eva mia
***
Seungmin merakla gözlerini yola dikmiş, kısık sesle şarkıya eşlik ederken açtığı camdan da rüzgar yüzüne vuruyordu hafifçe. Chan ile gerçekten uzun bir süredir yoldalardı, belki Kore'de olsalar tahmin yürütebilirdi nereye gittiklerine dair ama konum Avustralya olunca yabancı kalıyordu.
"Sıkıldın mı?" sorusu gelirken kafasını iki yana salladı. "Hayır, merak ediyorum sadece."
"Aslında çok basit bir yer," dedi Chan. "Sadece ben farklı bir şeyler düşündüm, becerebilir miyim belirsiz."
"Daha çok meraklandırıyorsun beni."
Seungmin'in yakınışı ile ışıklarda dururken Seungmin diğer taraflarında olan boş sahile bakmış, güzelliği ile iç çekmişti. Chan'a dönüşte buraya uğramaları gerektiğini söylemeliydi, şehir merkezindeki sahiller çok doluydu ama buradakiler gerçekten bomboştu ve denizin sesini daha güzel duyabiliyordu.
Ona bakan Chan'a doğru dönmüş ardından da elini yanağına atarak uzanmıştı, kırmızı ışığı fırsat bilerek dudaklarını dudaklarına bastırarak kısa ama sert bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde Chan sim bulaşan dudağına bakmış ama silmek yerine bırakmıştı.
Tekrar yola koyulduklarında neredeyse yarım saat sonra Chan yoldan ayrılmıştı, arabayı sahile çekti ve "Bekle," diyerek indi.
Seungmin dönüşte uğramaları gereken sahile gelmeleri ile mutlu olurken arabadan inen Chan bagaj kapağını kaldırdı, çoktan düzenlediği yere bakmış ve piknik sepetindeki şarapları çıkarıp kenara koymuştu.
"Gel," deyip Seungmin'in elini tutarak onu indirdiğinde Seungmin son beş dakikadır yeni yeni tahmin ettiği şeyin gerçek olması ile kendini tutmadan kıkırdadı. "Chan..."
Hafif sarı gökyüzüne baktı, bir saate kalmadan güneş batardı, deniz çok yakınlarındaydı ve mevsimin yaz olması ayrı güzeldi.
Chan boş sahile bakıp gülümsedi. "Beğendin mi? Bir restorana gitmek istemedim, bomboş yemek yiyip geri dönecektik, açıkçası lunapark gibi bir klişe de bize uymazdı, parkta oturmak daha çok bize göre. İkimiz de sessizliği sevdiği için böyle bir şey yapmak aklıma geldi."
"Çok güzel," dedi Seungmin reddetmeden, mutlu mutlu güldü. "Çok güzel cidden, çok güzel düşünmüşsün. "
"E sahil kapattık yani."
Chan'ın dalga geçişi ona kahkaha attırdı, Chan yastıkları düzeltip onun arabanın içine yerleşmesini sağlamış, Seungmin ayaklarını uzatarak gülümsemişti.
"Sepeti sen mi hazırladın?"
"Açıkçası onun için Felix yardımcı oldu biraz, sandviçleri hazırladı, ben sadece meyveleri ve şarapları aldım."
Çıkardığı iki kadehe kırmızı şarap koyup sevgilisine vermiş, Seungmin keyifle bir yudum almıştı. "Bayıldım buraya," dedi fikrini belirtmek amaçlı. "O kadar güzel ki. Sadece dalga sesleri, güneş batmak üzere, kilometrelerce yakınımızda bizden başka kimse yok, sen varsın, fazla güzel."
"Tam da böyle bir ortam istediğim için bunu yaptım," dedi Chan. Sepetteki meyveleri bir tabağa koymuş, ardından da sandviçin birini Seungmin'e uzatmıştı. Seungmin bir ısırık aldı.
"Yalnız Felix çok güzel yapmış."
"Katılıyorum," dedi Chan. Güldü. "Minho ile birbirlerini buldular tam, ikisi biraz deli, tamamen kedi insanı, Felix çok cıvıl cıvıl, Minho ise daha ciddi dışarıya, ha yemek yapmayı da biliyorlar."