°chapter 1

533 46 25
                                    

Mai okulunun ilk günü için fazlasıyla heyecanlıydı. Ne kadar son sınıf olsa da her okul değiştirdiğinde de heyecanlandırdı. Yine ailesi taşınmıştı ve o da okulunu değiştirmek zorunda kalmıştı ama artık buna alışmıştı. Kimseye fazla bağlanmıyor, uzaklaşınca herkesi kısa süre içinde unutmaya başlıyordu. Zaten ayrıldıktan sonra ne yaptığını merak eden de olmuyordu, bir yerde uzun süre durmamanın sonuçları bunlardı.

Saçlarını taradı ve saçlarını korumak için sıktığı spreyi sıktıktan sonra göğsüne kadar gelen bütün saçlarını düzleştirmişti. Orta okuldan beri yaptığı bir şeydi, saçları normalde dalgalı olsa da kendine düz saçı daha da çok yakıştırırdı bu yüzden de üşenmez ve düzleştirirdi. Saçlarına son kez baktıktan sonra lavabodan çıktı ve odasına döndü.

Okul kıyafetlerine baktı. Gömlek, etek ve bir ceket. Aksesuar olarak da yakasını tutması için bir kravat. Üzerini giyindi ve aynada kendine baktı. Güzel olmuştu. Çantasını da yanına alıp odasından çıktı ve mutfağa indi.

Annesi de babası da çalışıyordu ve bunun için erkenden çıkmaları gerekmişti.

Mai buz dolabını açtı ve yiyebileceği şeylere baktı, kendini fazla aç hissetmiyordu bu yüzden bulduğu bir elmayı alıp çantasına attı. Daha sonra bir şeyler yemesi gerekirse diye düşünerek. Saate baktı, erken sayılabilirdi ama yine de okulun ilk gününden geç kalma riskini göze almak istemiyordu.

Okula vardığında aynı onun gibi erken gelmiş olan gözlüklü, uzun boylu bir çocuğu gördü.

“Merhaba.”demesinin ardından çocuk ona döndü, çekingen duruyordu.

"Merhaba?"

"Ben Mai. Okulda yeniyim. Bana müdür odasını gösterebilir misin?"

"Niragi."
Niragi omzundaki çantasını biraz daha sıkı kavradı. "Tabi, gösterebilirim."

Niragi onu müdür odasının önüne kadar getirdi ama müdür zaten odasına girmek üzereydi. Daha önceden kayıt için tanışmış olduklarından, Mai'nin geleceğini biliyordu ve onu tanıyordu.

Niragi hızlıca bir şey demeden yanlarından ayrıldı.

Müdür elini kızın omzuna koydu ve sıvazladı. "Şimdi sana ders programı hazırlayalım. Umarım bu yıl senin için güzel bir yıl olur ve adapte olmakta zorlanmazsın."

Dedikten sonra odasının kapısının kilidini açtı ve Mai'yi içeri çağırdı. Mai tam içeri girerken gözüne bir şey çarptı. Birkaç çocuk Niragi in etrafını sarmıştı.

"Senin ne kadar ezik biri olduğunu bütün yaz suratına vuramamak seni çok özlememe neden oldu Niragi."

Tabi müdür içeride onu beklediği için durup bakamamıştı.

Müdür ile birlikte ilgilendiği dersleri ve seviyelerine göre ayrıştırılmış sınıfların derslerini seçti ve kendine bir ders programı hazırladı. İlk ders çoktan bitmişti bu yüzden ikinci dersinin olduğu sınıfa geçti.

Ne tesadüf ki Niragi de oradaydı ama Mai sınıfa girdiği anda onu hiç tanımıyormuş gibi başını eğdi.

Mai onun masasının yanına gitti. "Daha kimseyle tanışamadım ve sanırım öylece gidip birinin yanına oturursam garip karşılarlar. Bu yüzden yanına oturabilir miyim?"

Niragi hemen yanındaki sandalyenin üzerinde duran çantasını aldı ve yere koydu. Bu otur demekti. Mai de yanına oturdu.

"Normalde yanıma pek kişi oturmaz o yüzden çantam sandalyenin üzerindeydi."

"Hey, açıklama yapmana gerek yok. Seni yargılamıyorum. Sakin ol." Mai bir elini, Niragi'nin omzuna koyarak konuştu.

Bu tepkiden sonra neredeyse tamamen emin olmuştu Niragi’nin dışlandığına.

"aynı sınıfta olmamıza  şaşırdım ama iyi ki böyle oldu. En azından adını biliyorum." dedi Mai gülümseyerek.

Niragi sadece gülümsedi. 
Bir anda masaya vurulan ellerle irkildiler. Niragi’ye baktığında başını eğdiğini gördü. Ve ellerin sahibine bakınca Niragi’ye zorbalık yapan çocuklardan biri olduğunu gördü, çevresinde de arkadaşları duruyordu.

"Yeni mi geldin okula? Seni daha önce görmediğime eminim."

"Evet?"

"Öyleyse sana baştan söyleyelim. Niragi’yle oturmak istemezsin. O aptalın teki. Ayrıca hiç bir işe de yaramıyor. Başka bir sıra bulalım sana."

Niragi başını kaldırmamıştı ama yine de Mai'ye bakıyordu. Yeni ve tek arkadaşını da kaybetmek üzereydi.

Çocuk Mai'nin çantasını yerden almak için uzandığı anda, Mai bacağıyla çantasını sandalyesinin altına çekti.

"Aslında ben yerimden memnunum. Arkadaşlarımı kendim seçebilirim."

Çocuk defterin boş sayfasına birkaç kere şekilli harflerle yazılmış isme baktı. Artık adının Mai olduğunu biliyordu.

"Hadi ama, burada sana iyilik yapmaya çalışıyordum ki bu nadiren yaptığım bir şeydir."

Dedi ve gülmeye başladılar.

"Peki öyleyse bu 'iyilik' teklifin için teşekkür ederim ama üzgünüm, ilgimi çekmedi."

Mai'nin sesinde hiç bir kabalık yoktu. Sanki onun hiç değerlendirmeyeceği, onun için yoruma açık bile olmayan bir şeyi reddediyor gibiydi. "

" Sonra pişman olacağından eminim. Daha buradaki işlerin nasıl olduğunu bilmiyorsun, sana daha sonra başka bir şans verecek miyiz emin değilim. "

" Dediğim gibi, ilgimi çekmiyor. "
Dedi ve olabildiğince yapmacık bir şekilde gülümsedi.

Niragi’nin zorbaları da iğneleyici bakışlarla sıralarına geçti.

Niragi’nin hala yere baktığını gören Mai ona döndü. "Hadi ama, dört-beş tane hiç tanımadığım aptal için bu okuldaki ilk arkadaşımı satmayacağım herhalde."

"Benim yüzümden sana bulaşmalarını istemiyorum."

"Bulaşsalar bile bir yolunu bulurum. Her zaman başkasını güçle alt etmen gerekmez."

Öğretmen sınıfa girdi ve ilk başta müdür ile konuştuğunu bu yüzden de Mai'nin kendini tanımasını istediğini söyledi.

Mai ayağa kalkıp kendini tanıttı ama geri otururken de masasının üzerine, Niragi ile arasına buruşturulmuş bir kağıt düştü. Tam eline alıp ne yazdığına balacaktı ki, Niragi ondan önce davrandı ve kağıdı hızlıca açtıktan sonra kimse görmeden en yakındaki çöp kovasına attı.

Ders sonrası çantalarını topladılar ve sınıftan çıktılar. Son ders dışında başka ortak dersleri yoktu bu yüzden öğle tenefüsünde kadar uzaktan bakışmak dışında hiç iletişime geçmediler.

Mai yemeğini aldı ve oturacak boş bir yer gördü. Niragi'yi görmemişti bu yüzden yalnız oturuyordu.

"Şey.. Yanına gelebilir miyim?"

Niragi’yi görmesiyle gülümsedi ve yana kaydı. Niragi. De onun yanına oturdu.

İlk başta ikisi de fazla konuşmasa da daha sonra biraz biraz konuşmaya başladılar.

En sonunda Mai cesaretini toplayıp sorusunu sordu.
"Akşam evde çok sıkılıyorum ve biliyorsun, senden başka tanıdığım biri de şu anlık yok. Yani senin de işin yoksa belki mesajlaşabiliriz falan. Bu yüzden numaranı alabilir miyim?"
Dedikten sonra Niragi’ye telefonunu uzattı. Niragi de aynı şekilde kendininkini verdi.

Niragi numarasını yazdıktan sonra direkt telefonu verirken. Mai ise kendini kaydediyordu. Çoğunlukla aile dışınde herkes birbirine soy adıyla hitap ederdi ama Mai kendini Maemi diye değil Mai diye kaydetmişti.

"Teşekkür ederim, sana akşam yazacağım "

"Geç görürsem kusura bakma olur mu Maemi? Bazen telefonuma gelen mesajları duymuyorum."

"O zaman sen duyana kadar mesaj atmaya devam ederim. Olur mu öyle?"

Niragi gerçekten içten bir şekilde kıkırdadı. "Mesajına anında cevap vermek için telefonumu yanımdan ayırmayacağım."

"Anlaştık o zaman!"

"Evet anlaştık."

 Change || Suguru Niragi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin