18

131 4 0
                                    

kaç dakikadır deli gibi öpüşüyorduk bilmiyorum ama buna son veren kişi ben olmuştum
ona baktığımda dudaklarının şiştiğini fark ettim
dudaklarını birbirine bastırıp yaladı
kaşlarımı çattım
"az önce ilk defa öpüştüğümü biliyor muydun?"dedi sırıtarak
"hayır,bunu bilmiyordum,daha önce hiç biriyle öpüşmedin mi?"
"evet"
"biriyle de mi yatmadın?"
"sadece biriyle öpüşmedim çünkü... bilmiyorum sanırım istemedim"
"beni neden öpmek istedin?"
"sen neden karşılık verdin?"dedi gülerek
"bilmiyorum sanırım istedim"dedim
"bende istediğim için yaptım,yine olsa yine yaparım"dedi
"yapmalısın"deyip yataktan kalktım ve odada ki tuvalete girdim
ona karşı bir şey hissetmiyordum ama gerçekten güzel öpüşüyordu ve onu durmadan öpebilirdim
ama ya bir şeyler hissetmeye başlarsam diye de kormuyor değildim
öyle bir şey olursa ne yapardım gerçekten bilmiyorum

odanın kapısının açıldığını duydum

"ay imdat ya! Dedemin kuzenleri neden böyle? Eflan nereye gitti?"
"tuvalette"
"az önce öpüşmüş olabilir misiniz?"
"nereden anladın?"
"hep dudakların şiş hemde ruju biraz bulaşmış"
tuvaletten çıktım ve konuştuklarını duymamış gibi yaptım
"yalnız Eflan sen gidince arkandan neler dediler"
"ne dediler?"diye sordu Karel
"çok güzel kızmış,senin Eflan'la evlenmeni falan söylediler"
"bizde onların demesini bekliyorduk zaten evlenmek için"dedi Karel
"ay evlenseniz keşke ama ya"
"bana daha bir teklif gelmedi"dedim
"gelir gelir"dedi Asya

birkaç dakika kimse bir şey konuşmadı

"gerçek sevgili olmadığınızı biliyorum"dedi Asya
Karel ile birbirimize bakıp aynı anda yutkunduk
"nereden biliyorsun?"dedi Karel
"Eflan'ın geldiği gün ona idare etmesini söylediğini duydum ama neden bunu yaptığınıza anlam veremedim"
Karel derin bir nefes aldı
"anlatmayacak mısınız?"
"anlat"dedi Karel bana
"her şeyi mi anlatayım?"
"evet,hepsini anlat ama Asya bunu kimse bilmeyecek tamam mı?"
"tamam,senin benim sırlarımı sakladığın gibi bende senin sırrını saklayacağım"
"en baştan başlıyorum"dedim
"tamam"
"Karel'in ablası, babası yüzünden öldü,yani babasının borçları arttı ve borçlandığı kişiler de Karel'in ablasını vurdular,Karel babası yüzünden ablasının öldürüldüğünü duyunca babasını ve ablasını öldüren adamları bulup öldürdü,ben aslında polisim,doktor falan değilim ve Karel'i tutuklamak için görevlendirildim"
Asya çatık kaşlarıyla bir bana birde Karel'e baktı
"buraya ilk geldiğimde yani Karel ile yemeğe gittiğimizde de onu tutuklayan bendim"
Asya şoka girdiği için tepkisini belli edemiyordu
"ama şimdi onu tutuklamak yerine buradayım işte"
"Eflan bilmese de onun sayesinde hapisten çıktım, bilgisayarımdaki kanıtların hepsini sildirdim ve hapisten çıktım"dedi Karel
"yani..."diyebildi
"yani gerçekler bu"
"ama sen niye şimdi Karel'in yanındasın? Ya mesleğin elinden giderse?"
"bu kadar anlattığım şeyde buna mı takıldın?"
"Karel'in katil olmasına şaşırmadım, tutuklanma sebebini bilmiyordum ama birini öldürdüğünü tahmin edebiliyordum ama senin burada olman çok yanlış Eflan"
"bir tek benim burada olmam mı yanlış?"
"gerçekleri öğrenirlerse açıklaman ne olucak?"
"gerçekleri öğrenemezler,onlara Karel'i bulmak için İtalya'ya geldiğimi söyledim"
"madem aranızda bir şey yok sen neden İtalya'ya geldin?"
"ben istedim"dedi Karel
"sende Karel istedi diye koşa koşa geldin mi? Eflan bak bunu yaparak kendine yazık etmiş oluyorsun ya anlaşılırsa?"
"anlasalar bile bir şey olmaz,Karel ile oynadığımı söylerim olur biter"
"ikinizde çok yanlış yapıyorsunuz, umarım sonradan pişman olmazsınız"deyip odadan çıktı
"senin katil olduğuna hiç şaşırmaması normal mi sence?"
"bilmiyorum, Asya'nın öğrenmesi iyi mi oldu kötü mü onu da bilmiyorum"
"neyse artık olan oldu, anlattım her şeyi"
"iyi öpüşüyor muyum?"diye sordu
gülmeye başladım
"kötü mü?"
"eh fena değil"
çarpılıcam!!
"neyi beğenmedin mesela,biraz daha çalışabiliriz üstünde"
"yavşaklık yapma bana Karel"
"tek sana"dedi ve göz kırptı
"iyyy piç piç hareketler yapma uyuz oluyorum"
o sırada telefonum çaldı, Çağatay arıyordu
"of açmayacağım"dedim
Karel telefonu elimden alıp sesini kıstı
"bir daha arayıp da başımızı şişirmesin"
"Karel çocuk gibisin"
"iyi anlamda mı?" bunu öyle bir ses tonuyla söylemişti ki düşmemek elde değildi
"hangi anlamda olmasını istersin?"
ne saçmalıyordum ben?
"sen hangi anlamda olmamı isterdin?"
kaşlarımı çattım
bu konu nereye gidiyordu
"tamam bu kadar tartışma yeter"dedim
gülerek yatakta doğruldu
"gülme"dedim
"herkes çok güzel güldüğümü söyler,etkilendin mi yoksa?"
"anlatmaya gerek yok görüyorsunuz akrep burcu erkeği"
"çok tecrübelisin herhalde?"
"evet babam da akrep burcu erkeği ve annemi aldatıp aldattığı kadını da annemi de hamile bıraktı"
"yani her akrep burcu erkeği aynı olucak diye bir şey yok,ben gayet iyi, yakışıklı,sempatik, tatlı bir adamım"
"şu sondakileri söyleyerek tam akrep burcu erkeği olduğunu belli ediyorsun"
"peki tamam öyle şeyler demeyeceğim"
"aferin adam ol"
"senin adamın olayım?"
"bana yavşama!"
"istemsiz oluyor"dedi gülerek
"gülme diyorum sana ya!"
"tamam gülmüyorum"
"aferin bak yavaş yavaş adam oluyorsun, böyle her dediğimi yaparsın işte"
"yaparım,bana emir vermen hoşuma gidiyor"
"iyi,ben sana emir vereyim sende yap o zaman nasıl fikir?"
"olur"
"şimdi sana soyun desem soyunacak mısın?"
"soyunurum"
"neyse Allah'tan öyle bir şey istemiyorum"
"emrine amadeyim"
"neyse aklıma bir şeyler geldikçe sana emir vereceğim"
"verebilirsin"
"millet katil diye Karel'den korkuyodur ama Karel gelip bana 'emrine amadeyim' diyodur,işte herkes bir Eflan Karaca olamıyor"
"olamaz"
değişik bir şekilde bana bakıyordu,gözlerininin renklerinden dolayı mı bana öyle geliyordu bilmiyordum ama gerçekten değişikti
"gözlerin güzeller"dedim
"güzeller mi?"dedi kaşları çatık bir şekilde
"evet"
"bunu,bunu bana söyleyen ilk kişisin"
"nasıl yani? Sana daha önce kimse gözlerinin güzel olduğunu söylemedi mi?"
"evet,bunu unutmayacağım"
"gözlerin ne gibi biliyor musun?"
"ne gibi"
"sanki bir taraf kum diğer taraf deniz gibi, gözlerin tam olarak yaz mevsimini anımsatıyor"
bunları söylediğime gerçekten mutlu olmuştu çünkü o gözlerinin içi gülüyordu
"peki sen yaz mevsimini sever misin?"
"yazın doğan biri olarak çok severim"
"ben kışın doğan biri olarak hiç sevmem ama artık en sevdiğim mevsim"dedi

TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin