Chan, müdürün yanına ilerlerken aniden oluşan kalabalık ile durmuş ve koşan hocalara bakmıştı. "Ne oluyor?" cümlesi dudaklarından çıktığı an müdürün odasının kapısı açılmış, Bay Lee başını uzatmıştı.
"Bay Bang? Geldiniz mi, ne oluyor orada?"
Chan'ın gözleri içerideki ağzı yüzü yara ve kan ile kaplı Seungmin ile buluştu, ayakta durmuş ve dahası gözlerinin kırmızılığı kendini belli ediyordu. Dahası o kırmızılığın ağlamaktan olmadığı kesinlikle çok belliydi.
O onun şoku ile kalakalırken duyduğu şeyler kaşlarının daha da çatılmasına sebep oldu. "12/8 sınıfı sayısal bir ile kavgaya girmiş."
Seungmin bunu duyduğu gibi hızla dışarı doğru atılmıştı ki kolundan sertçe yakalanmayı beklemiyordu. "Sen burada kalıyorsun," dedi Chan ve itiraz dahi etmesine izin vermeden onu odaya geri sokup elini kolundan çekti. Son kez gözlerine baktı. "Sakın odadan çıkmıyorsun."
Seungmin bu davranış ile duraksamış, Chan ise odadan çıktığı gibi kendi sınıfına doğru ilerlemişti. Kalabalığın ve bağırışların olduğu kısmı sonunda bulduğunda ilk yaptığı bir çocuğu öldüresiye döven Hyunjin'i kolundan tuttuğu gibi çekmek olmuştu.
Sinirden gözü dönen Hyunjin, kendisini tutanın hocası olduğunu bile fark etmeden "Bırak!" diye bağırırken Chan'ı ittiği gibi çocuğu duvara yapıştırdı. "Bir daha annem hakkında konuşursan yemin ederim öldürürüm seni!"
Hyunjin'in annesinin birkaç sene önce öldüğünü bildiği için Chan hızla "Hyunjin," deyip kendini fark ettirmeye çalıştı. Sıkıca tuttuğu öğrencisini sürükleye sürükleye kalabalıktan uzaklaştırmış, müdür bağırıp kavgayı dağıtırken de öğrenciler önce revire ardından da müdürün odasına gelmek üzere uyarı almışlardı.
Ona bakan sınıfına hayal kırıklığı ile karşılık verdi Chan, hiçbir şey demeden müdürün odasına girmiş ve Seungmin'den gelen "Ne oluyor?" sorusuna karşı kaşlarını çatmıştı. "Bilmiyor musun gerçekten ya? Asıl benim sana sormam lazım değil mi, o kavga neden çıktı Seungmin?"
"Bilsem size sormazdım."
"Öyleyse kendi ettiğin kavgayı açıkla."
Onun cümlesi biter bitmez odanın kapısı açılırken içeri müdür girmişti. O yerine oturduğunda "Anlatsın Seungmin," dedi müdür. Kaşlarını kaldırdı. "Yeop'ı dinledim, anlat, neden kavga ettiniz? Neden ona vurdun?"
Chan odadaki dolaba yaslanıp ellerini kumaş pantolonunun cebine koydu, kaşları çatılmış, gözleri Seungmin'in üzerindeydi. Gelecek cümleyi bekliyordu.
"Sinir oluyordum," dedi Seungmin. "Sinir ettiği için dövdüm."
"Ne?" Müdür ona baktı. "Sırf sinir oluyorsun diye bir çocuğu hastanelik ettin Kim Seungmin! O çocuk ve ailesine ne diyeceksin, kendi ailene ne diyeceksin?"
Chan duraksadı. Aklına mesajları gelirken yutkunmaya çalıştı, sadece okuldan atılmak için mi bir çocuğu dövmüştü, buna inanamıyordu. Bu kadar psikolojisinin bozuk olduğuna inanamıyordu.
Kapı açıldı, içeri bir kadın ve bir adam girerken "Bay ve Bayan Kim," diyen müdür ile telefonda konuştuğu kişilerin Seungmin'in ailesi olduğunu öğrenmişti Chan. İkisinin de yüzünden öfke akıyordu, kim olsa sinirlenirdi ama endişelenirdi de.
"Ailen de burada iken gerçeği söyle Seungmin," dedi müdür. "Eğer bir şey varsa söyle yoksa uzaklaştırma alacaksın."
Chan hızla sırtını dolaptan çekti. "Uzaklaştırma alırsa derslerden uzak kalır, sınavlar başlayacak. Sınıf olarak hazırlanıyorlar."