3 gün sonra...
"EFLANNNNN!"
gelen bağırma sesiyle uyuyamadığım yataktan kalkıp sesin geldiği yere gittim
Ayda elinde valizle bana bakıyordu
"ayyy aşkımmm çok özledim seni!"diyip sarıldı bana
"nasıl geçti Rize?"
"bir bok olmadı, adamı bulamadık"
"Pamir'le nasıl oldu aranız?"
"iyyyy Pamir deme bana"
gülümsedim
"bak sana Rize'den çay getirdim"
"teşekkürler,Rize'de giyinebildin mi o pembe mini elbiselerini?"
"bana kalsa giyerdim de Pamir geri kafalısı barzo barzo hareketler yaptı,ona inat giydim bir kere ama biraz abartı kaçtı ya"
"e herhalde"
"eee senin yakışıklı katile ne oldu?*
"saldım artık uğraşamayacağım"
"çok da yakışıklı ya"
"ay anladık yakışıklı!"
gülümsedi ve koluma girdi
"doğruyu söyle katil olmasa-"
"ya Ayda sevgilim var benim sevgilim!"
"ay o sevgili mi sayılır be, flört bile denmez ona! Ne arıyor ne soruyor salak şey!"
"Ayda her gün şu konuyu tartışmasak olmuyor mu?"
"olmuyor! Sen anlayana kadar söyleyeceğim"
göz devirdim
"sevgilin olmasa ve çocuk katil olmasa?"
"katil olmasa nereden bulayım çocuğu?"
"bir şekilde çıktı işte diyelim ki karşına
"benim tipim değil"
"senin tipin ne? Seninle asla ilgilenmeyen şerefsiz biri mi?"
"Ayda!"
"ne Ayda ya? Doğrular bunlar"
"yeter artık konuşmayalım şu konu hakkında"
"ay tipi değilmiş bide GÖTÜM!"
"ya seni bana Karel mi yolladı ne oluyor ne bu Karel aşkı?"
"ne aşkı be ben senin için diyorum"
"madem yakışıklı çocuk ben sana ayarlarım onu"dedim
"ay saçmalama iyice"
"nasıl oluyormuş Ayda hanım?"
"ya onu bunu boşver de bak sana ne göstericem"
valizden bir fotoğraf çıkarttı
bir salıncağa binmişti, altında ağaçlar,çimenler vardı ve gülerek fotoğrafa bakıyordu
"çok güzel çıkmışım değil mi? Maşallah bana ya"
"kim çekti bunu?"
"Pamir çekti kim çekecek?"
"Pamir'e mi gülüyorsun burada?"
"iyyy hayır tabiki eğlendiğim için"
"iyi bakalım"
o esnada telefonum çaldı, bilmediğim bir numara arıyordu
"alo?"
"tu Rosa?"(Rosa sen misin?)
bu ses...
BU SES KAREL'İN ANNEANNESİNİNDİ!
"si sono io?"(evet benim?"
"ragazza, se ti chiedo una cosa?"(kızım,senden bir şey rica etsem?)
"ovviamente sei il benvenuto"(tabi,buyrun)
"Immagino che tu sia in Turchia in questo momento"(sanırım şuan Türkiye'deymişsin)
"evet Türkçe konuşabilirsiniz"dedim sonunda
"kızım 1 gündür Karel telefonlarımı açmıyor çok korkuyorum başına bir şey mi geldi diye,sana yerini söylesem bir bakar mısın?"
"yerini biliyorum,gidince sizi ararım"
"tamamdır canım,seni de rahatsız ettim"
"yok estağfurullah"
"çok teşekkür ederim kızım"
"rica ederim, arayacağım ben sizi"
"tamamdır görüşürüz"
"görüşürüz"diyip aramayı kapattım
"kız sen ne güzel konuştun öyle,ne dili o?"
"İtalyanca"
"ay hayran kaldım Maşallah"
gülümsedim
"eee ne olmuş kim aradı?"
"Karel'in anneannesi ona ulaşamamış gidip bakıcam"
"ay iyi insan lafın üstüne gelirmiş"
"çok iyi çok iyi maşallah"dedim ve arabanın anahtarını alıp evden çıktım
"nereye?"diye sordu Giray
"ufak bir işim var"
"bıraksaydı şoför?"
"yok giderim ben kendim"
"iyi"
arabaya binip evden uzaklaştım
bu katilden ne zaman kurtulacaktım acaba?yarım saat sonra dağ evine gelmiştim
arabayı park edip indim ve kapıyı çaldım
bekledim,bekledim ama kapıyı açan olmadı
bir daha kapıyı çaldım
biraz daha bekledim
"Allah'ım kesin uyuyodur şimdi bu salak"dedim ve camdan içeri baktım ama perdeden göremiyordum
bir kez daha bastım zile ve tekmeledim kapıyı
"aç kapıyı ben geldim!"
birkaç kere yumrukladım ama yok kimse açmıyordu
o sırada patron aradı
hemen açtım
"Eflan bugün Artem'e gel"
"bugün gelemem çünkü yakalayacağım katili bulamıyorum"
"ne demek bulamıyorum?"
bir şey demedim
"hemen bulup Artem'e getiriyorsun"
"Artem'e neden getiriyorum?"
"sorgulanacak"
"peki bulmayaca çalışıcam"
"çalışıcam değil bulucam diyeceksin"
derin bir nefes aldım
"peki"
"gerekirse tekrar İtalya'ya gideceksin ama onu bulup önüme getireceksin"
"getiricem"
"Aren'e de söyle işinin başında dursun bu ne hadsizlik"
"söylerim"
"kapat da işinin başında dur"
"peki"diyip aramayı kapattım
evin camından tekrar baktım ve yine zile bastım
yine açan olmayınca tek çarem vardı
kapıyı kıracaktım
bunu daha önce de yaptığım için tecrübeliydim ama bu kapı baya sağlamdı kapı yerine ben kırılabilirdim
etrafımda kapıya vuracak bir şey var mı diye baktım
tırmık,kürek ne varsa aldım ve sertçe kapıya vurdum
açılacak gibi değildi ama birkaç yeri çatlamıştı
biraz daha vurunca bir delik açıldı ve delikten kolumu sokup kapıyı açıp içeri girdim
"Karel!"
ses gelmedi
"Allah'ım delircem! Kaçıp gitti yine bir yerlere"
yine de evi aradım
her kapıyı açıp tek tek baktım
en son bir kapı daha kalmıştı
kapıyı açtım
gördüğüm görüntü asla beklemediğim bir görüntüydü
önünde yere dökülmüş haplar vardı ve duvara yaslanmış, kafası yana düşmüş bir şekilde duruyordu
intihar...
annemi benden alıp götüren o üç hece...
"Karel"dedim
eli kolumu tuttu
"n...ne yaptın sen?"
elini kolumda ileri geri hareket ettirdi
"tamam bekle şimdi a...ambulans çağırıcam"
"çağırma"
"saçmalama gerizekalı!"
"istemiyorum"
gözümden akan bir yaşı sildim
"salaksın"dedim
gözünü yavaşça açtı
"neden yaptın bunu aptal!"
"canım istedi"
"sus!"
ellerim titreyerek onu küvete doğru eğdim
"kus,boşalt içindekileri"
kafasını iki yana salladı
"gözümün önünde ölemezsin tamam mı? Birini daha intihardan gözümün önünde kaybedemem"
"buraya gelmeseydin keşke"
"Karel,ya kusarsın ya ambulansı ararım"
"ölmek istiyorum,kurtarma beni"
"neden?"
gülmüştü
"neden?"dedi beni tekrarlayarak
"yapma,neden yapıyorsun ki? Anneannen ne kadar telaşlanmış senin için"
"sende telaşlandın mı?"
"bir yere kaçmışsındır diye düşündüm ben,ya sen kapıyı açmayınca gitseydim?"
"keşke"
"d...deme öyle,kus artık Karel lütfen"
yine kafasını iki yana salladı
bir elimle önüne gelen ıslak saçlarını tuttum diğer elimle de iki parmağımı boğazına kadar soktum kusması için
o kusarken tuvaletten çıkıp telefonumdan ambulansı aradım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen Fiction"görevim seni tutuklamaktı Karel ama ben sana çoktan aşık oldum." bir polis tutuklaması gereken katile aşık olabilir miydi? sırf onun için her şeyi göze alabilir miydi? Eflan almıştı,Karel için her şeyi göze almıştı... "ben hep sana aşıktım Eflan..."