DUYGUSUZ

234 7 0
                                    

Ağlar gibi olduğumda hıçkırmamak için kendimi zor tuttum. Bir yer de oturup bağıra bağıra ağlamak istiyordum. Biraz daha yürüyünce artık dayanamayıp gözüme ilk ilişen kaldırıma oturup hüngür hüngür ağlamaya başladım.

İçimdeki bütün zehri ancak bu şekilde atabiliyordum. Ben işte bu kadardım. Bu kadar güçlü görünen ama aslında oldukça savunmasız. Ağlayınca kendini aciz hisaeden insanlardandım. Bu yüzden kimsenin karşısında ağlamadım.

Birden omzuma birinin dokunduğunu hissettim. Kafamı kaldırıp baktığımda

" Güzelim al bir yudum rahatlarsın " diyen adama baktığımda, hiç tanımadığım bir yüzdü . Üzeri leş gibi içki kokuyordu. Resmen burnumun direği sızlarken içimi bir korku sardı.

" İstemez " deyip adamı başımdan savmayı ummuştum ama adam sanki bu sözümle daha güç alarak beni kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı. Leş gibi içki kokusu daha da burnumu sızlatırken . Kolumu sert bir şekilde çekmeye çalışırken adam daha sıkı kolumu tutup kendine çekiyordu.

Tam bağırmaya başlayacaktım ki biri adamı benden hızlı bir şekilde tutup çekerken gözüm birden ona kaydı. Daha ona bakmama fırsat olmadan adamı bir kaç kez pataklayıp git buradan diye bağırdığını duydum. Adamda arkasına bile bakmadan uzaklaştı.

Bense şaşkınca ve korkmuş bir şekilde ona bakıyordum.

" Böyle bir şey yapmana gerek yoktu. " dediğimde yüzümde ruhsuz bir ifade vardı.

Keremse arkasına bile bakmadan ilerliyordu. Bense arkasından anlamaz şekilde bakarken arabaya doğru ilerlediğini gördüm. Birden binip gideceğini düşündüm ama o beni şaşırtıp arkasına dönüp bana eliyle gel işareti yaptı. Anlamaz şekilde hala onu bakarken o çoktan arabaya binmişti .

Daha fazla buradakilere yem olmak istemediğim için hızla arabasına doğru gittim. Kapıyı açıp yanına oturmamla arabayı çalıştırdı.

Erkeklerden tiksinirken, diğer erkek tarafından kurtarılmanın utancı beni yerin dibine sokmak için yeterliydi..

Anlaşılan Kerem bana kızmıştı. Oysa ki burada tek bir suçu bile olmayan bendim. Sonucta çiçekleri verip giden ben değildim. Doğanın arabasıyla bizi eve bıraktığı için evin yolunu çoktan öğrenmişti. Bizim evin önünde durunca yeniden ona dönüp

" Neden bunu yaptın? " dedim bu kez bana bakmadan

" Teşekkür edeceğine hala nankörlük ha" dedi sorguya çeker gibi

" Ne yani bunu teşekkür alabilmek için mi yaptın" derken ahmak ukala kendini beğenmiş diye mırıldanırken

" Gerçekten zor birisin, çok zor. Üstelik nankörsün ! " dedi duygusuz bir şekilde.

Fakat bu son sözü söylerken bağırmıştı. Sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Ne yani ben mi dedim gel beni kurtar diye.? Aptal.

Bizim evin önüne gelince durdum.

Hiç bir şey demeden kapıyı çarpıp arabadan indim. Arkama bile dönüp bakmadan apartman kapısını açtım. Apartman kapısından arabayı gördüm. Hala gitmemiş arabanın içinden beni izliyordu. Evin kapısını da açınca artık evdeydim.

Eve girincede zaten direk yatağa koştum. Yorganı kafama çekip yeniden ağlamaya başladım. Hüngür hüngür ağlarken telefonun çaldığını duyup ağlamamı yavaşlattım. Telefonu elime alıp bakarken, bu çocuk gerçekten yüzsüz gerçekten diye saydırırken telefonu meşgule aldım.

Daha demin umurunda değilsin hareketleriyle gezen Kereme de bakın siz şimdi de kalkmış beni arıyor.

Telefon yeniden çalmaya başlayınca telefonu sinirle açtım

" Ne var? " dediğimde

" Ağladın mı sen? " diyen Doğanın sesini duyunca bir an şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Ben Kerem sanıp telefonu o şekilde açmıştım. Doğanın ismini bile görmemiştim.

" Hayır " dedim inkar eder gibi.

" Canım sesin iyi gelmiyor " dediğinde telaşlandığını farkettim.

" Hayır canım ben iyiyim sadece biraz yorgunum " dediğimde

" Tamam sen yat uyu sabah seni alırım bir yerlere gider konuşuruz " dediğinde

" Tamam " deyip telefonu kapattım. İnanın en yakın dostumla bile konuşamayacak kadar yorgundum.

Telefonu elimden bırakıp yatağa yattım tekrar. Bu sefer uyumak için bir şey yapmama gerek kalmadı. Zaten uykuya dalmıştım.

PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin