15. Bölüm

2.7K 215 17
                                    

15. Bölüm

Medya: Civciv hukukçumuz Beril

İyi okumalar...

********
İzgi'nin Anlatımıyla:

"Kaan, canım ikizim." Yüzümde tatlı görünmesi için çabaladığım gülümseme ile yavaş yavaş Kaan'dan uzaklaşıyordum. O ise yüzündeki öfkeli ifadeyle üzerime gelmekten hiç çekinmiyordu.

"Sen bana söz vermedin mi hızlı sürmeyeceğim diye?"

"Verdim tabii ama inanır mısın seni bir an unutmuşum ben. E bir de yolda köpek görünce birden gazladım." Attığım palavralara zerre inanmadığını belirten bir ifadeyle bana bakarken koşar adımlarla babamın evinin bahçesinden girip kapıyı çaldığımda Kaan da peşimden geliyordu.

"Bunun hesabını vereceksin bana!" Zile üst üste bastığımda sırıtıyordum.

"Tabii bebeğim." Kapı açıldığı anda  gözlerim açan kişiyi bulurken yüzümdeki gülümseme  silinmiş, yerini ciddi bir ifadeye bırakmıştı.

"Halacığım." Kaan kapıyı açan Handan hanıma sarıldığında halamın arkasında dikilen amcamı görmüştüm. Bana büyüyen gözleriyle bakarken sorun yok demek istercesine gülümsedim ona. Yani umuyordum ki sorun olmazdı.

En son göreve gitmeden birkaç ay önce bayramda gördüğüm ve günü yine kavgayla kapattığımız sevgili halam ikizimden ayrılıp bana elini öpmem için uzatırken elini sıkarak içeriye geçtim. Bozulan yüz ifadesini zorla düzeltip gülümserken konuşmuştu.

"İzgi, yüzünü gören cennetlik. Nerelerdeydin kız sen?" Bir anda kurduğu sahte samimiyete yüzümü buruşturmak istesem de amcama sıkıca sarılırken ona samimiyetsizce gülümsedim.

"Biliyorsunuz iş güç." Hep birlikte içeriye geçtiğimizde bizi gören babam ayaklanmıştı. 

"Hoş geldiniz çocuklar." İkimiz de ona sıkıca sarıldığımızda salonun başındaki tekli koltuğa kurulan babaanneme sadece baş selamı verdim. Anlaşılan babama gelmek için oldukça yanlış bir günü seçmiştik.

"Merhaba Cavidan hanım." Kaan onun da elini öpüp sıkıca sarılırken en azından kardeşimle aralarının iyi olmasına seviniyordum. Halam ile babaannem ataerkil bir kafa yapısına sahiplerdi. Ona göre bir kadının mesleği öğretmenlik veya hemşirelik olmalı, evlendikten sonra da iş hayatlarına son vermelilerdi. Ben ise onların bu düşüncelerine oldukça zıt bir insandım. Bu nedenle onlarla çok kavga etmiştim. Hatta emindim ki şu an 29 yaşında bekar bir kadın olmam bile gözlerine batıyordu. Üzerimdeki kıyafetleri de pek beğenmediklerini anlamak zor değildi.

"Nasılsın İzgi? Nerede neler yaptın bunca zaman?" İkili koltukta oturan amcamın yanına oturduğumda halamın yanında sıkkın bir ifadeyle oturan genç kıza gülümsemiştim. Annesini ne kadar sevmiyorsam, kızını bir o kadar seviyordum.

"İyiyim Cavidan hanım. Biliyorsunuz görevdeydim."  Ona öylesine bir cevap verdikten sonra Beril'e döndüm.

"Güzelim sen nasılsın? Nasıl da büyümüşsün görüşmeyeli." En son gördüğümde 12 yaşında olduğu için bu kadar büyümesi normaldi tabii.

"İyiyim İzgi abla. Sen nasılsın?" 

"Ben de iyiyim canım. Sen gelsene biraz yanıma."  Dediğim anda annesinin ters bakışlarına aldırmadan ayaklandı. Amcam ile aramdaki boşluğa oturduğunda birbirimize sıkıca sarılmıştık.

GİRİFTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin