3.8

4K 628 202
                                    

Seungmin derslerine tamamen odaklandığı zamanlar ilk dönemin neredeyse yarısıydı, kafasını tamamen derslere vermiş bir biçimde programına uyuyor her akşam da Chan'a gösterip ne yaptığını anlatıyordu.

Felix ve Hyunjin fazla meşgul olduğu için eskisi kadar sık görüşemeseler de yüzyüze geldikleri an yine aynılardı. Üç yıl önceki kadar bir stres yapmıyordu ama elbet ders çalışmanın zorlukları vardı.

Sessiz evde yaptığı denemenin netlerini kontrol ederken üst üste çıkan yanlışlarla yutkundu ve sakin kalmaya çalıştı öncelikle, bir sonraki soruların iyi gelmesi umudu ile denemeyi kontrol etmeye zar zor devam etmiş ama yine de çıkan yanlışlar doğruları götürdüğü için aklındaki hedeften daha düşük bir net çıkarmıştı.

Sinir bozukluğu ile arkasına yaslandı ve elini yaban gözlerine bastırdı. "Neden düzelmiyor?" diye kendi kendine sessizce mırıldandığında içinden denemeyi tutup sadece yırtmak geliyordu.

Zihninde bir taraf ona başarısız olduğunu söylerken diğer taraf da çalıştığını fakat bu seferlik olmadığını söylüyordu. İyi bir moralle girdiği denemenin sonucu bu kadar kötü gelirken oflayarak ellerini yüzüne kapattı ve gözyaşlarının düşmesine izin verdi.

Kendi kendine sessizce sadece sinirini atmak için ağlarken mutfakta kendine kahve yapan Chan bir an duyduğu sesle kaşığı tutan elini durdurmuş, kaşlarını çatmıştı. Yine aynı kısık ses kulaklarına ulaştığında kahve bardağını geriye itip hızla mutfaktan çıktı ve çalışma odasına girdi.

Seungmin'i masaya yaslanmış, ağlar bir şekilde gördüğünde "Seungmin?" dedi direkt yanına ilerleyip. Yanına çöküp elini omuzuna attığında "Olmuyor," dedi Seungmin. "Olmayacak gibi, yine olmayacak gibi Chan... Düzelmiyor."

"Bunun bir deneme olduğunu biliyorsun değil mi?" dedi Chan. "İndir bakayım elini, ağlama."

Seungmin'in elini tutup yüzünden indirmiş, kendi elini onun yanağına yaslamıştı. Gözlerini silerken Seungmin başını iki yana salladı. "Deneme olduğunu biliyorum ama kabullenemiyorum, olmuyor, olmayacak gibi, ya hiç düzelmezse?"

"Düzelecek." dedi Chan, baş parmağı gözyaşlarını temizlerken moralini yerine getirmek için burnuna vurdu hafifçe. "Burna bak, nasıl kızarmış."

"Ya git ya."

Güldü. "Bebeğim benim, bunlar ilk denemelerin, daha yeni çalışmaya başlıyorsun, elbet hepsi iyi gelecek ya da her seferinde yükseleceksin diye bir şey yok. Düşüşlerin olacak, bazen dibi bile göreceksin, ruh halin, uykun, her şeyin o denemeleri etkiliyor. O yüzden kötü geldiğinde üzülme böyle, kıyamam sana ben."

Uzanıp kollarını beline sardığında Seungmin onun boynuna sarılıp kendi yüzünü kurulamış, iç çekmişti. "Korkuyorum."

"Korkmakta haklısın," dedi Chan, sırtını ağır ağır pat patladı. "Dediğim gibi eğer sen çalıştığından eminsen, bir şeyleri anladığından eminsen, deneme kötü gelsin. Gelebilir çok zordur deneme ya da dikkatin dağılmıştır, ha hepsini geçiyorum dikkatini verdiğin halde kötü gelsin, bu düzelir, düzelecek."

Onun umutlu konuşması ile Seungmin kafasını kaldırıp yüzüne baktı. "Öyle mi dersin?"

"Öyle derim, öyle olacak." Ekledi. "Eğer bir şeyleri kaçırdığını düşünüyorsan süreyi düşünmeden yap tamam mı, yavaş çok, çok yavaş yap. Emin ol, atıyorum kırk soru yapacağına yirmi soru yap, on beş soru yap ama on beşi de doğru olsun. Böyle başla tamam mı, ilk önce böyle başla, sonra alışacaksın ve hızlanacaksın, tamam mı?"

"Boş mu kalsın yani?"

"Evet, şimdilik boş kalsın, sen süreyi kenara bırak ve yapabildiğini yap. Hepsini doldurmak yerine sadece gerçekten yapacağını yap."

softcore, seungchan ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin