Hayal Bölüm / Güven Kırıklığı

147 9 3
                                    

İnsan insanın sığınağıdır. İnsan birine güvenmeye,biriyle hayal kurmaya,birine sarılmaya,biriyle mutluluğu da mutsuzluğu da paylaşmaya söz vermektir. Ve hayattaki en büyük korkusu da tüm duyguları yaşayacağı insanı güveni sarsmaktır. Kalpte açılan  yaralar  zamanla kabuk bağlar ama kalbi kırıp yarım bırakmanın çaresi olmaz.

Ev

Kıymet: Atakan siz böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Gerçekten aklım almıyor nasıl yaparsınız?
Atakan: Anne
Kıymet: Sakın Atakan sakın. Benim oğlum nasıl böyle bir şey yapar?
Altan: Kıymet Anne
Kıymet: Anne? Evladım yerine koydum seni,onlardan önce tuttum seni. Ama sen beni aptal yerine koydun. Nasıl yaptınız? Niye yaptınız?

Atakan ve Altan'ın sahte evlilik yalanı ortaya çıkmış,evde kıyametler kopuyordur. Kıymet, ateş püskürüyordur. Altan gözleri dolmuş Atakan hem sinirli hem de üzgündür. Masadaki herkes biraz sonra olacaklardan ve de Kıymet'in kıyametinden korkuyordur.

Atakan: Anne bi dinler misin?
Kıymet: Neyi dinleneyim? Beni bizi nasıl aptal yerinize koyduğunuzu mu,bu oyunu nasıl kurduğunuzu mu? Hangi yalanınızı dinleyeyim?
Atakan: Anne
Kıymet: İnanamıyorum ya gerçekten inanamıyorum. Benim oğlum gözümün içine baka baka nasıl yalan söyler?
Atakan: Anne yeter.

Atakan artık öfkeden patlamıştır. Altan, Atakan'ı sakinleştirmek için elini tutsa da işe yaramamıştır.

Altan: Atakan sakin ol.
Atakan: Ne sakin ol ya? Ben de insanım. Kaç yaşında adamım küçük çocuk gibi azar işitiyorum.
Kıymet: Kaç yaşında adamsın ama çocuk gibi davranıyorsun. Bir insan annesini nasıl kandırır?
Atakan: Çünkü annesi onu insan yerine koymuyordur. Çünkü çocuğu ne zaman bir şey yapmak istese destek yerine köstek oluyordur. Çünkü kendi çocuğunu hep başkalarıyla kıyaslayıp,kendini değersiz hissettiriyordur. Çünkü ömrü hep bak Mihran iş buldu,bak para kazanıyor,bak şöyle bak böyle ama sen ne yaptın sorularıyla geçmiştir. Çünkü bütün dertlerini tek başına çözmeye çalışmıştır. Aman o üzülmesin,aman bu kırılmasın diye. Çünkü en ufak hatasında infaz edildiği içindir. Çünkü annesinin önceliği kendi evlatları olmadığı içindir. Ben ne yapsam suçlu oldum, hatalı oldum, çocuk oldum. Sizin gözünüzde bir tek adam olamadım.
Mihran: Ato. Ağır konuşuyorsun sakin ol.
Atakan: Ağır falan konuşmuyorum. Ben yaşadıklarımı söylüyorum. Sen evin hep uslu, mülayim,efendi çocuğu oldun ben yaramaz,bir baltaya sap olamayan, serseri çocuğu. Sen Alya'dan ayrıldın alkış tuttular benim sevgilim yok diye doktora götürmeye kalktılar. Senin derdin oldu Füsun da annem de seni dinledi. Ben terasta o kadar derdin içinde boğuşurken biri de beni görmedi. Herkes senin için uğraşırken Atakan'ı sallayan olmadı. Altan'la evlenicem dedim araya Feyyaz girdi. Tamam dedim. Nişanlandım. Düğün sırası Feyyaz'a verildi. Evleneceğim gün Feyyaz'a kız istendi. Evlendim neden erken evlendiğimiz sorgulandı. Annem gelip bebek sordu. Ya sizin gözünüzde biz gerçekten böyle insanlar mıyız? Evlenmeden çocuk yapabilecek, çocuk için evlenecek bir insan mıyım ben sizin gözünüzde? Ya bakın hepsini geçtim bana söylediklerinizi,bana yaptıklarınızı bir kenara attım. Ya Altan? Sorduğun soruyla Altan'ı soktuğunuz durum ne? Kılık kıyafeti sizi neden ilgilendiriyor? Altan benim karım. İstediğini giyer, istediğini de yapar. Bana göstermediğiniz saygıyı biraz olsun ona gösterseydiniz. Bu kadını kaç zamandır tanıyorsunuz size karşı en ufak yanlışı oldu mu? Kalbinizi kırdı mı? Saygısızlık yaptı mı? Ben söyleyeyim hayır. Altan,bu hikayenin en masumu. Kafe için benim için uğraşırken kendini yok saydı, ölüyordu benim yüzümden. Benim hayalim olan kafeyi benden fazla sahiplenip savaştı. Aylarca maaş almadan çalıştı, kafeyi adam etmek için gece gündüz emek verdi. Ben sizin gözünüzde bir kez daha rezil olmamak için Tuna'yı patron ettim başıma. Noldu? Altan'ı kovmak istediği için onca emek verdiğimiz yerin anahtarını verdim. Niye? Çünkü Altan'ın emeklerini yok saydılar. Sonra? Altan,benim yanımda olduğu için biz yeni baştan hayalimizi inşaa ettik. Çalışanı olarak başladığı kafeye ortak oldu. Hayatıma nasıl ortak olduysa. Bunları neden anlatıyorum? Çünkü siz beni insan yerine bile koymazken Altan benim yanımdaydı. Gözüme baktığı an bir şeyim olduğunu anlayan,kalbimin içindekileri benden iyi bilen tek insan o. Altan benim karım, arkadaşım, sırdaşım,oyun arkadaşım. Altan benim her şeyim. Evet biz sahte diye çıktık yola ama yol bizi hayal bile edemeyeceğim bir gerçeğe getirdi. Ben karıma aşık oldum. Biz bu evliliği altınlar için yaptık. Gelen altınlarla beraber birlikte hayallerimizi gerçekleştirmek istedik. Altan,hayali olan " Altan Kaplan Kızlar Boks Okulu"nu açacak,ben de kafeyi daha güzel bir hale getirecektim. Ama yine yeni yeniden başaramadım. Tam da benden beklenilen bir şey demi?

Atakan'ın sesi sonlara doğru kısılmış gözleri dolmuştur. Masadaki herkes gözü dolu bir şekilde Atakan'a bakıyordur. Onu bu kadar kırdığının,onun bu hale gelene kadar görmediklerini düşünüyorlardır. Altan ise Atakan'ın haline üzülüyordur. Atakan'ın her söylediği kelime boğazında düğüm olmuş nefes almasına engel olmuştur. Yine de Atakan'a destek olmak için elini tutuyordur.

Atakan: Anne senin için varsa yoksa Mihran ve Feyyaz oldu. Sen beni göremedin. Senin gözünde hep bir şeyler yapmaya çalışan ama eline yüzüne bulaştıran insan oldum,senin gözünde dolandırıcı oldum,senin gözünde hep hayal kırıklığı oldum. Konak satılacağı zaman para almıştım. Sen de gelip kafeye hesap sormuştun. O gün dediklerini hatırlıyor musun? Hatırlamıyorsan ben hatırlatayım sana. Çünkü ben hiç unutamadım anne. Bana " bir kere bir işin içinden başını derde sokmadan çık,bir kere de beni mahcup etme " demiştin. O gün de haklıydın şimdi de yanılmadın anne.

Kıymet, Atakan'ı ne hale getirdiğini ona neler yaptığını anca idrak ediyordu. Atakan, içinde tuttuklarını söylemenin verdiği rahatlıkla sandalyeye oturdu. Ama oturmasıyla vicdan azabı baş gösterdi. Masadaki herkese göz gezdirdi. Herkesin gözleri dolmuş,bu kadar can yakıcı itirafların gelmesiyle nefes alamıyordur.

Altan: Kıymet An- Teyze. Benim yüzümden. Yani ben öyle bir fikir sundum Atakan da kabul etti.

Atakan,sinirli bir şekilde Altan'a bakar.

Atakan: Ne diyorsun sen?
Altan: Sen karışma. Doğruları söylüyorum.
Atakan: Asıl sen karışma. Ne doğrusu? Ben sana evlenme teklifi ettim sen kabul ettin.
Altan: Atakan
Atakan: Altan. Beni korumaya çalışma. Her şeyi ben başlattım,her şeyi ben kurdum. Altınlar işin bahanesiydi. Evet en başta gerçekten altınlar için evlenelim dedim ama ben seni korumak istedim. Sen dükkanda bir yatağa üç kişi yatarken ben odamda rahat uyuyamadım. Bana geçmişini anlattığın o gün seni herkesten ve her şeyden saklamak korumak istedim. Seni kimse üzmesin kırmasın diye uğraştım. O gün dökemediğin her gözyaşı benim kalbime aktı, yakıp kavurdu. Ben bir kez seni kaybetme korkusu yaşadım. Ve o an seninle gerçekten bir ömür yaşamaya karar verdim.Kaç yaşındayız hala çocuk gibiyiz buradan kovulursak nolur dediğinde yıldırım nikahı kararı aldım. Eğer altınları alırsak işleri yoluna koyar benden gitmezsin diye düşündüm. Ama yapamadım. Annemi de ailemi de seni de hayal kırıklığına uğrattım.
Altan: Beni hayal kırıklığına uğratmadın. Sen benim hayalimdin gerçek oldun.

Atakan ve Altan sarılır. Herkes sanki biraz önce kıyamet kopmamış gibi bu iki aşığa mutlulukla bakıyordur. Birkaç dakika sonra birbirinden ayrılırlar. Atakan, Altan'ın elini tutar.

Atakan: Yaşattığım güven kırıklığı için hepinizden özür dilerim.

Atakan ve Altan salondan çıkarlar. Odalarına giderler.

Altan: İyi misin?
Atakan: İyiyim.
Altan: Değilsin.

Atakan, Altan'a sarılır.

Atakan: Gidelim
Altan: Nereye?
Atakan: Bilmem. Kafeye gidelim. Orada kalırız.
Altan: Ciddi misin?
Atakan: Ciddiyim. Hem orası sadece bizim. Biraz herkesten uzaklaşsak iyi olacak.
Altan: Emin misin? Daha kötü olmasın.
Atakan: Daha ne kadar kötü olacak ki? Hadi.

Birkaç parça eşya toplayıp odadan çıkarlar. Karşılarında tüm aile vardır.

Kıymet: Nereye?
Altan: Ka-
Atakan: Kafamızı toplamaya.
Kıymet: Saçmalamayın oturun oturduğunuz yerde.
Atakan: Şuan herkes çok gergin. Sağlıklı bir ortam değil. Ortalık sakinleşsin o zaman oturup konuşuruz. Hadi Altan.
Mihran: Ato,abi.
Atakan: Sonra Mihran sonra.

Atakan, Altan'ın elinden tutup ilerlemeye devam eder. Annesine kısa bir bakış atar. Altan ise herkese üzgün bakışlar atıyordur. Tam kapıyı açacağı zaman dönüp arkalarına bakarlar. Kıymet,onlara gitme bakışı atsa da Atakan işler daha da kötü olmasın diye  gidiyordur. Önlerine dönüp kapıyı açarlar ve çıkarlar.

Atakan: Teşekkür ederim.
Altan: Niye?
Atakan: Koşulsuz yanımda olduğun için.
Altan: Unuttunuz mu Atakan Gülce,ben sizin karınızım. O imzayı attığım gün senin yanında olmaya sonsuza kadar söz verdim. Ayağına bastığım an kendimi ispatladığımı düşünmüştüm.

İkisi de o anı hatırlar. Gülmeye başlarlar.

Atakan: Kırıldı sanmıştım.
Altan: Heyecan yapmıştım.

Atakan,kolunu Altan'ın omzuna atar.

Atakan: İyi ki o imzayı atmışsın Altan Kaplan Gülce.
Altan: İyi ki evlenme teklifi etmişsin Atakan Gülce.

Başlangıç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin