Sonsuz bir gökyüzü... İçinde bulutları, yıldızları, ayı, güneşi barındıran. Gökyüzüne bakınca insanın yüzünde ister istemez gülümseme belirir. İçinden " keşke ben de orada yaşasaydım" diye geçirir. Çünkü oranın bir sınırı yok ve uçsuz bucaksız. En önemlisi de yalnız. İnsan ne kadar sosyal varlık olursa olsun yalnız kalmak ister ki ihtiyacı da vardır. Bazen kuş olup uçmak istersiniz özgürce bazen de bir yere konup ötmek... Yani kısacası bir kuşun kanadı kadar her şey. Bir hareketle yalnız kalıp bir hareketle kalabalığın içine karışabilirsiniz...
Eganis Cafe
Lunapark itirafının üstünden iki hafta geçmiştir.İkisinin de suratında gülümseme olsa da Altan içindeki korkuyu atamıyordur. Kalbi Atakan diye bağırsa da aklı bu yola girmemesi gerektiğini savunuyordu. Aklına o an geldikçe gülümsemesine engel olamıyordur. Birbirlerinin kalpleriydi. Altan,elini kalbine koydu.
Atakan: Altan
Altan: Atakan
Atakan: Ne yapıyorsun?
Altan: Ortalığı sildim süpürdüm de yoruldum. Dinleniyordum biraz. Sen napıyorsun?
Atakan: Birkaç yatırılacak fatura vardı onları yatırdım.
Altan: İyi yapmışsın.
Atakan: Vallahi her şey ateş pahası olmuş. O faturaları öderken canımdan can gitti.
Altan: Hayat zor. Yapacak bir şey yok.
Atakan: Allah'tan bu aralar iş vardı. Yoksa halimiz hal olmazdı.
Altan: Enseyi karartma hemen. Buluruz bir yol.
Atakan: Ense karartmıyorum da ne bileyim.Atakan'ın canı bir şeylere sıkılmış belliydi. Altan anlasa da üstüne gitmek istemiyordur. Atakan'ın yüzünü güldürmek istiyordur.
Altan: Hadi gidiyoruz.
Atakan: Nereye?
Altan: SonsuzluğaAltan, Atakan'ın elinden tutup kafeden çıkarır. Kafeyi kilitleyip,Atakan'dan motorun anahtarını alır.
Altan: Hadi atla.
Atakan: Altan bu saatte nereye gidiyoruz? Kafeyi niye kapattık?
Altan: Atakan. Çok soru soruyorsun. Dediğimi yap. Atla.Atakan, Altan'ın arkasına biner. Yaklaşık yarım saatlik yol boyunca Atakan defalarca kez nereye gideceklerini sormuş Altan da her seferinde cevap vermemişti.Altan, Atakan'ın mutlu olacağından emin olduğu bir yere getirir onu.
Atakan: Burası? Burası çok güzel. Sen nereden biliyorsun burayı?
Altan: Bizim de kendimize göre numaramız var. Hadii.Altan, Atakan'ı yeşil ve mavinin buluştuğu, gökyüzünde birbirinden güzel bir sürü uçurtmaların olduğu yere getirir.
Altan, Atakan'ın elini tutarak uçurtma yapılan yere götürür.
Atakan: Uçurtma mı yapacağız?
Altan: Evet.
Atakan: Ben anlamam ki.
Altan: Ben sana gösteririm. Gel yanıma.Altan, uçurtma için olan malzemeleri alır. Boş masanın birine otururlar. Altan bir yandan uçurtmayı yaparken bir yandan nasıl yapılacağını anlatıyordur.
Altan: Bak şimdi şu 3 çitayı ilk önce birbirine yapıştırıp bağlamamız lazım. Eğer gövde sağlam olursa uçurtmamız daha fazla havada kalır. Aynı bir aile gibi. Eğer ailedeki herkes birbirine karşı kenetliyse hiçbir fırtına yıkamaz onları. Ben sizin ailede bunu çok iyi gördüm. Atışsanız da kavga da etseniz de günün sonunda yine yan yana hep birliktesiniz.
Atakan, hayranlıkla Altan'a bakıyordur.
Altan: Şimdi de bu çıtalarn etrafına ip gericez. Rüzgara karşı direncimiz daha fazla olsun diye.
Altan, uçurtmayı hem yapıp hem anlatırken Atakan da Altan'a gözünü kırpmadan bakıyordur.
Altan: Şimdi de şu renkli kaplama kağıdını bunun boyutundan biraz daha fazla keseceğiz.
Altan,kaplama kağıdına uçurtmanın boyutunu çizmiş Atakan da kesmiştir.
Birlikte fazlalık kısımları bantla yapıştırırlar. Altan uçurtmanın tam ortasına bir delik açar, içinden ip geçirir. Uçurtmanın alt kısmındaki uca da ip aşar ve iki ipi birbirine eşit bir şekilde bağlar. Sonra ipin ucuna uçurtma kuyruğu bağlar.Altan: İşte hazır. Bakalım gökyüzü AlKan rüzgarına hazır mı?
Atakan: AlKan?
Altan: Altan ve Atakan. Bizim uçurtmamız.Altan, Atakan'ı arkasında bırakarak yeşilliğin en tepesine çıkar. Atakan ise Altan'ın bu hallerine gülüyordur. O da koşarak Altan'a yetişir.
Altan: İki tane mi yapsaydık? Yarışırdık. Hoş yenilirdin ama.
Atakan: Bu sana karşı ilk yenilgim olmazdı.Atakan'ın itirafları Altan'ın kalbini tekletirken Atakan Altan'ın gülüşünde takılı kalmıştır. Ama yine de Altan'ı sinir etmek istiyordur. O yüzden de
Atakan: Dart maçında yenilmiştim ya.
Altan: Ha?Altan'ın yüzündeki gülümseme yerini bozulmuş asık surata bırakır. Atakan, Altan'ın bu halinden aşırı keyif alıyordur.
Altan: Tamam hadi uçuralım. Rüzgar kaçmasın.
Altan tam arkasını dönüp gidecekken Atakan kendine çevirir.
Atakan: Kalbimi yenilgiye uğratalı çok oldu güzelim.
Diyip göz kırpar. Altan'ın elinden uçurtmayı alır, Altan'ı orada bırakıp ilerler.
Altan: Ohhh. Sakin ol Altan sakin ol.
Altan,derin nefesler alır verip sakinleşir. Atakan'ın yanına gider.
Atakan: Ee şimdi ne yapıyoruz?
Altan: Şimdi sen uçurtmayı tutacaksın. Ben de senin zıt yönünde koşacağım. Ben bırak dediğimde de bırakacaksın.
Atakan: Tamam.Atakan, uçurtmayı iki eliyle yukarıda tutuyordur. Altan da koşar.
Altan: Bıraaak.
Atakan, uçurtmayı bırakır. Altan uçurtmayı biraz uçurmaya başlar.
Altan: Atakan uçuyor. Atakaaan.
Tam sevinirken uçurtması yere düşer.
Altan: Niye düştü şimdi bu?
Atakan: Çünkü ipi çok gergin tutuyorsun. İpi ne çok sıkı tutacaksın ne de çok bırakacaksın. Orta yolunu bulacaksın. Şey gibi düşün. Karşındaki insanı çok sıkarsan da çok bırakırsan da gider. Orada önemli olan nedir karşındaki insanla orta yolu bulmak. Şimdi bir daha deniyoruz. Tamam mı?
Altan: Tamam.Altan,bu sefer Atakan'ın dediği gibi tutuyordur ipi. Atakan, uçurtmayı bıraktığı an uçurtma ilk seferinden daha yüksektedir. Bütün uçurtmaların arasında en sade ama en uzakta olan onlarınkidir.
Altan: Atakaaan. Bak yaptık, uçuruyorum.
Atakan: Evet.Atakan, Altan'ın yanına gelir. Altan küçük bir kız çocuğu edasıyla uçurtmasını uçururken Atakan,onun bu hallerini izliyordur. Altan da arada sırada Atakan'a bakıyordur. Atakan'ın kendisini gülümseyerek izlemesi dikkatini dağıtıyordur. Altan,Atakana bakayım derken az kalsın ipin ucunu kaçırıyordu. Atakan,hemen ipin ucundan tutar. Artık yan yana elleri birbirinin üstünde uçurtmayı uçuruyorlardır.
Altan: Teşekkür ederim.
Atakan: Niçin?
Altan: Çocuk yanımı tamamladığın için. Oyun arkadaşım olduğun için. Ben hep büyümek zorunda bırakılan insan olmuşken,kendimi korumak zorunda kalan biriyken, senin yanında o dizleri yara bere içinde olan ama yaralarını kendi sarmak zorunda kalmayan biriyim. Ben galiba ilk defa çocuk oldum Atakan. İlk defa gerçek Altan'ı buldum. İçimdeki çocuğun öldüğünü düşünmüştüm ama sen onun yaşadığına inandırdın beni. Teşekkür ederim.
Atakan: Altan,bu teşekkür edilecek bir şey değil. Her insanın içinde çocuk vardır. Ne kadar kötü olursa olsun. Sadece onu bulmak ve yaşatmak iste.
Altan: Ben hep gökyüzünde yaşamak istemiştim. Bulutların arasında, yıldızlara yakın. Bizden çok uzakta ve çok güzel. İnsanın belki de en özgür olabileceği yer gibi gelirdi bana.Ama sonradan fark ettim ki gökyüzü çok yalnız. Onları süsleyen şeyler varmış. Mesela buradaki bir sürü uçurtma, gökyüzünde özgürce uçuyor, gökyüzünü süslüyor. Ama o uçurtmaların ipi bizim elimizde.Altan,Atakana döner.
Altan: Ben yeryüzündeki en özgür olduğum yeri buldum Atakan. Benim özgürlüğüm de, sığınacak limanım da,ait olduğum yer de senin kalbinmiş. Hoşgeldin hayatıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başlangıç
FanfictionHer insan kendi hikayesiyle doğar. Her hikaye,ayrı bir dünya. Ya herkes kendi dünyasında yok olup gidecek ya da kendi dünyasını güzelleştirecek.