Gözlerimi açtığımda saat 20.00 dı. Bu kadar uyku bana yetmemiş olsa da en azından günün yorgunluğunu bir nebze olsun üzerimden almıştı.
Yataktan esneyerek kalkarken tuvalete gidip yüzümü yıkadım. Yeniden odama geldiğimde telefonun çaldığını gördüm,elime alıp kimin aradığını görünce ister istemez yüzüm de gülme olmuştu. Sahraydı. Sahra benim liseden arkadaşım ve en iyi dostum sayılır.
Daha fazla bekletmeden telefonu açtım.
" Efendim bebeğim? "
" Kızım neredesin sen ya sabahtan beri mesaj atıyorum arıyorum bakmıyorsun yine testlere mi gömdün kafanı? " derken kahkalar içinde gülüyordu .
" Yok ya bu sefer uyuyordum " dediğimde
" Ne uyuması kızım bu saatte daha millet hayata yeni başlarken " derken sesinde alaycılık vardı.
" Neyse canısı hazırlan biraz kafan dağılsın bir yerlere gidelim süper bi mekan buldum saat 21.00 gibi eğlence varmış hadi hadi nolur gidelim " dediğinde yalvaran bir ses oluştu.
Şu kız yalvarınca nedense hayır diyemiyor insan ah Sahra ah.
" İyi peki " dedim.
" Oleyyy be bi yarım saate seni almaya gelirim geçeriz birlikte mekana " dedi
" Tamam " deyip hazırlanmaya başladım.
Kısa sürede hazırlandıktan sonra kırmızı elbisenin bana ne kadar yakıştığını düşündüm. Bu tür renkleri ara sıra dolabıma davet etmeliyim diye düşünüp bu fikrimi aklıma not aldım.
Aynaya bakarken gözlerimi bu kez suratımda gezdirdim. Ela gözlerime çekilmiş ince bir kalem ve dudaklarımda kırmızı bir ruj. Giyinmek gerçekten benim işimdi. Seviyordum kıyafetleri ve onları kombinlemeyi.
Hazırlanma faslını bir çanta ve ayakkabı ile sonlandırırken gözlerim evde annemi aradı fakat annem evde yoktu. Muhtemelen mesaiye kalmıştı. Ah benim canım, güzel, melek yüzlü annem. O bu saatlere kadar çalışırken ben dışarı çıkınca ona ihanet ediyor gibi hissetsemde annem sen keyfine bak mutlu ol canım kızım demesi geldi aklıma.
Bir kaç dakika sonra da kapı çok sabırsız çaldı. Kapıyı açtığımda Sahra
"Ya kanka vazmıgeçsek acaba " dediğinde
" No.. Noldu ki birden " dedim o kadar da özendim diye geçirdim içimden.
" Kızım bu ne güzellik yanında ezik kaldım bence gitmeyelim deyip kahkalar atmaya başladı "
" ya aptal kız bende bişey oldu sandım " dediğimde hala gülüyordu. Bu kız harbi şapşirik ya.
Benimde ayakkabılarımı giyip çıkmamla yolda çoktan yürümeye başlamıştık.
Konuşa konuşa gittiğimiz için sahra nın dediği kafeye anında varmıştık. Kafenin adı Mavi Kelebek ti. İçeriye girerken etrafı incelemeye başladımda daha önce buraya hiç gelmemiştim. Ama güzel bir yere benziyordu. Kafe biraz küçük olduğu halde bir sahnesi vardı. Sahnenin hemen ön taraflarında da sandalye ve masalar. Hiç vakit kaybetmeden sahneye en yakın masaya oturduk. Ben telefonumla oyalanırken Sahra da siparişleri çoktan vermişti.
Birden herkese sahneye doğru döndü ve beklemediğim bir an da alkış tufanı koptu. Merak etsem de kafamı kaldırıp bakmamıştım.
Orkestra eşliğinde şarkı başlamıştı. Şarkıya giren kişinin sesini duyar duymaz yerimde donmuştum sanki. Bu ses bana çok tanıdıktı. Emin olmak için gözlerimi sahneye doğru çevirdim.
Ahh! Bir kez olsun şu tahminlerimde yanılıyım. Bunun burada ne işi var demeye kalmadan o çoktan gözlerini dikmiş beni izliyordu.
Kolay kolay utanan biri değildim. Ama şu an başımdan aşağıya sanki kaynar sular dökülmüşcesine alev alevdim.
Onun bana baktığını anladığım an kafamı yeniden telefonuma gömdüm.
Yeniden bir alkış tufanının kopmasıyla şarkının bittiğini anladım. Fakat bir kez bile kafamı çevirip o tarafa bakmadım. Önümde duran ice teayi bir dikişte mideme gönderirken vücudum hala alev alevdi. Ne yani şu tanımadığım çocuktan mı utanıyorum yani? Bu çok saçma.
Birinin kolumu yerinden koparıcı cimciğiyle kendime gelmiştim. Ani bir ahhh! lafından sonra Sahraya döndüm.
" Kızım delirdin mi sen? Kolumu neden cimcikliyorsun? "
" Ya bırak söylenmeyi de şu sahnede ki çocuğa bak. Bir an olsun gözlerini senden ayırmadı. Yaa kızım baksana şuna nasıl yakışıklıııı. " dediğinde herşeyden habersiz olan bir Sahra duruyordu karşımda.
" Banane canım. Bakma şuna! " uyarımı dikkate almadan, hala içim gidiyor şeklinde ona bakıyordu.
Gözlerimi çaktırmadan sahneye doğru diktiğimde Keremin bana gülümsediğini gördüm.
Birden bütün vücudum alev alırken
" Hadi sahra kalk gidelim " dememi sanki hiç duymamış gibi hala o tarafa bakıyordu.
" Eğleniyor musunuz kızlar? " diyen erkeğimsi sesi duyduğumda resmen yerimde çivilenmiş gibi bir süre hareketsiz kaldım. Fakat sesleri hiç kaçırmadan dinliyordum.
" Gg.. Gayet güzel " diyen sahranın ne kadar heyecanlandığını farkettim.
Sonra Kerem bakışlarını bana çevirerek
" Tesadüfe bakın sizzz. İdil " dediğinde bunu bilerek söylemediğine yemin bile edebilirim.
Neler olduğunu anlamaz gözlerle bana bakan Sahraya bakıp gözlerimi yeniden Kereme çevirerek
" Bak sen şu kaderin cilvesine " diyerek dalga geçen ses tonumu takındım.
Sahnenin arkasından birinin Kereme bağırdığını duyunca eliyle 1 dakika yapıp yeniden bana döndü
" Bu hoş karşılaşmayı daha sık yapalım " derken elindeki kağıda birşeyler yazıp bana uzattı.
" Numaram " diyip göz kırptı ve sahneye doğru ilerlemeye başladı.
Kendini beğenmiş ukala! Tabiki de numarasını falan kaydetmeyecektim! Fakat sahranın bana ölümcül bakışlarını görünce kağıdı hemen çantama sıkıştırıp ayağa kalktım.
" Hadi gidelim, söz yolda herşeyi analatacağım " dediğimde yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Daha sonra da cafenin dışına çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
RomanceBir gün yolda giderken aniden karşınıza hiç tanımadığınız birisi çıkıp size papatya verip gitse ne yapardınız? Peki o kişi sizin tabularınızı yıkıp hayatınıza girecek olan erkekse?