Yükseliş | Yarı Texting (+18)

15

Arel'in yüzüne vuran güneş ışığıyla aydınlanan yüzünü inceliyordum. Balkondan tam da yatağa vuran güneş ışığı Arel'in yüzüne gelmişti. Bende yaklaşık yarım saattir bu şaheseri izliyordum.

Daha fazla dayanamayarak elimi saçlarına götürdüm ve okşamaya başladım. Elimin tersi yavaşça yanağında gezdi. Kirpiklerime titrediğinde homurdandı. Kıkırdayarak geri çekildim ve onun da dudağında tebessüm oluştu.

Uykulu sesiyle konuştuğunda ne kadar seksi olduğunu daha iyi anladım. "Yaramazlık yapmamalısın Dila." Gözlerini açmadan konuşuyordu. Onu daha ds kışkırtmak için parmağımla burnuna, gözlerine ve en sonunda dudağına dokundum.

Beni hızlı bir hareketle altına alıp ellerini kafamın yanlarına koyarak yüzüme edildiğinde ne olduğunu anlamadım. Mavi gözleri yüzümün her bir zerresini ezberler gibi beni izledi ve dudaklarıma nefesini verirken konuştu. "Beni çıldırtmak mı istiyorsun sabah sabah?"

Konuşmadan gülerek kafamı olumlu şekilde salladım. "Dila daha gece yaşadıklarımız aklımdayken bunları yapmamalısın."

Kafamı biraz yastıktan yükselttim ve aramızda bir nefeslik boşluk bıraktım ve dudaklarına bakarak konuştum. "Yoksa ne yaparsın? Beni yeniden bi uçurursun?"

Bana kendini bastırdığında çıplak olduğumuz yeni aklıma geldi ve erkekliğini hissetmek vücudumu titretti. "Tüm gün yataktan çıkamazsın." Sözleriyle ellerimi kollarına koydum ve onu yan tarafa ittirerek üzerine çıktım. Evet çok güzel şimdi ikimizde birbirimizi hissediyorduk.

Yutkunduğunda bende aynı şekilde karşılık verdim. "Yataktan çıkmak isteyen kim Arel?"  Ona üstten bakarken elleri kalçalarıma gitti. Bir eliyle kalçama fazla sert olmayarak vurduğunda kendimi ona daha da bastırdım. "Siktir! Yapmasana Dila kendimi zor tutuyorum."

Kahkaha attım. "Neden tutuyorsun anlamıyorum." Kalçalarımdaki ellerinden birisi enseme gitti ve beni kendine çekerek konuştu. "Ciddiyim içinden çıkamam." Dudaklarına yaklaşarak bir öpücük koydum ve hemen geri çekilerek üzerinden kalkıp yataktaki çarşafı üzerime alarak banyoya ilerledim. "Sana kolay gelsin Arel."

Kapıdan çıkmadan önce bir küfür mırıldandı. Gülerek banyoya ilerledim ve çarşafı bir kenara atıp banyoya girdim. Duşa kabine girdiğimde suyu ayarlayarak ılık bir duş almaya başladım. Arel'i hep arzulamıştım ama arzuma kavuşacağımda daha fazlasını isteyeceğim aklımdan bile geçmezdi. Beni kendine her türlü bağlamayı başarıyordu resmen.

Duştan çıktığımda banyodaki dolaptan temiz bir havlu alarak vücuduma doladım. Baş havlusunu da alarak saçlarıma doladım ve banyodan çıkıp odaya doğru ilerledim. Odada olmayan Arel ile kaşlarım çatıldı. Hemen dolaba yerleştirilen kıyafetlerime ilerledim. Bir takım iç çamaşırını giyerek altıma lila şort etek geçirdim ve üzerime de beyaz bir crop giydim. Saçımdaki havluyla ıslaklığı alıp bir tokayla uzun saçlarımı topuz yaptım.

Balkondan gelen sesle oraya doğru ilerledim ve Arel'in burada olduğunu farkettim. Balkona çıkıp, manzaraya dönük sigara içen Arel'e arkadan sarıldım. Sırtına bir öpücük kondurdum. "Ben giyinirken sesini bile çıkarmadın bende gittin sandım."

"Nereye gidebilirim bebeğim?"

"Bilmiyorum ki." Sigarasını söndürüp izmaritini yanına aldığı kül tablasına bastırdı. Karnında duran ellerimi tutarak konuştu. "Artık bir yere gidemem." Gülümsedim. Bana döndüğünde balkon demirine yaslı duruyordu. Üzerine geçirdiği lacivert salaş gömlek ve altındaki krem rengi pantolonla çok yakışıklıydı.

Ellerini belime koydu. "Bugün ne yapmak istersin?" Biraz düşündüm. "Kahvaltımızı yapalım ve sahile inelim olur mu?"

Kafa sallayarak alnıma bir öpücük kondurdu ve odaya girdi. Bende onu takip ettiğimde telefonundan bir numarayı tuşladı. "Dove possiamo fare colazione?" (Nerede kahvaltı yapabiliriz?) Karşı tarafı dinledikten sonra cevap verdi. "Sì, voglio un bel posto" (Evet güzel bir istiyorum.) İtalyan aksanıyla biraz daha konuşursa üzerine atlayacaktım. Mübarek yerli İtalyandı sanki!