BAŞ BELASI

80 4 1
                                    

Sinemadan eve geldiğimde hala o anı düşünüyordum. Korkunca onu kollarına mı sığındım yani?

Bunları başka bir an daha detaylı düşünürüm diyerekten kendimi uykunun kollarına attım.

***

Sabah uyandığımda her zaman ki gibi
yatakta oyalandım. Daha sonra ilk işim telefonuma bakmak oldu.

Telefonumda açılmayan bir mesaj olduğunu gördüm.

Mesajı açtığım da mesajda :

" Korkunca çok tatlı oluyorsun " yazıyordu.

İyi de bu kim di?

Bir an da şaşkınlıklar içinde bunu gerçekten kimin attığını düşünmeye başladım. Kerem olsa neden farklı bir numaradan yazsın?
Kesin sinema da bizi gören biriydi. Daha fazla dayanamayıp
Numarayı kaydederek bi ihtimal whatsApptan kim olduğunu öğrenebilirim diye umut ettim. Numarayı kaydeder etmez resim çıktı. Resime biraz daha dikkatli bakınca resimde ki kişinin geçen gün Keremin dövdüğü çocuk olduğunu anımsadım. İyi de bu çocuk neden sürekli beni rahatsız ediyordu? Ve en önemlisi numara mı nereden bulmuştu?

Ayrıca Kerem beni o çocuk konusunda uyarmıştı. Fakat ben bu duruma bir çözüm bulmalıydım ve çocuğa whatspptan mesaj attım.

İDİL : KİMSİN?

SARP : OO, GÜZELLİK DEMEK MESAJIMI SONUNDA OKUDUN :)

İDİL : UZATMA DA KİM OLDUĞUNU SÖYLE!

SARP : TAMAM CANIM KIZMA, SARP BEN

İDİL : NUMARA MI NEREDEN BULDUN?

SARP : ZOR OLMADI :)

İDİL : PEKİ BENDEN NE İSTİYORSUN?

SARP : SADECE BİR KEZ BULUŞMAK :)

İDİL : İYİ DE NEDEN?

SARP : BULUŞUNCA ANLATSAM?

İDİL : OF İYİ BE NE ZAMAN?

SARP : YARIN UYGUN MU?

İDİL : EVET

SARP : TAMAM, MAVİ KELEBEK CAFESİNDE SENİ BEKLİYOR OLACAĞIM SAAT 7 DE :)

Mavi kelebek mi? İyi de o cafe sahranın beni zoraki götürdüğü ve Keremi ilk kez sahne aldığını gördüğüm cafe.

Bu çocuğun amacı neydi gerçekten? Yarın onunla buluşup bu saçmalığa bir son vermeliydim.

**

Saat 18.30 gibi evden çıktım . Sarp denen o adiyle buluşmak için dediği cafeye doğru yol aldım.

Bi yirmi dakika yürüdükten sonra cafeden içeri girdim. Benim içeri girmemle Sarp denen o çocuğun yanıma gelmesi bir oldu.
Bir masaya doğru yürümeye başladık. Daha sonra çantamı bırakıp oturdum. Aynı şekilde o da oturdu.

"Evet benden ne istiyorsan çabuk söyle vaktim yok " dedim sakin bir şekilde.

Önce biraz güldü sonra tekrar ciddileşerek
"  Çok basit. Keremden birlikte intikam alıcaz" dedi sanki çok sakin bir olaydan bahseder gibi.

" Ne saçmalıyorsun sen!? " dedim sinirlenerek.

" Hadi ama sende en az benim kadar ondan nefret ediyorsun " dedi bu kez.

Üstelik bunları söylerken alay eder gibi gülümsüyordu.

Tam ona çemkirecekken sahnede Keremi gördüm. Yine aynı cafede ve sahne alıyordu.

Şaşkınca ona bakarken o da sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Tam onun yanına gitmek için kalkacakken Sarp denen çocuk kolumu tutup yerime oturtturdu ne olduğunu anlamadan ona döndüm ve tam ona bağıracakken kafasının bana ne kadar yakınlaştığını görünce kafamı ondan tam çekecekken dudağımı öptü. Ani bir şekilde kafamı ondan çekip bir tokat yapıştırdım. Evet o adi bunu çoktan haketmişti. Çantamı alırken suratına baktığım da yanağının kıp kırmızı olduğunu gördüm. Çok sert vurmuştum evet, adi nin suratına beş parmak izi ne de güzel yakışmıştı!

Yerimden hızla kalkıp Keremin yanına doğru gidecekken Keremin orada olmadığını farkettim.

Sahneye doğru gidip Keremi sorduğumda arabasına atlayıp gitti dedi orta yaşlı, kirli sakallı bir adam.

Hüsranla dışarı çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Hayır anlamıyorum Kerem hayatıma girdiği günden beri bütün aksilikler beni buluyor. Birden sinirlerimi tutamayıp ağlamaya başladım.  O adi çocuk beni bir saniyeliğine bile olsa öpmüştü. Bunun hesabını ondan soracaktım. Erkeklerden nefret ediyorum hem de hepsinden.

Kim bilir neler düşündü benim hakkımda. O adi beni resmen oyuna getirmişti.

Eve gider gitmez ağladığımı annem anlamasın diye elimi yüzümü yıkadım.
Anneme görünmeden odadan anneme seslendim iyi geceler annecim çok yorgunum hemen yatıyorum dedikten sonra odama kapandım.

Telefonu elime alıp hemen Doğaya mesaj attım

" Doğa Kerem beni yanlış anladı onu bulup sakinleştirir misin " yazdım.

Ah salak kafa sanane ki kimin mesaj attığından. Bir de çocukla buluşuyorum. Keremin gerçekten iyi olmadığını gördüğüm için Doğaya mesaj atmıştım.

DOĞA ' DAN

İdilin attığı mesajı görür görmez bende telaşa kapıldım. Çünkü Kerem sinirlerine hakim olamayan bir kişilik.  Telefonu elime alıp onu aradım fakat telefon kapalıydı. Merakım git gide artarken bizim keremle kafamız bozukken kimse bizi bulamasın diye maçtan sonra bir yere giderdik. Aklıma şu anlık bir tek orası gelmişti ve hemen evden çıkıp oraya gittim.

Bahsettiğim yer taş yığınlarından oluşan, karşısında da bir sahil olan fazla insanın uğramadığı ıssız bir yerdi.

Tam da tahmin ettiğim gibi taş yığınlarının birinde oturmuş, elinde sigarasıyla etrafı dalga sesleriyle dolduran denizi izliyordu.

" Dostum " derken elimi omuzuna koyup yanına oturdum.

" Hosgeldin, dostum " dedi oda dumanını üfkerken.

" Dostum İdil, İdil seni çok merak etmiş. Telefonun kapalı sana ulaşamamış. " dediğimde sigarasını yere atıp ayağıyla ezdikten sonra yeni bir sigara daha yakarken

" O daha beni çok merak edecek " dedi sigarasını derin derin içine çekerken.

" Neler oluyor Kerem? " dedim bu kez bende uzattığı sigarayı alırken.

" Kardeşim sadece bana bir adım atmasını istiyorum sadece bir adım bunun neresi zor? Bir de bunu idrak edemediği gibi o çocukla buluşup oyunlarına geliyor. Tam bir inatçı" dedi bu kez gözünü bile ayırmadan baktığı denizden gözünü çevirip bana bakarken.

Gözleri dolu doluydu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Kerem kıskanç ve sinirli bir çocuktu. Sinirini bir şeyden mutlaka çıkarırdı, çıkartmasa bile gözleri dolu dolu olurdu. Bize asla söylemese de o duygusal bir çocuktu. Üstelik çokta gururlu. Ne kadar sorsam da bana hiç bir şey anlatmayacaktı. O yüzden konuyu deşmeden sigaralarımızı bitirdik.

Daha sonra da onun arabasına atlayıp oradan uzaklaştık.

Yolda giderken İdile mesaj attım.

" Merak etme Kerem iyi "

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin