Hayatın tüm akışını değiştiren belirsiz bir kavramdır zaman. Ya her şeyin mahvolacağı ya da her şeyin hallolacağı, tüm dengeleri alt üst eden, kartların yeniden dağıtılmaya başladığı bir belirsizliktir aslında. Her an her şey olabilir. Zaman,bazen tüm güzellikleri ile gelir bazen de tüm güzellikleri alır götürür. Açılan tüm yaralar kabuk bağlayabilir ya da kabuk bağlayan tüm yaralar yeniden kanar ama bu sefer izini bırakarak.
Zamanla ilgili birbirinden zıt ama bı o kadar da birbirine bağlı iki söz vardır.
Zaman, tüm yaralarımızı sarabilir.
Zaman,sevdiklerimizi bizden aladabilir.Lunapark
Altan'ın bu garip isteği Altan'ı da Atakan'ı da şaşırtmıştır. Çünkü Altan,heyecan yapıp saçmasapan bir şey söyleyerek Atakan'ın hislerine karşı saygısızlık yapmak istememiştir. Bir yandan da canı gerçekten pamuk şeker istediği için de istemişti. Yani bir taşla iki kuş vurmuştu. Atakan, Altan'ın suratına hem şaşkınlıkla hem kırgınlıkla bakıyordur.
Altan: Alıcak mısın?
Atakan: İzin verecek misin?
Altan: Neye? Pamuk şeker almana mı? Zaten ben istedim Atakan.Altan,bilmemezlikten gelip lafı çevirmeye çalışsa da Atakan hayal kırıklığına uğramıştır. Oysaki çok emindi. Altan'ın bir adım atacağına.
Atakan: Altan
Altan: Atakan bir sürü al ama bana bir tane yetmez.Dönme dolap yeniden hareket etmeye başlayınca Altan rahat bir nefes alır. Atakan ise kırgınlığını belli etmemeye çalışıyordur. Dönme dolap nihayet durduğunda Altan,hemen kendini dışarı atar. Atakan da peşinden. Atakan,ileride duran pamuk şekerciye gidip 5-6 tane pamuk şeker alır. İki eli de pamuk şekerle dolu olarak Altan'a doğru gelir. Altan ise o sırada Atakan'a bir cevap vermesi gerektiğinin farkındadır ama işte şu içindeki lanet korku adım atmasına engel oluyordur.
Atakan: Afiyet olsun.
Atakan,elindeki tüm pamuk şekerleri Altan'a verip arkasını dönüp çıkışa doğru yürümeye başlar. Altan da bir iki saniye duraksayıp Atakan'ın peşinden gider. Bir yandan da açtığı pamuk şekerden kendi ağzına tıkar.
Altan: Atakan dur. Ay Otokon dorsono.
Atakan, arkası dönük olmasına rağmen Altan'ın haline gülümsüyordur. Adımlarını biraz yavaşlatır. İçindeki merak duygusu onu kemiriyordur. Niye bir şey demiyordu? Niye ağzını açıp evet ya da hayır diyemiyordu? Altan, koşa koşa gelip pamuk şekeri ısırdığı yeri Atakan'a uzatır. Atakan, ters ters ona bakar.
Altan: Ya Atakan. Tamam dur. Konuşalım.
Atakan,derin bir nefes alıp Altan'a döner. Koskoca lunaparkın tam ortasında sadece ikisi vardı.
Atakan: Dinliyorum.
Altan: Atakan, söylediklerin çok güzel. Hissettirdiklerin çok özel. Ama bizden olmaz. Sen bu kadar güzelliğin içindeyken benim karanlığıma kendini sürükleme. Biliyorum bana çok kızıyorsun,biliyorum benim yanımda olmak istiyorsun,bili-
Atakan: Demek ki bilmen yetmiyor. Benim karanlığım diyip duruyorsun. Altan,sen buraya gelerek aydınlığa kavuşmak için kocaman bir adım atarken niye ilerlemiyorsun? Niye geçmişini sırtına yük ediyorsun? Ya da yüklerimizi beraber paylaşmamıza izin vermiyorsun?
Altan: Atakan,korkuyorum. Seni kırmaktan,ailene yanlış bir şey yapmaktan. Ya siz çok güzelsiniz. Bu berbat hayatın içinde çok güzel kalmışsınız. Kapınız her gelene açık. Sorgusuz sualsiz kendi ailenizden biri gibi görüp davrandınız. Ailen,beni gelini olarak görüyor kızı olarak görüyor. Ben hiç böyle ortamlarda bulunmadım.
Atakan: Altan bu senin suçun değil ki. BakAltan'a karşı bir adım atıp, Altan'ın elini kendi kalbinin üstüne koyar.
Atakan: Şimdi seni kızı gibi kardeşi gibi gören bir aile,kalbi senin için atan bir adam var. Sen şu elimi tuttuğun an sana söz veriyorum bütün korkuların bitmesini sağlayacağım,eğer olur da bir gün benim yüzümden içinde korku oluşursa o zaman sana karşı boynum kıldan ince olur. O an sen ne karar verirsen hiç sorgulamadan senin dediğine uyucam.
Altan,bir Atakan'a bir kalbinin üstünde duran eline bakıyordur. Atakan'ın kalbi çok hızlı atıyordur, gözlerinde ise fazla derinlik. Ya o derinlikte boğulacak ya da arkasına bakmadan kaçacaktır.
Altan: İnsan, mantığıyla hareket eden bir varlıktır. İşin içine duygular girince yönünü şaşırır. Benim içimde bir duygu var ve aklımla kalbim arasındaki o yolu kapatıyor. Atakan,sen benim hayatıma girdiğin günden beri ben yaşamayı öğrendim,nefes almayı öğrendim,en çok da mutluluğu huzuru öğrendim. Bunları sen öğrettin. Çünkü senin içinde hep bunlar var. Ama benim kalbimde hep acı,mutsuzluk var. Gözlerinin içine bakarken bir orman var gibi hissediyorum,bir deniz kenarına oturmuş gibi hissediyorum. Nefes aldığım,dinlendiğim yer gibi hissediyorum. Atakan
Bu seferde Altan, Atakan'ın kalbinde duran elini kendi kalbine koyar,kendi elinin üstüne de Atakan'ın elini koyar. Atakan,irkilir heyecan yapar.
Altan: Bu kalp ilk defa atıyor. Korkudan hızlanmıyor,sen bakınca sen gülünce ritmi değişiyor. Atakan,ben yağmurdan kaçarken doluya tutuldum. Şu kalbim eksikmiş,sen gelince tamamlandı. Bir kalbe iki can sığıyormuş. Sana her sarıldığımda,elini tuttuğumda, seni her hissettiğimde,her gördüğümde bir kez daha anladım.
Atakan, duygularının karşılıklı olmasına seviniyordur. Ama sanki arkasından gelecek bir cümle onu mutsuzluğa hapsedecek gibi geliyordur.
Altan: Zaman ver. İkimize, kalplerimize, duygularımıza.
Altan, kendi kalbinin üstünde duran Atakan'ın elini daha sıkı tutar.
Altan: Ama şunu bil ki senin kalbin benim kalbim.
Atakan,Altandan böyle bir şey duymayı hiç beklemiyordu. Ürkek bir nefes alır. Yüzünde duygu karmaşası yaşadığını belli eden bir gülümseme vardır.
Atakan da boşta kalan diğer eli ile Altan'ın elini kendi kalbinin üstüne koyar.
Atakan: Senin kalbin benim kalbim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başlangıç
FanficHer insan kendi hikayesiyle doğar. Her hikaye,ayrı bir dünya. Ya herkes kendi dünyasında yok olup gidecek ya da kendi dünyasını güzelleştirecek.