan telefonla konuşmaya devam ederken, bir anda arkasını dönünce beni fark etmişti.

"Kapatıyorum şimdi. Beni de rahatsız etme bir daha." deyip telefonu kapatmıştı. Gerçi duyacağımı duymuştum ya ben, neyse.

"Ne zaman çıktın içeriden?" Bakışları bile bir şeyler sakladığını ele veriyordu.

"Şimdi çıktım, ne oldu? Bir sorun mu vardı?" diye sordum.

"Eski sevgilinle mi konuşuyordun?" diye soracak hâlim yoktu.

"Yok, bir sorun yok." Zaten sorun olsa da bana neydi ki bundan? Sanki gerçekten karısıydım.

"Akşam yemeğine kaç dakika var?" Havayı dağıtmak için sormuştum tabii.

"Bir saate yakın var." Kafamı salladım.

Eski sevgilisiyle konuşması neden canımı sıkmıştı ki?

Karan, çalışmak için çalışma odasına gittiğinde ben de odada yalnız kalmıştım. Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçmiştim.
Pembe renk bir ruj sürdüm. Yeniden ayağa kalktığımda, bu sefer giyinme odasına girmiştim. Çekmecelere göz atmak istedim zaman geçsin diye. Teker teker açarak baktığımda ise karşılaşmayı beklemediğim bir şeyle karşılaşmıştım. Karan ve yanında bir kadınla çekilmiş bir sürü fotoğraf! Fotoğrafların hepsine baktığımda kimin de kucaklaşıyorlardı, kimin de öpüşüyorlardı. Bir de saklamış resimlerini, belli ki kızı hâlâ seviyor.
Kız da çok güzel biriydi gördüğüm kadarıyla, uzun kahverengi kıvırcık saçları vardı. Acaba neden ayrılmışlardı? Gerçi duyduğum kadarıyla kızla alâkalıydı sebebi. Aman, bana ne canım? Ne yaparlarsa yapsınlar. Adamın kendi hayatı, beni ilgilendiren bir durum yok ortada. Ama Allah var, çok yakışıyorlardı birbirlerine.

Odaya geri döndüğümde, telefonumla uğraşmaya başlamıştım. Bir saate yakın öylece telefonumla vakit geçirirken Karan gelmişti.

"Sofra hazırmış, aşağıya inelim." Ben de kafamı sallayarak Karan'la beraber odadan çıkmıştım. Karan, tam giderken elimi aniden tutmuştu. Ben de ona şaşkınca bakarken, "Ne var?" der gibi bakmıştı.

"Öyle bakma, ilk defa mı tutuyorum elini?"

"Ondan değil, boşluğuma geldi de." Merdivenlerden inip salona geldiğimizde herkes masadaydı, Didem dedikleri kız da bu akşam bizle birlikteydi. Bana yine o günkü bakışlarından atıyordu ama takmamaya çalışıyordum. Bakışları sürekli ellerimizdeydi.

Yemek yerken, Hülya Hanım da bugünden bahsetmişti. Karan'a damatlık alınmamıştı çünkü ona özel olarak dikilecekti. Şu düğün işi bir an önce biterdi umarım.

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

Aradan bir hafta geçmişti ve bugün düğün günümüzdü. Düğün için şaşaalı bir yer tutulmuştu. Gelinliğimle oturmuş; makyözün makyajımı, kuaföründe saçımı bitirmesini bekliyordum. Hülya Hanım ve Derin, önceden hazırlandıkları için başımda bekliyordular. Dakikalar sonra saçım ve makyajım bittiğinde makyaj masasından kalkmıştım, düğüne az bir zaman kalmıştı.

"Kızım, çok güzel olmuşsun. Karan bir kez daha âşık olacak sana." dedi Hülya Hanım.

Gerçek bir evlilik olsaydı olurdu belki ama neyse. Kesin o da çok yakışıklı olmuştur, kalpten gitmem umarım. Düğüm günümde kalp krizi geçirirmişim falan. Evliliği sahte olan gelin, sahte düğününde sahte kocasının yakışıklılığına kalbi dayanmadı ve kalp krizi geçirdi! Böyle şeyler benim aklıma nereden geliyordu?

"Bade yenge, gerçekten göz kamaştırıyorsun. Bayıldım sana!"

"Teşekkür ederim canım, sen de çok güzel olmuşsun." Sevgili görümcem ile sohbet ede dururken davetlilerin hepsi gelmişti. Kapı açıldığında karşımda Karan'ı gördüm.

CAN ÖZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin