BALON

155 9 2
                                    

Öyle güzel öyle tatlı bir uykudaydım ki...

Lanet telefon zarıl zarıl çalana kadar!!

Elimi atıp telefonu aldım bir kaç saniye telefonun ışığını yüzüme tuttum ayılmak adına. Sonra gözlerimi hafif aralayıp isimi görünce gözlerim daha iri acıldı ve hemen yataktan kalkıp kendime gelince telefonu açtım.

" Ne var Kerem? "

" Küçük hanımı kış uykusundan uyandırdık hay Allah! " dedi alayla.

" Uzatmada ne istiyorsan onu söyle " dedim uyku mahmuru sesimle.

" Peki, şimdi yatağından kalk ve cama doğru gel "

" Kerem sabah sabah şaka falan kaldıram-" daha lafımı bitirmeden lafımı kesti ayı

" Sabah sabah çok konuştun hadi hadi hızlı ol " dedi.

Neler olduğunu anlamadan cama doğru yavaş yavaş yürümeye başladım.

" Şimdi pencereyi aç" dedi emir verir gibi
Yavaşça pencereyi açtım. Sonra yeniden devam etti.

"Şimdi balonları içeriye al ve balonların her birine dilek yazıp katlayıp koy. Bunları yaptıktan sonra beni ararsın "

Dedi ve kapattı. Etrafıma baktığım da kerem yoktu muhtemelen beni bir yerden izliyor diye düşündüm. Ve vakit kaybetmeden balonları içeriye aldım. Renk renk balonlar içimi cıvıl cıvıl yapmıştı. Resmen çocukluğuma dönmüştüm. Her birini havaya atıp oynuyordum.

Daha sonra mutfağa doğru gidip kendime kahve hazırladım. Ve tekrar odama döndüm. Amacını gerçekten merak ediyordum. Ve başladım kağıtları küçük küçük kesmeye. Daha sonra da dilek dilemek için düşündüm.

Bu tür şeylerle beni oltaya getireceğini sanıyorsa çok yanılıyordu. Ondan kaçmak istediğimi bildiği halde dibimde bitmesi beni her geçen gün şaşırtıyordu. Ne bileyim bir insanın pes etme noktası olmalı yani olmalıdır. Ama o sürekli hayatımın bir parçası olmakta kararlı.

Aslında dileklerim bir sürü vardı. Öncelikle şu sınavı iyi bir şekilde sonuçlandırmayı geri kalanlara da istediğim her şeyi yazdım. Açıkçası bu balonlarla neler yapacak merak etmiyorda değilim. Aslında en önemli dileğimi sona sakladım. Bir küçük kağıt daha açıp en önemli dileğimi yazdım.

Ve balonların ağız kısımlarını açıp kağıtları atıp tekrar bağladım. Ve bunlar epey zamanımı almıştı. Yazı yazmaktan ve balonlarla uğraşmaktan belim ve boynum tutulmuştu. Biraz el kol hareketleri yaparak kendimi esnettim.

İşim bitince saate baktım akşam 19.00 di. Kereme mesaj attım hemen

" Şu emir vererek yaptırdığın görev tamam! "

Bi beş dakika geçmeden yanıt geldi

" Tamamdır şimdi hazırlan sen bende geliyorum seni almaya "

Daha düne kadar onun yüzünden sinirli olan ben, bugün yine onun yüzünden mutlu olmuştum. Bu ilginç bir duygu karmaşasıydı.

Hemen hazırlanmaya başladım. Siyah şortumu ve askılı kırmızı badimi giydikten sonra hafif makyaj yapıp mesaj attım

" Ben hazırım "

" Bende aşağıdayım :) " deyince apar topar boy aynasında kendime bakıp balonları da çekiştire çekiştire odadan çıkardıktan sonra aşağıya indim. Ben ve boy aynasına bakmak? Hem de bir erkeğe güzel gözükmek için?

" Evet ne olacak bunlar " deyip balonları işaret ettim gözümle.

Balonları elimden alıp Bekle bakalım biraz dedi yürürken.

Bir on dakika yürüdükten sonra sahile geldik ve bir bank bulup balonları oraya bağlayıp beni kolumdan narince tutup banka oturtturdu.

" Evettt sen simdi balonlara yazdığın dileklerle birlikte balonların hepsini gökyüzüne salacaksın "

Derken sesi çocuk gibi neşeli çıkmıştı. Ona bakıp kahkaha attım.

" Ne oldu " dedi oda sırıtırken

" Ne bu şimdi " dedim hala gülerek
"  Dün söylediklerim doğru muydu yoksa balonlardan mı hoşlanıyorsun? "

" Güzel bir tahmincisin. Balonları uçurmayı falan severim. Hadi sen bunları boşver de şunları gökyüzüne sal bakalım"

Daha fazla diretmeden balonları bağladığı yerden aldım, derin bir nefes çekerek gökyüzüne doğru attım. Hepsi rüzgarın etkisiyle çoktan uçmaya başlamıştı. Onların yavaş yavaş süzülüşünü izlerken Kereme baktım birden bana doğru yakınlaşıp bir şey diyecekken balonlardan biri ağaca takılıp patlamış olacak ki kağıt parçası aramıza düştü.

Acaba yazdığım hangi dilek düştü? O kağıdı ona kaptırmamalıydım. Kağıdı yerden almak için hamle yaptığımda o benden önce davranıp kağıdı yerden aldı.

" Ver onu bana! " dediğimde bana aldırmadan arkasını dönüp kağıdı açtı. Saniyelik olaydan sonra bana döndü ve biraz tebessüm biraz şaşkın olan yüzüyle bana bakıyordu.

" Ne gülüyorsun bee!? "

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin