°chapter 14

330 37 28
                                    

Mai'nin odasına gece boyunca gelen giden olmamıştı, her ne kadar kendine Niragi ne derse desin ona inanmamasını tembihlemiş olsa da ister istemez gece boyunca onu beklemiş ve gelip kendini korumak için yalan söylemesini beklemişti. Ama hayır, Niragi gelmemişti.

Mai gece odasındaki küçük buz dolabında olan içki şişesini de bulmuştu ve gece boyunca içip neden burada olduğunu düşünmüştü. Onun yerine burada olmayı hak eden yüzlerce kişi vardı.

Yaptığı bütün kötü şeyleri gözden geçirmişti ama böyle bir cehenneme hapis olacak kadar büyük bir günah bulamamıştı.

Burada olmayı hak etmiyordu, her gün ölen insanlar görmeyi kaldırmakta zorlanıyordu. Bunları düşünürken içkinin etkisi de iyice duygusallaşmasına sebep olmuştu. Ama Mai kesinlikle ölmek istemediğine emindi.

En azından ölmeyi kabul edeceği yer burası olmamalıydı. Ölecekse bile sonuna kadar savaşacaktı çünkü Mai buradaki kafasından geçen bir lazer ile ya da bir ebenin kurşunuyla veya korkunç bir şekilde ölmek istemiyordu. Mai ölmeden önce gerçek dünyaya dönmek istiyordu.

Mai elinde tuttuğu şişeyi yarılamıştı ve bilinci tamamen gitmişti. Daha fazla içemiyordu çünkü midesi bulanıyordu. Elindeki şişeyi yatağının baş ucunda duran küçük masanın üzerine koydu ve midesini bulantısını görmezden gelmeye başladı ama bu mide bulantısının yanında inanılmaz da bir baş dönmesi vardı. Normalde içki içen biri değildi ve bu gece de fazla kaçırınca kafayı bulmuştu fakat hissettiği duygular istediğimden çok farklıydı.

Mai'nin ayakta duracak hali kalmamıştı ve biraz daha uyanık duramazdı bu yüzden direkt kendini uykuya bıraktı.

Niragi de aynı sırada odasında duruyordu ve Mai'nin yanına gidip gitmemesi gerektiğini düşünüyordu. Tabi ki gitmesi gerekiyordu fakat Chishiya tekrardan onu görürse bu sefer söylediği yalan onu kurtarmazdı.

Evet, bunu başka kadınlara yapmıştı ama onlara hiçbir zaman kibar yaklaşmamıştı, onlar fazla aptaldı ama Mai'ye karşı hiçbir zaman öyle bir niyeti olamamıştı. Mai'ye karşı lisede içinde oluşan hisler yeniden alevlenmişti ve daha bunu Mai'ye doğru düzgün söyleyemeden her şey batmıştı.

Zaten eğer Mai ortada görünmediği süre boyunca başka biriyle vakit geçirdiyse şu anda Niragi’den nefret ettiğine emindi, çünkü ona bunu daha önceden yaptığını söyleyeceklerdi ve Mai de onlara inanacaktı.

Şuan çalışan telefonlara o kadar çok ihtiyaçları vardı ki, eğer Mai'de de Niragi’de de çalışan birer telefon olsaydı Niragi ona bir şekilde her şeyi anlatabilirdi.

Mai, bütün günü odasında geçirmekten nefret ederdi bu yüzden yarın Niragi onu kesinlikle görecekti. Mai de onu görecekti ve Niragi’ de bu sayede Mai'nin ona karşı kızgın olup olmadığını anlayabilecekti.

Sabah olduğunda Niragi, Mai'nin her zaman oturduğu şezlongun yakınında bir yerde onu bekliyordu. Mai'nin geleceğine emindi en azından Niragi’yi gördüğünde yüzünün alacağı şekli merak ediyordu Niragi.

Saat öğlene doğru geliyordu ve Mai hala ortalıkta yoktu, Niragi yapması gereken bütün işleri aksatmıştı.

Daha sonradan şapkacının bir adamı geldi ve Niragi’yi bir toplantı için çağırdı. Niragi her ne kadar istemese de toplantıya gidecekti.

Niragi tüfeğini omzuna yaslayıp toplantı odasına girdi. Arisu ve Mai de oradaydı. Mai Niragi’yi gördüğü anda başını başka yöne çevirdi ve ona kısa süre için bile olsa asla bakmadı.

Niragi hala ona bakıyordu, sadece kısa bir süreliğine de olsa ona inanacağını belli edecek bir bakış arıyordu ama yoktu. Mai bir kere bile Niragi’ye bakmamıştı.

Ardından şapkacının salona girdi ve mesajın başına oturup bütün kartları masaya yaydı. Kısa bir hoşgeldiniz konuşmasından sonra suratı ciddileşti ve konuşmakstediği asıl konuya geldi.

"Oyunlarda git gide daha çok kayıp vermeye başladık. Bunun şuan için büyük bir sorun olduğunu düşünmüyorum ama böyle devam ederse sahilde oyunlara katılacak kişi bulmamız zorlaşacak. En çok kayıp verdiğimiz oyun kupa oyunları bu yüzden daha önceden kupa oyunu kazanmış olan Arisu'yu da toplantıya çağırdım. Kupa oyunlarında nasıl başarılı olabiliriz? "

Arisu hemen başını yere eğdi. Aklına dolan Chota ve Karube'nin ölümünü gözlerinin önünden çekmeye çalışarak başını iki yana salladı." Ben bilmiyorum. "

"Arisu'nun katıldığı oyunda yapması gereken diğerlerini öldürmek değil miydi?  Kupa oyununda kazanmanın benim açımdan en basit yolu, zaten ölmek isteyenlerle oyuna katılmak." dedi Mira

"Hangi oyunun kupa oyunu olduğunu oyun öncesinden bilemiyoruz." dedi Ann.

"Olasılıklara göre Maça oyunlarını tahmin ettiğimiz gibi kupa oyunlarını da tahmin edebiliriz." dedi iki numara.

Şapkacı ellerini birbirine vurarak dikkatleri üzerine çekti ve sandalyesinde iyice yayılarak konuşmaya başladı. "Kupa oyunları için burada konuştuklarımızı düşüneceğim, benim vizemin bitmesine yakın da kararımı size bildireceğim. Şimdi çıkabilirsiniz, hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim."

Mai, Arisu'yu dışarıda bekliyordu. önce diğerlerinin çıkmasını beklediler, Niragi en sona kalmıştı ve hiç bir ifade olmayan yüzüyle doğrudan Mai'ye bakıyordu. Mai ise ona bakmak yerine gözlerini kapıdan çıkan insanlara dikmişti.

Niragi de çıktıktan sonra Arisu ve da odadan çıktı. Arisu  olayları bildiği halde bir kere bile Niragi’den söz etmemişti. Bu da Mai'yi rahatlatmıştı çünkü tekrardan insanlarla aynı konuşmaları yapacak hali yoktu.

Arisu, Usagi'nin onu beklediğini söyleyip Mai'nin yanından ayrıldı ve Mai kendi başına tekrardan odasına dönüyordu. O sırada aralarında Niragi de olan bir kaç militan ile karşılaştı ama bir şey yapmadan yanlarından geçerken, Son patron dedikleri adam çevik bir hareket ile katanasını Mai'ye savurdu.

Mai'ye değmesin ramak kala durdu, ve diğer militanlara bir kaçı gülmeye başladı. Niragi de mecburen gülüyordu, çünkü normalde böyle şeylere en fazla gülen Niragi olurdu ve şuan gülmeseydi bunu muhtemelen tuhaf bulacaklardı.

-Flashback-
Mai bu gün yemeğe geç geleceğini söylemişti o yüzden Niragi yemeğini almış ve her zaman Mai ile oturdukları masaya geçmişti.

O sırada Ryuichi ve zorbaları tekrardan yanına doluştular, daha iri yarı olanı Niragi’yi sert bir yumruk ile yere düşürdü ve tepside duran pirinçi Niragi’ye doğru fırlattı.

O an yemekhanede olan kim varsa gülmeye başlamıştı. O sırada Mai gelmişti ve gördüğü manzara karşısında sinirle kaşlarını çatmıştı. Oradaki gülen çocuklardan birine kasten çarparak yanından geçmişti ve Niragi’nin yanına gelmişti.

Onun yanında eğilip saçlarına ve kıyafetlerine gelen pirinçleri temizlemişti ve ayağa kalkması için yardım etmişti. Herkes orada Mai'ye de gülmüştü ama Mai onların hiçbirini umursamayıp Niragi’ye yardım etmişti.
-
Niragi gözlerini hızla kırpıp açarak daldığı anından çıktı. Yine onu üzen anılara sürüklenmişti. İçinden Mai ile ne kadar güzel anısı olduğunu geçirdi, her anısında zorbalık yoktu Mai ona gerçekten iyi de davranıyordu ama böyle durumlarda her zaman Niragi’nin aklına Ryuichi ve arkadaşlarının bıraktığı derin yaralar geliyordu.

Mai ile aralarındaki fark tam olarak buydu. Mai bütün lise tarafından dışlamayı ve zorbalık görmeyi Niragi için kabul etmişti ama Niragi kendi otoritesini korumak için Mai'ye hak etmediği bir muamelede bulunuyordu.

 Change || Suguru Niragi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin