Önündeki bilgisayar ekranına bakarken aklı her zamanki gibi Demirdeydi. Arkadaş kalmaya karar verdikleri ve kibarca reddedildiği günün üzerinden iki gün geçmişti. Umut tamamen iyileşmiş ve eski rutinlerine geri dönmüştü. O süreçte Demir ona hasta olduğu için birkaç kez yemek hazırlamış ve sık sık nasıl olduğunu kontrol etmişti. Tamam, görüşmeye devam ediyor olmaları iyi bir şeydi ama Demir'in bu düşünceli tavırları yüzünden ister istemez umutlanıyordu.
Hiç mi şansları yoktu gerçekten?
Odasındaki kapının çalması ile düşüncelerinden sıyrılıp "Gel," dedi. Gelen kişi onun yönettiği ekipten bir kızdı. "Söyle Defne."
"Kerem ve Fatih bey toplantı odasında sizi bekliyorlar."
"Tamam geliyorum."
Kız bir baş selamı verdikten sonra odadan çıktı. Umut toplantıda gerekli olan dosyaları bir araya toplarken sessizce mırıldandı. "Demir bey rica ediyorum bir süre aklımdan çıkar mısınız? Önemli bir toplantıya girmem gerekiyor da."
Ardından kendi kendine söylediği şeyle kıkırdadı. Kafayı yiyordu.
Çekmecesini kilitleyip telefonunu da cebine koydu ve kapıya doğru ilerledi. Bugün normal günlerin aksine biraz daha klasik giyinmişti çünkü önemli ve ciddi bir toplantıydı. Normalde istediği gibi giyinebiliyordu. Sadece Fatih mümkünse eşofman altı giymemesini söylemişti ve en azından bu kadarını yapabileceğini düşünüp sözünü dinliyordu. Dışarıya çıktığında koridordaki boy aynasından üzerindeki siyah takıma bir bakış atıp beğeniyle kafasını salladı.
Ne giyse yakışıyordu ya! Demir onu böyle görse hoşuna gider miydi acaba?
Aklına yine aynı kişi gelince boşta olan eliyle gözlerini ovdu. Odada kendi kendine yaptığı konuşma pek işe yaramamış gibi duruyordu.
Oflayarak toplantı odasına doğru ilerledi ve kapıyı açıp içeriye girdi. O sırada Kerem'in boynuna dudaklarını bastıran Fatih'i görünce ikisine baygın bakışlar attı. "İş yerinde bari yapmayın amına koyayım ölmüşsünüz aşkınızdan ya."
Kerem sadece sırıtmakla yetindiğinde Fatih omuz silkip önüne döndü. Odada sadece üçü vardı. Diğerleri henüz gelmemişti. Umut yerine yerleştiğinde "Nasıl oldun? İyi misin biraz daha?" diye sordu Kerem.
"Turp gibiyim."
"Sevindim."
Umut ona gülümsediği sırada kapı açıldı ve gelmesi gereken birkaç kişi daha geldi. Şirkette iyi anlaştığı kişilerden biri olan Yaren yanına oturduğunda yönünü ona döndü Umut. "Naber?"
"Valla ilk defa sizin dışınızda birilerine sunum yapacağım, çok heyecanlıyım."
Yaren'in fazlasıyla belli olan heyecanı Umut'u güldürdü. "Sunum senin işin, rahat ol halledersin."
"Umarım umarım. Sen nasıl oldun?"
"Gayet iyiyim, üşütmüşüm biraz önemli bir şey değildi."
Yalan. Üzülünce hasta oluyorum diyemediği için herkese bu yalanı söylüyordu.
Yaren tam ona cevap verecekti ki odanın kapısını açan asistan Kerem'e döndü. "Kerem bey, geldiler."
Kerem başını sallayıp "Al içeriye," dediğinde hepsi aynı anda ayaklanmıştı. Çok kısa bir süre sonra anlaşma yapacakları şirketin patronu ve birkaç önemli rütbeden kişi içeriye girmişti. Patronları sadece Kerem ve Fatih'le el sıkışıp ayak üstü bir hal hatır sorduktan sonra kendisi için ayrılan yere oturmuştu. Patronun hemen arkasından gelen kadını fark ettiğinde Umut'un kaşları şaşkınlıkla çatıldı. Demir'in evinde gördüğü nişan fotoğrafındaki kadındı. Selin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kafası kendinden bile güzel [b×b]
Teen FictionUmut karşı dairesine taşınan yeni komşusuyla tanışmak için ona yemek götürmeye karar verir. [benim iklimim incitmez seni kitabındaki umut karakterinin hikayesidir. onu okumadan da anlayabilirsiniz.] [18.02.2023 - 03.05.2023]