Bazı aldığımız kararlar hayatımızın dönüm noktası olur. O kararı aldıktan sonra hayatımızda birçok şey değişir ve asla eskisi gibi olmaz. Benim de hayatım bir daha eskisi gibi olmayacaktı, biliyordum...
Sabah olduğunda Karan Bey'le kahvaltımızı yapıp nikâh dairesine gitmiştik. Gittiğimizde nikâh işlemleri için yapılması gereken prosedürlerin yazdığı bir liste vermişlerdi bize. Karan Bey, prosedürleri üç-dört gün içinde hâlledebileceğimizi söylemişti. Bu arada Karan Bey'e hâlâ bey olarak hitap ediyordum, çünkü bey deyip dememem konusunda bir şey söylememişti bana.
Kısa zamanda hayatım değişecekti ve umuyorum ki her şey güzel olurdu...◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
Aradan bir hafta geçmişti, Karan Bey'in de dediği gibi üç gün içinde nikâh işlemlerini hâlledip daha sonrasında da dört gün sonrasına yani bugüne alabilmiştik nikâh tarihini.
Karan Bey, bana güzel beyaz bir elbise almıştı nikâh için. Allah'ım, çok heyecanlıyım! Umarım heyecanımdan düşüp bayılmam. Tamam, belki gerçek bir evlilik olmayacaktı, kâğıt üstünde evlenecektim ama yine de üzerimde gerçek bir gelin heyecanı vardı.
Nikâh elbisemi giyinip hafifçe bir makyaj yapmıştım. Saçlarımı ise hafifçe dalgalandırıp açık bırakmıştım. İnşallah Karan Bey de beğenirdi de laf etmezdi.
Bence hoş görünüyordum ama Karan Bey belki yanına yakıştırmayabilirdi beni. Aklıma Hazal gelmişti, ona hâlâ evleneceğimi söylememiştim. Nikâhtan sonra söylemeyi düşünüyordum. Onun da böyle bir günde yanımda olmasını çok isterdim ama şartlar çok farklıydı.Yüksek topuklu beyaz ayakkabılarımı da giyince artık hazırdım. O sırada kapı çaldı, Karan Bey'di.
"Hazır mısın? Giriyorum içeri."
"Buyurun Karan Bey, girebilirsiniz."
Karan Bey, içeri gelir gelmez beni süzmüştü fakat yüzünde hiçbir mimik belirmediği için beğenip beğenmediğini anlayamamıştım.
"Güzel olmuşsun, çıkabiliriz."
"Sağ olun Karan Bey."
"Artık bana bey demeni istemiyorum Bade, ismimle hitap edersen sevinirim. Ailemin yanında da bey dersen büyük bir pot kırarsın ve inanmazlar bize."
"Siz nas-... Pardon, sen nasıl istersen." diyerek düzelttim.
Nikâh dairesine giderken arabada sessiz bir yolculuk geçirmiştik. Geldiğimizi farkettiğimde ise inmiştim. Karan Bey de arabadan inmişti ama içeriye geçmemiştik.
"Ne oldu, bir sorun mu var? Neden içeriye geçmiyoruz?"
"Şahitleri bekliyoruz, geldiklerinde hep birlikte gireriz." Tabii ya şahitler, unutmuştum tamamen. Ben de diyorum bir şey eksik ama ne? Gerçi unutmam çok normaldi çünkü ilk defa evleniyordum sonuç olarak.
"Geldi şahitler de zaten." Siyah bir araba durmuştu önümüzde, içinden Merih Bey ve tanımadığım biri inmişti.
"Umarım fazla bekletmedik." dedi Merih Bey.
"Yok, tam zamanında geldiniz. Biz de şimdi gelmiştik zaten. Bu müstakbel eşim Bade. Bade, bu da Bora. Merih'i zaten tanıyorsun." dedi eliyle işaret ederek.
"Memnun oldum." deyip elimi uzatmıştım.
"Ben de memnun oldum. Karancığım, turnayı gözünden vurmuşsun, yengemiz göz kamaştırıyor." dedi Bora.
"Bade, gerçekten de çok güzel olmuşsun." diyen de Merih Bey'di.
"Çok teşekkür ederim." dedim utanarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN ÖZÜM
Novela Juvenil"Gözünde bir damla yaş olsam, dudaklarına doğru süzülürdüm. Lâkin gözümde bir damla yaş olsan, seni kaybetmemek için asla ağlamazdım... Şimdi düşünüyorum da, bir ben mi yandım?" "Hayır, ben de yandım. Hem de çok. Gözlerin... Gözlerin benim güneşim...