Hepinize merhaba uzun zaman sonra yine buradayım derslerden dolayı inanın yazacak hiç vaktim olmuyordu bunlar taa o zamandan kalmış olan kısa kısa parçalar umarım beğenirsiniz :)) uyku tutmayınca hepsini toparlayayım dedim. Karışık gelebilir o yüzden kösaca anlatmak isterim ♥️ yamaçın ağzından gibi düşünün ikinci olayla beraber
Tüm çukur kahvenin önünde yemeğini yiyip evlere dağılmıştı. Koca çükürda sadece üç kardeş kalmıştı ha birde selimin hatırası olan akın.Cumali içkisini kafasına dikip "kardeş miyiz?"
Salih büyük bir gururla gülümseyerek "can mıyız?"
Akım devam ettirdi. "Tek miyiz"
Ardından Yamaç "Kardeşiz Canız Tekiz" demişti. Üçü çukur simgesine bakarak biralarını kafalarına dikip içmişlerdi..
Akın yerden destek alarak ayağa kalkmış cumali ve yamaç amcasının tam ortasında durmuştu. "Amcalarım" demişti tek nefeste. "Hadi evimize gidelim"
Cumali gülerek akının uzattığı elini tuttu. "Evimize demek ha evimize eşekoğlueşek"
"Hak etmedik mi ama be hak etmedik mii" dedi yamaç kahkahaların arasından.
Ardından kol kola girip sallana sallana yürümeye başladılar. Cumali sol tarafta akın ortada yamaç ise sol taraftaytı. Peki Salih?
Salih çukur simgesine buruk bir gülümseme "olsun be anne olsun bunada şükür" dedi ardından zorla ayağa kalktı. Önünde kahkahalarla gülüp eğlenen kardeşlerine imrenerek bakıp yavaşca yürümeye başladı.
Hep bir abisi olsun istemişti arkasında dağ gibi duran düştüğünde kaldıran gülerse gülen ağlarsa onunla beraber ağlayan bir abi..Yamaç gülerek "annemi çok seviyom ben ya" dedi.
Akın anlamayarak "ne alaka şimdi babannem amca" dedi.
"Yarın anneler günü oğlum ben onun en küçük biricik oğluyum ne kadar kırılsada affeder lan beni iyiki var lan annem iyiki doğurmuş beni"
"Sultan?!" dedi cumali şaşırarak. Ardından akının kolundan çıkıp öylece olduğu yerde kalakaldı. Karanlığa doğru dikkatlice baktı birkaç adım ötesindeki yorgun olan o suilete.
Salih yorgun bakışlarla karşısında duran iri yarı olan cumaliye bakıp "abi ne oldu niye durdun" dedi.
Derin solukları sakinleşirken uzaktaki polis sirenleri ve bağrışmalar doldu kulaklarına. "Ya beni vur ya da bırak sarılayım lan" dedi.
Salih anlamayarak gülümsedi abisine. "Anlamadım sen cumali koçovalı çukurun ağabeyi birine sarılmak için izin mi istiyosun?"
Cumali dolu gözlerle salihe bakıp "dalga geçme lan it kırk yılın başı onurumu gururumu şerefimi bir kenara bırakıp bir soru sordum" dedi ardından kollarını iki yana açarak "bu zamana kadar Vartolu Sadettine az sövmediğim arkasından iş çevirmediğim kuyusunu kazmadığım yalan değil madem yeni bir yola giriyoruz ve beraberiz bırak bu saatten sonra yapamadığım abiliği yapayım" dedi ardından titreyen sesiyle "sarılıyım mı lan çocuk" dedi.