3

6.7K 121 13
                                    

Herkese gelen mesajdan sonra servise bindik ve otele geçtik. Tek sorun bana mesaj gelmemesiydi. Yedi kişiydik ve bütün odalar iki kişilik ayarlanmıştı.

Ben dışta kalıyordum. Hepimiz otelin lobisinde beklerken içeri giren ikiliye baktım. Arel ve Hazal.

Hazal yardımcı pilottu. Siyah beline gelen saçları ve beyaz bir teni vardı, benden bir kaç santim kısaydı. Dolgun dudaklarını kırmızıya boyamış, dişil enerjisini sonuna kadar kullanıyordu.

Arel ve Hazal için ayrı iki oda vardı çünkü farklı cinsiyettekilerin aynı odada kalması şirket tarafından pek istenmezdi. Zaten ikisinin odası da VIP'ydi.

Anahtarını alan herkes Arel'e kafa selamı vererek asansöre ilerlediler. Köşede salak gibi kalmıştım. Başka oda istemiştim ama şansıma tüm odalar doluydu.

"Sen neden gitmedin?" Tok sesini duyduğumda yüzümü ona çevirdim. "Oda kalmamış Arel Bey."

Arel bir süre bana baktı ve resepsiyona döndü. "Boş odanız yok mu?" İngiliz aksanına bayılmak istedim.

"Hayır efendim boş odamız bulunmamakta. Sadece size ve Hazal Hanım'a ait iki VIP oda var." Arel bana ve Hazal'a baktı.

"Hazal, Dila seninle kalsa bugünlük?" Adımı biliyordu!

Hazal bana bakıp Arel'e döndü. "Başka planlarım vardı." Ne planı olduğunu anlamaya çalışıyordum. Arel'de aynı durumda olmalıydı ki konuştu.

"Ne planın var?" Hazal sinsi bi tebessüm etti. "Anlarsın ya." Keşke anlamsaydık Hazal. Odaya erkek atacağı kesindi.

Boğazımı temizledim ve konuştum. "Sorun değil Arel Bey ben başka otele geçebilirim. Kimsenin rahatı bozulmasın."

Bana döndü biraz kaşları çatılmıştı. "Saçmalama lütfen herkes burada kalırken başka otelde kalman olmaz. Benim odam üç odalı benim odamda kalabilirsin."

Teklifiyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne demek benim odamda kalabilirsin? "Şirket buna izin vermez Arel Bey. Hem sizin rahatınızı da bozmayım."

"Sorun olmaz ben şirketle konuşurum. Zaten birbirimizi görmeyiz bile, evet dersen benim için bir sıkıntı yok." Dünden razıydım.

"Tamam o zaman." Bana bakarak tebessüm etti ve resepsiyondaki kadınla konuşmaya başladı.

"Kusura bakma canım. Allahtan Arel var o seni ağırlar." Hazal bana sahte gülümsemesini yolladı ve anahtarını alıp asansöre ilerledi. Eğer egolu bir pilot ararsanız Hazal ta kendisiydi.

Arel anahtarı resepsiyondan aldıktan sonra bana döndü. Beni bir süre inceledi ve sonra asansöre doğru ilerledi, ben de arkasından ilerledim.

Asansör bu katta olduğu için beklemeden önden o arkasından da ben bindim. On üçüncü kata bastı. Yanyana duruyorduk ve avuç içlerim terliyordu.

Erkeksi kokusu tüm asansörü ele geçirmişti. Hâlâ hostes kıyafetlerim ile duruyordum bu yüzden iyice rahatsız olmaya başlamıştım. Elimdeki çantada bir kaç parça kıyafet vardı odaya geçince direkt üstümü değiştirecektim.

Arel boğazını temizledi. "İyi misin?" Bana bakmadan sorduğu soruyla bir an afalladım. Ne alaka nasıl olmam?

"İyiyim Arel Bey siz iyi misiniz?" Hafif tebessüm etti ve mavilerini bana çevirdi. "Pek iyi gibi durmuyorsun yerinde hareket edip duruyorsun." Tam cevap vereceğim sırada asansörün kapısı açıldı ve onun asansörden çıkmasıyla ben de çıktım.

Bin sekiz yüz iki numaralı odaya geldiğimizde anahtarla kapıyı açtı ve içeri geçti. Ardından ben de girdim ve kapıyı kapattı. Biraz fazla yakındık bu yüzden hemen aramıza mesafe koyup içeri geçtim.

Yükseliş | Yarı Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin