"Baba duy vuyma o beni kuytaydı kıymızı adam"İyi okumalar hazır internet varken hemen atayım dedim ❤🌼
Bu bağırmayla hepsi umutlanmıştı. O evde çocuklardan başka birileride vardı üstelik kendini onlar için edebilecek kadar cesurdu içerdeki kişi bunu ikiside gayet iyi biliyordu. Cumali olduğu yerden kalkmış sesin geldiği tarafa yönelmişti. Yamaçta biraz olsun kendini toparlamış ayağa kalkmıştı.
Cumali bağırarak "Saliih kardeşim" demişti.
Yamaç ise sendeleyerek abisinin yanına gelip titreyen sesiyle "babamınoğlu" demişti.
O sırada cayır cayır yanan evde kendini yeğenine siper etmiş Salih..
Salih sırtındaki yanma hissiyle acı içinde çığlık atmıştı. Belki dışarıdaki ailesi sesi duymuş ve rahatlamıştı belkide onu suçlayacaklardı bilmiyordu bildiği tek bir şey vardı gerekirse ölecekti ama o kızı kurtarcaktı. Alevlerden artık kendi kucağındaki yeğenini bile göremiyordu. Sırtındaki acıyı kenara bırakıp yeğeni için kendini toplamaya çalıştı.
Salih öksürerek "korkma kurtulacağız burdan tamam mı sakın korkma ben senin yanındayım bekle"
demiş ve yanan ceketini çıkartıp hızla kıza vermişti zararlı duman almasını biraz olsun engellemeye çalışmıştı. Tam o an kapıyı tekme ile kırıp içeriye Mehir girdi.
Mehir nefes almaya çalışarak "iyi misiniz?"
Salih Asiye ile ellerini tokuşturduktan sonra Mehire dönerek "şimdilik iyiyiz dimi amcam başka biri var mı evde ikinizden başka"
Masal sesizce "vay mustafa ve zehya abla vay aşağıdaydılay en son"
Mehir kucağındaki kızı öptükten sonra "aşağıya baktım kimse yoktu sen nerelere baktın"
Salih "bende bu katla üstekine baktım bodrumda falan olabilirler mi acaba"
demeye kalmadan Zehra ve Mustafa odaya girer. Çocuk astım hastası olduğu için çok kötü haldeydi.
Zehra "Asiyee nerd.. siz nasıl ya"
O sırada dışarıda Salihten tek umutları olan kardeşlerinden ses bekleyen Cumali ve Yamaç..
Yamaç metine bakarak "nerde kaldı bu itfaiye nerde kaldıı arayın tekrar tekrar arayın lan ne duruyorsunuz"
Cumali "Saliih Asiyee Masal ses verin lütfen lan lütfen" demişti.
Metin "Zehraa Mustafam oğlum"
Herkes içerden ses gelmesini beklerken bodrum katı ve giriş adeta bir savaş uçağı gibi patlamıştı. Tüm camlar pencereler kapılar kırılmış patlamıştı. Dışarıdakiler çıkan gaz ile mecbur geri çekilmek zorunda kalmıştı. Tekrar o zor bekleyiş içine geçtiler..
Zehra oğlunu sarsarak "mustafa dayan oğlum dayan annecim az kaldı kurtulacağız"
Mehir çocuğa bakarak "astım hastası mı"
Salih zar zor konuşarak "kurtulacağız tabii korkmak yok şimdi herkes üstündekileri çıkartsın bende camı kıracağım hadi"
Mehir bağırarak "evet bakalım ilk kim çıkartıcak üstündekini masal mı asiye mi Salih dikkat et lan"
Salih camı dirseğiyle kırmaya başlar bunu duyan koçovalılar hemen oraya doğru koşarlar.