Sabaha gözlerimi Karan'ın kollarında açmıştım. Bu adam çok güzel kokuyordu. En önemlisi de her ne olursa olsun, kendimi onun kollarında iken güvende güvende hissediyordum. Ellerimi yanaklarında gezdirmeye başladım. Sakallarının tatlı batışı hoşuma gitmişti. Karan da gözlerini yavaşça açtığında hemen elimi çekmiştim.
"Devam edebilirsin." dedi, uykulu sesiyle.
"Anlamadım?" dedim, kısık sesle.
"Yanaklarımı okşuyordun ya, devam edebilirsin diyorum. Benden çekinmene gerek yok." deyip başıma öpücük kondurmuştu.
Karan, arada gerçekten kafamı karışıyordu. Bir iyi davranıyordu, bir kötü davranıyordu. Dengem şaşmıştı iyice.
"Günaydın." dedim, ben de konuyu dağıtmak adına.
"Günaydın yavrum." Yavrum demesi çok hoşuma gidiyordu. Ağzına da çok yakışıyordu hem.
"Kalkalım mı?"
"Olur, kahvaltıdan sonra hemen işe gitmem lazım zaten." Karan gerçekten çok işkolik biriydi.
"Tamam o zaman."
"Ha bu arada, senin canın sıkılmıyor mu? Hep evdesin, istersen sana bizim holdingte iş ayarlayabilirim istediğin bir konumda. Hem işleri öğrenmiş olursun hem de canın sıkılmamış olur." Aslında mantıklıydı ama bilememiştim de.
"Şey, ben biraz düşünsem olur mu? Yani bilemedim şimdi."
"Tamam, kararını sonra da verebilirsin. Benim için bir sıkıntı yok." Beraber kalktığımızda ben duş almak için banyoya girmiştim. Tam üstümdeki geceliği çıkaracağım sırada Karan içeri dalmıştı.
"Karan, çıkar mısın? Duş alacağım da, sen benden sonra girersin olmaz mı? İşim kısa sürer zaten." demiştim. Gülmeye başlamıştı.
"Aslında ikimiz de aynı anda girsek olmaz mı? Bence güzel fikir. Hem suyu israf etmemiş oluruz. Tasarruf etmeliyiz ki ülkemizin su kaynaklarına bir faydamız olsun, değil mi?" demişti çapkın bir sırtarışla.
"Sen ne saçmalıyorsun Karan? Hadi çık ya, şimdiye duşumu alıp çıkmıştım bile ben." demiştim dudak büzerek. Bana doğru yaklaşıp dibime kadar girmişti.
"Şu an o kadar güzel görünüyorsun ki, anlatamam." dedi. Acaba benden etkilenmeye mi başlıyordu? Yok canım, daha neler!
"Karan, yapma." dedim. Karan bana şaşkınca bakmaya başlamıştı.
"Neyi yapmayayım?" dedi şaşkınca.
"Bana böyle yakın davranma. Sanki gerçek karı-kocaymışız gibi."
"Peki, davranmam." dedi sertçe ve soyunmaya başladı.
"Ne yapıyorsun Karan ya?" deyip telaşla arkamı dönmüştüm.
"Banyo yapacağım ve bunun için de soyunuyorum. Ne var bunda?" dedi.
"Ya ama önce ben gelmiştim, ilk ben banyo yapacaktım. Haksızlık bu, offf."
"İstersen sen de benimle birlikte alabilirsin duşunu diyorum ama gelmiyorsun, ben ne yapabilirim?" demişti alaylı bir sesle. Ardından su sesleri gelmeye başlamıştı.
"Aman kalsın." deyip banyodan hızlıca çıktım. Aradan kısa zaman geçtikten sonra ben de duşumu alıp çıkmıştım. Kahvaltı için hazırlandıktan sonra odaya geri dönmüştüm.
"Bade, sana hastane randevusu aldım iki gün sonraya. Haberin olsun." demişti Karan.
"Tamam, çok sağ ol." dedikten sonra aşağıya inmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN ÖZÜM
Ficção Adolescente"Gözünde bir damla yaş olsam, dudaklarına doğru süzülürdüm. Lâkin gözümde bir damla yaş olsan, seni kaybetmemek için asla ağlamazdım... Şimdi düşünüyorum da, bir ben mi yandım?" "Hayır, ben de yandım. Hem de çok. Gözlerin... Gözlerin benim güneşim...