Gözlerimi bütün odayı dolduran güneş ışığıyla açmıştım. Yatakta gerinirken birden papatyaların olduğu vazoya baktım. Papatyalar düne nazaran açmış ve canlı görünüyorlardı. Birden yataktan doğrularak yatakta oturur pozisyonu alırken vazoyu elime alıp o güzel kokuyu içime çekecekken birden çöpe henüz atmadığım papatyanın paketi dikkatimi çekti .
Ama ben daha on uzanamadın önümdeki telefon titredi. Telefonu elime alıp açınca
"Leylek bugünü kafa dağıtma günü ilan ediyorum sen Helini alıp geliyorsun bende bir yarım saate sizi evin önünden almaya geliyorum öptüm. "
Doğa sevmediğim şeyleri sanki inatla bana yaptırıyor gibi. Şimdi ben yani ben İdil o kızın ayağına gidip onu davet edeceğim? Evet aptal sen!
Kalkıp elimi yüzümü yıkamak için tuvalete doğru gittim. Tabi başka türlü böyle bir güne ayılamazdım. Elimi yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım üzerime de bir pantolon ve tişört geçirip aşağıya doğru inmek için kapıyı araladım.
Aşağıya gelince içimden Doğaya sövsem de tiksintiyle bakan gözlerimi devirip zile bastım. Kapıyı mini eteği ve göğüs dekolteli bluzuyla kapıyı açan Heline
"Günaydın helin bugün kafa dağıtmak için bir yerlere gidicez. Doğa gelmen için sormamı istedi gelmek ister misin? " dedim asil düşüncelerim ve duygularımdan taviz vermeden.
Ben bunları söylerken henüz ayılamamış gözleriyle beni ayırt etmeye çalışıyordu. Benden bir an durup onu süzmeye başla. Helin benden bir yaş büyük olmasına rağmen oldukça olgun ve güzel duran bir fiziği vardı. Ne varmış yani benim de fiziğim onun kadar güzel. Birden kendine gelmiş gibi olup kahverengi gözlerini üzerimde gezdirdi. Daha sonra ayılmış bir sesle
" Saat henüz çok erken değil mi tatlım "
Dediğinde ben senin nerden tatlın oluyorum deyip üstüne atlamak vardı da neyseee" Erken dediğin saat öğlen üç, yine de keyfin bilir Doğa sana da haber vermemi istedi, gelip gelmemek sana kalmış " dediğim de kolunda ki saate baktı. Sonra bir an düşünür gibi yapıp
"Peki yarım saate hazır olurum "
" Tamam aşağı inerken zile basarım"
dediğimde basmamak için nelerimi vermezdim bir bilseniz.
Aralamış olduğum kapıyı açıp içeriye girdim. Hemen dolabı açıp ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Gözüme siyah straplez elbise ilişti. Hemen onu askıdan alıp üzerime geçirdim hafif bir makyajla da kombin tamamdı.
Fakat saate baktığım da tam yarım saattir bunlarla uğraştığımı farkettim. Bir beş dakika da ne ayakkabı ve çantayı ayarladıktan sonra annemin yanına gidip öperken kahvaltı yapmadığımı bilen annem ağzıma sokuşturduğu çikolatalı ekmeği gülerek yerken anneme bir kez daha sevgiyle baktım.
Aşağıya inip kapıyı çaldığımda kapıyı açan Helin oldu. Gözlerim direk yok denecek eteği ve göğüs dekolteli bluzuna takılmıştı. Nedense hiç şaşırmamıştım. Acaba diğer erkekleri de bunlar sayesinde mi tavlıyordu? Bu çok iğrençti. Ona tiksintiyle bakıp ilerlemeye başladım. O da yavaş yavaş arkamdan beni takip ediyordu. Zaten biz aşağıya iner inmez Doğa arabasıyla geldi.
Doğanın ehliyeti ve arabası vardı. Bir kaç kez bana sana da öğreteyim demişti ama ben istememiştim.
Doğa nezaketen kapıyı bana ve heline açarken çok tatlı görünüyordu.
Doğa kapıları kapattıktan sonra şoför koltuğuna geçti. Arabayı sürmeye devam ederken
" Merhaba Helin " dedi sıcak gülümsemesini ona yollarken.
" Merhaba tatlım " dedi Helin tek bir kası bile oynamadan.
Doğa her kızın isteyebileceği türden biriydi. Zengin, yakışıklı, centilmen.
Ama Helin sanki ona karşı bir şey hissetmiyor gibi ki zaten hissetse bile ben anlamam sanırım, yüzü o kadar ruhsuz bakıyor ki anlamamam gayet normal bence. Birden arabada oluşan sessizliği Helin bozdu."Ee bu kadar mıyız" diyen Heline dönerek birşey diyecektim ki resmen Doğa ne söyleyeceğimi anlamış gibi lafıma atlayıp beni susturdu.
"Karaoke de bizi bekleyen bir arkadaş daha var toplam dört kişiyiz " dediğinde lafına atlayıp
" Kim o arkadaş Doğa " diye sordum.
" Gidince tanışırsın canım dedi soğuk kanlılığıyla. "
Arabada yeniden bir sessizlik oluşurken Doğa sessizliği bozup
"Geldik hanımlar inin"
Dediğinde kapıyı yavaşça açıp Doğanın da inmesiyle onu takip etmeye başladım .
Doğa mekan sahibine bir şeyler söyledikten sonra adam gülümseyerek bizi içeriye davet etti.
Geldiğimiz yer ilk önce bar gibi gözükse de yan tarafında karaoke köşesi vardı. Değişik bir yerdi, üstelik kalabalık. Ses oldukça yüksek olduğu için Helinle Doğa kulaklarına eğilerek konuşmaya başladılar. Onlara tiksinerek bakıp gözümü etrafa çevirdim. Tam o sırada karaoke köşesinde bir masaya sinmiş elinde içki olan birinin bana baktığını gördüm. Bakışlardan rahatsız olarak Doğanın yanına doğru sindim.
Ve Doğa yeniden yürümeye başladı. Bu kez yeniden onu takip ettim. Yavaş yavaş geldiğimiz yere doğru bakarken, demin bana dikkatli dikkatli bana çocuğun masasındaydık. Daha henüz o şoku üzerimden atmamışken Doğa çocuğa elini uzatıp
"Selam dostum " dedi .
Sarı çocuk başını gözlerini bir an olsun üzerimden çekip
" Selam dostum " dedi o muazzam erkeğimsi sesiyle
" Kızlar bu Kerem, Kerem bu Helin bu da İdil tanışın " deyince hiç bozuntuya vermeden elimin ucunu uzatıp memnun oldum deyişine karşılık bende deyip yerime oturdum.
Sıkıcı sıkıcı otururken bir Doğa Helinin elini tutup sahneye şarkı söylemeye çıktılar. Bense arkalarından şaşkın şaşkın bakıyordum. Meydan yanımda ki sarı saçlı olan Kereme kalmıştı.
Hislerimde asla yanılmayan biri olarak oldukça şansızdım. Bir kaç dakika sonrada çocuk bana dönerek
" Sesin güzel değil sanırım " derken suratında yarım bir gülüş belirmişti.
" Bunu nereden çıkardın? " dedim sinirli bir sesle. Sonucta ona neydi canım! Ayrıca benim sesim Helin cadısından daha güzeldi bir kere.
" Şarkı söylemeye çıkmadığına göre " dediğin de gözünü benden çevirip sahnede ki Doğa ve heline dikmişti.
Tabi ben cevap vermeden durur muyum? Tabiki de duramam.
" Buraya her gelen o sahneye çıkmak zorunda değil " dedim siter eder gibi.
Bir an kendimi sinek gibi hissettim. Sanki vız vızlamışım gibi hiç takmadı bile beni.
Sinirden kudururken birden bize doğru içecek getiren adama itiraz etmeden içeçekleri aldım. Sağolsun bizim Doğa bey üçüne bira bana meyve suyu söylemiş. Zaten hep en küçük en ezik benim.
Sinirli olduğum zaman bir şeye sarmam gerektiği için bir dikişte meyve suyunu bitirmiştim.
Kapalı mekan git gide beni sıkmaya başlarken yakın arkadaşım olan sahradan mesaj geldiğini gördüm. Hemen telefona dört elle sarılıp cevap yazdım.
Sahra benim böyle bir yerde olduğumu bilse sanırım beni neden çağırmadın diye öldürürdü beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
RomantikBir gün yolda giderken aniden karşınıza hiç tanımadığınız birisi çıkıp size papatya verip gitse ne yapardınız? Peki o kişi sizin tabularınızı yıkıp hayatınıza girecek olan erkekse?