8

6.3K 100 5
                                    

Huzur. Galiba bulmuştum onu. Hayatım boyunca hep kalabalık ortamlarda bulunmuştum. Annem bizi terketse bile kuzenlerim, halalarım, teyzem ve diğer akrabalarım hep etrafımda olmuştu. Herkes annemin yerini doldurmaya çalışmıştı.

Ama kendimi hiç bir zaman bir yere ait hissetmemiştim. Kalabalığın içinde yalnız olan kişi olur ya o işte bendim.

Arel ile çoktan aramda bir bağ oluşmaya başlamıştı. Farklıydı benim için. Onu tam olarak tanımıyordum ama bir insana baktığınızda onu görebilirdiniz ya. Ben onu görüyordum, gerçekten hayatımda yerinin vazgeçilmez olacağına emindim.

Gözlerimi araladığımda yanıma baktım. Yatakta yoktu. Tüm örtü üzerime örtülmüş bir şekildeydi. Gözlerimi ovalayarak kalktım ve uyuşan bacaklarımı yataktan sarkıttım. Umarım yatakta bırakılan bir kadın olmamışımdır diye içimden geçirdim.

İlişkiye girmemizin erken olduğunu düşünerek verebileceği en tatmin edici şeyi vermişti bana. Haklıydı da bir anlık gaza gelmemeliydik.

Yataktan kalktığımda çıplak bedenimdeki örtüyü attım. Etrafa bakındığımda yatağın karşısında kalan tekli koltuğun üzerindeki Arel'in gömleğini fark ettim. Koltuğa doğru ilerleyip gömleği aldım ve üzerime geçirdim. Kalçamı kapatan gömleğin üsteki ilk üç düğmesini de açık bıraktım ve yerdeki tokamı alarak saçımı yukarıdan topuz yaptım. Odadaki banyoya girip yüzümü yıkadım ve ihtiyaçlarımı hallettim.

Odadan çıktığımda mutfağa doğru ilerledim ve Arel'i farkettim. Ada tezgahın üzerinde her çeşit kahvaltılık vardı. Onun dışında kızarmış ekmek vardı. Arel'de bana arkasını dönmüş ocakta bir şeyler yapıyordu. Kokudan anladığım kadarıyla pankek yapıyordu.

Arel'in üst tarafı çıplak altında da siyah bir eşofman vardı. Kaslarını bu açıdan izlemek çok hoşuma gitmişti. Sessiz adımlarla ona yanaştım ve beklemediği anda arkadan sarılıp ellerimi karnının üzerinde birleştirdim.

İrkildi ama kim olduğumu anladığında kıkırdadı. Dudağımı çıplak sırtına bastırdım. "Günaydın pilotcuğum." Bana dönüp ellerimi tuttu ve iki elimede öpücükler bıraktı. Boy farkından dolayı kafasını eğmişti ve mavi gözleri gözlerime parlayarak bakıyordu. "Bana böyle dersen seni uçururum."

Güldüm ve yanaşıp dudağıma minik bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde tavadaki pankeklere baktım. "Bu kadar marifetli olduğunu bilmiyordum." Döndü ve pankekleri ters düz yapmaya başladı.

"Makarna, tost ve pankek dışında bir şey yapamıyorum ama öyle olsun."

"Bu bile yeter. Yapabileceğim bir şey var mı?" Omzunun üzerinden bana baktı. "Sen otur ben bunları alıp geliyorum." Dediğini yapıp ada tezgahın kenarındaki sandalyeye oturdum. O da pankekleri bir tabağa koyarak geldi ve masaya koydu. Karşımdaki sandalyeye oturduğunda sofraya göz attım.

Oldukça acıktığımı fark ederek kızarmış ekmek ve reçel yedim. O sırada Arel pankeke çikolata sürerek bana uzattı. Ağzımı açtığımda pankeki yavaş bir hareketle ağzıma koydu ve elini çekerken baş parmağını dudağıma sürttü. "Çikolata bulaştı da."

Şaşırmış bir şekilde ona bakarken baş parmağını yaladı ve alaycı bakışlarıyla bana baktı. Boğazımı temizleyerek pankeki çiğnemeye başladım.

"Kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanalım. Uçuşa gitmemiz lazım."

"Tamam ben bavulumu toplayayım."

Uçuş hakkında konuşup kahvaltımızı ettikten sonra odama geçip üzerimdeki Arel'in gömleğini çıkarıp rahat bir takım giydim. Bavulumu da topladıktan sonra gömleği alıp odamdan çıkıp Arel'in odasının kapısını çaldım. "Gelebilirsin."

Sesini duymamla odaya girdiğimde altında bir havlu ve üzeri çıplak bir şekilde Arel'i gördüm. Duştan yeni çıkmış siyah saçlarından damlayan su tanecikleri kaslarına düşüyordu. Mavi gözleri daha parlak bir şekilde bana baktığında yutkundum.

"Şey gömleğini vermeye gelmiştim." Dudağının bir kenarı kıvrıldı ve bana yaklaştı. Bir adım kala durduğunda kafasını eğerek bana baktı. "Sana benden daha çok yakışmıştı."

Cürretkar Dila el salladı. "Başka zaman yine giyerim belki." Sözlerimle Arel hırçın bir ifadeyle yüzüme baktı. Kafasını sallayarak benden uzaklaştı ve açtığı dolaptan boxer ve kıyafetlerini alarak yatağa bıraktı. Tam dönüp odadan çıkacakken havlusuna dokunmasıyla havlusu yeri boyladı.

Gözlerim şaşkınlıkla açılmış erkekliğinde bir kaç saniye oyalanmıştı. Kızardığımı hissederek arkamı döndüğümde güldüğünü duydum.

"Dün gece böyle değildin."

"Dün gece anın büyüsü beni sürüklemişti."

"Keşke yine sürüklese." Kızarık suratımla ona döndüğümde çoktan üzerini giyinmişti. Yüz ifademi gördüğünde gülüşü genişledi. "10 dakikaya otelden çıkmamız lazım Arel. Bence dikkat çekmemeliyiz."

Öyle mi dercesine kaşlarını kaldırdı. Daha fazla oylanmadan odadan çıktığımda her şeyi topladığımdan emin olarak bavulumu alıp odadan çıktım.

Arel'in odasının kapısı açıktı ve bavulunu kapatarak eline aldı ve odasından çıktı. Karşıma geldi. "Her şeyin tamamsa çıkalım."

"Her şeyimi aldım gidebiliriz." Bana yanaşarak beklemediğim bir anda dudağıma öpücük kondurdu. Bana anlık felç  inmişti.

"Bu ne içindi?" Zorlukla konuştuğumda yüzüme gülümseyerek bakıyordu. "Bir süre uzak kalacağız. İş arkadaşlarımızın bizi fark etmesini istemeyiz." Onu onayladığımda beraber otel odasından çıktık ve asansöre binerek lobiye indik.

Lobide bizi bekleyen uçuş arkadaşlarımıza doğru yürüdüğümüzde kızlardan bazıları bizi süzdü. Arel'e döndüğümde çoktan sert imajını yüzüne yerleştirmişti.

Bundan sonra benimle mesafeli mi olacaktı, aramızdaki her şey tek gecelik bir zevk miydi ya da bunlar devam mı edecekti bilmiyordum. Ama bana sadece tek gecelik bir zevk değil, herkesden esirgediği samimiyetini de vermişti.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

         Bir kaç haftadır bölüm yazamıyorum. Aslında bu kurgu için kafamda çok güzel senaryolar var ama bir türlü vakit
bulamadım.

Oylarınız için teşekkür ederim.💗

Fazla deneyimli biri olmama rağmen 600+ okuma almam da beni çok mutlu etti.
Umarım ileride daha da artar.

Hepinize sevgiler 🫶🏻

Yükseliş | Yarı Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin