"Nasıl olur Müdire hanım!"
"Nasılı yok kızım. Bal gibi oluyor. Buraya "10 Mart 1985" tarihinde ikiz olarak getirilip teslim edilmişler. "Ali ve Mehmet Birdal" olarak Nüfus Müdürlüğü'nce kimlikleri verilmiş."
"Kimin bıraktığı belli mi?"
"Hayır."
"O halde, ad soyadlarını kim koydu?"
"Sana kısaca şöyle anlatayım. Kimliksiz veya herhangi bir anne baba kaydı olmadan camii, park gibi benzeri yerlerde sahipsiz bulunan çocuklar emniyet birimlerinin tutanağı ile bulundukları ildeki çocuk yuvalarına teslim edilir. Yuva yetkilileri de kendilerine ulaşan tutanak ve bilgiler ışığında kimlik çıkarılması gereken çocuklara uydurma isim, soy isim, anne baba adı, doğum yeri bularak kimlik çıkarılması için nüfus müdürlükleri'ne müracaat eder.Nüfus müdürlükleri hiçbir nüfus kütüğüne bağlantısı olmayan çocuklara nüfus cüzdanı vererek o ildeki son nüfus kayıt sırasını cilt, aile sıra, sıra no olarak kimliğe yazar. Çocuğun anne ve babası belli ise, nüfus kaydı çıkarılarak buna göre kimlik düzenlenir.Burada daha öncede sana söylediğim gibi bizzat annesi babası tarafından sırf bakılamadıkları için bırakılan çocuklarda var, güvenlik gerekçesiyle devletin korumasına alınanlarda var. "Ali, Mehmet Birdal" kardeşler de, sahipsiz bulunduklarından dolayı demin dediğim şekilde isimlendirilmişler.Zeynep çatallaşan sesiyle;
"O zaman, "Kemal Arın'ın" evlatlık verildiği için bilgileri değişmiş oluyor doğrumu anladım?"
"Evet kızım. Kardeşlerden biri, yani "Mehmet Birdal", getirildiklerinden altı ay sonra "20 eylül 1985'de" "Nazire Zafer Arın" çifti tarafından evlat edinilmiş, dolayısıyla kütüğü ve adı soyadı, evlatlık alan ailenin kütüğüne geçmiş. Önceden prosödürler bu kadar teferruatlı değildi. Yine uğraştırıyordu. Fakat evlat edinme süreci daha hızlı ilerliyordu. İkiz kardeşi Ali, ne yazık ki ikizi kadar şanslı olamadığı için on sekiz yaşına kadar yuvada kalmış. Hayat böyle işte kızım. Biz isteriz ki hepsi aile ortamında sağlıklı çocuklar olarak büyüyüp yetişkin birer birey olabilsinler fakat olmuyor."Zeynep duyduklarına şaşırsa da istifini ve soğukkanlılığını bozmadan dinlemişti.
"Çok sağolun bu bilgiler için."
"Rica ederim etmesine de, bu verdiğim bilgiler aslında normal şartlarda üçüncü kişilerle katiyen paylaşılmaz. Sizi kırmamak adına paylaştığım bu bilgileri umarım karşıma çıkarmazsınız."
Zeynep, müdire'nin ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. Başının belaya girmesinden bir hayli korktuğu belli oluyordu.
"Kesinlikle şüpheniz olmasın merak etmeyin. Demin de dediğim gibi burada konuşulanların burada kalacağından emin olabilirsiniz. Sizi temin ederim..."
Bu cevabıyla Müdire'nin yüreğine azda olsa su serpen Zeynep, kendi yüreğinin olanca yangınıyla oradan ayrıldı...***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ AĞACI 🍒
Fiksi Umum"Tarihi Eminönü Camii'nin, büyüleyici minarelerinin avlusundaki güvercinlere minik elleriyle buğday veren çocukların masumluğu, namaz kılmak için şadırvan etrafında toplanan bastonlu amcaların aldığı abdestlerle birleşiyor, ruhunu arındırıyordu. İn...