°chapter 8

378 38 26
                                    

Niragi, Mai onu orada bırakıp gidince hiçbir şey yapmamıştı. Nasıl olsa ona onu hiçbir zaman bırakamayacağını da söylemişti sadece ona bunu sindirnesi için zaman tanıması gerekiyordu.
Mai en sonunda alışacaktı. Sadece biraz zamana ihtiyacı vardı. Her şey zamanla düzelirdi zaten.

Niragi yerde gördüğü büyükçe bir taş parçasına sertçe bir tekme atıp ilerlemesini sağladı. Bir yandan da kendi kendine gülüyordu.

Tüfeğini omzuna yaslamış gayet halinden memnun şekilde sahile  dönüyordu. Sahile döndüğünde başka kimseyle kavga etme havasında olmayacak kadar mutluydu.

Aslında mutluluk bu muydu bilmiyorum fakat yıllardır takıntı haline getirdiği şeyi yapmıştı. Mai'yi öpmüştü. Mai ne kadar pek memnun kalmasada sonuçta öpmüştü.

Niragi yüzündeki sırıtışı hiç saklama gereği duymayarak odasına döndü.

Elindeki tüfeği aynanın önündeki masaya fırlattı ve kendi de canım önünde duran koltuğa oturup başını geriye doğru attı.

Mai ile öpüşmüştü. İlk öptüğü kadın kesinlikle Mai değildi, zaten daha önce de bir çok kez ilişkiye girmişti ama onların hepsi anlık zevkler içindi. Mai kesinlikle özeldi, herhangi zevk için ilgilendiği  kadınlardan biri asla değildi.

Tekrardan Mai'nin yanına gitmek istiyordu ama hayır şuan bunu yapamazdı. Mai'nin ona ne kadar sinirli olduğunu hayal edebiliyordu.

Bunu düşündükçe de gülümsemesi genişliyordu. Bir yandan da kıkırdıyordu. Bir ruh hastasına döndüğünün farkındaydı ama bunu sorun eden Niragi değildi, Mai'ydi.

Mai de aynı şekilde odasındaydı, o da camın önündeki koltukta aynı Niragi gibi oturuyordu.

Onun da aklımda Niragi’nin onu öpüşü vardı. Dediği hiçbir şey aklında kalmamıştı, birkaç kere sadece onun olduğunu söyleyip durmuştu.

Sonuç olarak da Mai'yi öpmüştü. Mai'nin eli istemsizce dudağına doğru gitti. Dudağı yavaşca yukarı doğru kıvrıldı. Bunun hoşuna gitmemesi gerekiyordu ama gidiyordu işte.

Geçen gece de geldiği gibi Niragi tekrar odasına gelir miydi? Bunu istiyor muydu yoksa istemiyor muydu emin değildi. Yanına gelse ne yapacaktı ki, bu sefer de gidip onu kendi mi öpecekti. Hayır, bunu yapmaması gerekiyordu. Aralarını olabildiğince soğuk tutmalıydı ki Niragi, Mai'den uzak dursun.

Mai artık bunu istediğinden de emin değildi ki. Niragi’yle tekrardan yakın olmak istiyordu. Farklı bir Niragi olsa da sonuçta hala aynı kişiydi.

Ya da onunla uzak olmamalıydı mı? Ondan uzak olsa da Niragi her zaman onun yanında olacağını söylemişti.

Ama Niragi tehlikeli biriydi, ona yakın olmak vahşi bir hayvan ile aynı yerde olmak ile aynı şey gibiydi.

Peki Niragi’den uzak olmak nasıl olurdu, muhtemelen Niragi yakın olduğu herkes ile arasına girmeye çalışacaktı, Chishiya ile aralarına girdiği gibi. Gittiği her yerde takip edecek ve ne yaptığına bakacaktı. Onunla yakın olsa olacağı şeyleri tekrardan yaşayacaktı. Seçenekler aynı kapıya çıkıyordu. Her şekilde Niragi’ye.

Mai kapının çalmasıyla gözlerini kapıya çevirdi. Kapının önüne gidip kapıyı açtı. Gelen kişi Chishiya'ydı. Sanki kısa süre önce tüfeğin sapını sert bir şekilde suratına yememiş gibi elleri cebinde ve her zamanki gibi ne düşündüğünü gizleyen sırıtışını takınıp gelmişti.

"Chishiya?"

"İçeri girebilir miyim? Tabi sakıncası yoksa."

Mai önüne gelen saçını kulağının arkasına sıkıştırıp kapının önünden çekildi ve Chishiya da içeri girdi.

 Change || Suguru Niragi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin