Bölüme hemen başlayalım. Çünkü yazmak için zamanı zor buldum. Hepinize kucak dolusu sevgiler ve iyi okumalar...
Yorumlarınızı bekliyorum.
YouTube: Ailurophile MinhoSeungmin: Kalkmayı düşünmüyorsun galiba küçük hanım.
Seungmin abimin sesi rüyamın tam ortasına girmişti. Güzel, güneşli bir cumartesi sabahıydı ve okulun olmaması benim için çok güzeldi. En azından dün yaşadığım olaylardan sonra okulda bulunmamak güzel olacaktı.
Yatağımdan kalktım. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp gri eşofmanımı ve beyaz t-shirt giydim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp aşağıya indim.
Felix ve Jeongin abim son sınıf öğrencisi olduğu için kursa gidiyorlardı, o yüzden evde yoklardı. Seungmin abim ve Hyunjin abim dışındakiler de evde değildi, galiba toplantıları vardı.
Hyunjin: Günaydın.
Min-ji: Günaydın abi.
Seungmin: Hadi hemen kahvaltını yap. Bizim de işe gitmemiz gerek. Birazdan Hwasa unnien ve arkadaşları gelecek. Onlarla güzel vakit geçirmeni umuyorum.
Min-ji: Neden geliyorlardı ki?
Seungmin: Bebeğim biliyorsun, Hwasa seninle vakit geçirmeyi seviyor. Minho abin de seni evde yalnız bırakmakta da şüpheli.
Min-ji: Yani Hwasa unnieme siz haber verdiniz.
Seungmin: Gerisini Minho abime sorarsın. Bizim gitmemiz gerek de Hyunjin nerede?
Etrafıma baktım ve elindeki koca poşetler ve çantalar ile inen Hyunjin abimi gördüm.
Hyunjin: Buradayım.
Seungmin: Elindekiler ne?
Hyunjin: Benim bir mimarlık öğrencisi olduğumu unuttun.
Min-ji:Kolay gelsin abi.
Hyunjin: Kolaysa başına gelsin Min-ji!
Min-ji: Allah korusun abim.
Seungmin: Tamam, biz çıkıyoruz. Hadi sen de kahvaltını yap Min-ji.
Min-ji: Tamam abi, siz gidin.
Abimler evden çıktı. Arabayı çalıştırıp uzaklaştıklarında ben de bomboş eve baktım ve yalnız kalmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Ama bugünü evde geçirmeyecektim.
Kahvaltı falan yapmadan direk odama çıktım. Üzerime siyah kot pantolonumu, beyaz kazağımı giyip düz ve uzun saçlarımı açık bıraktım. Hoş kokulu parfümümü sıktım ve yanıma siyah montumu alıp merdivenlerde hızlıca indim.
Dün akşam şarjda bıraktığım telefonumu şarjdan çıkardım ve montumun cebine attım. Kapının yanındaki beyaz spor ayakkabılarımı giyip dışarıya kendimi attım. Evi kilitlemeyi unutmadım.
Sokakta ilerlerken aklıma Hwasa unniem geldi , montumum cebinden telefonumu çıkarıp onu aradım.
Min-ji: Alo unnie?
Hwasa: Prensesim nasılsın?
Min-ji: İyiyim unnie, sen?
Hwasa: Bende iyiyim. Sen dışarıda mısın?
Min-ji: Ben de onun için seni aramıştım unniem.
Hwasa: Ne oldu? Söyle bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids (YN) Kıskanç Abilerim
Teen FictionBu hikaye bana aittir. Konunun kopyalanması ya da devamının getirilmesi durumunda hak ihlali nedeniyle gerekenler yapılacaktır.