14

1K 69 115
                                    

Hina

Yatağımda uzanırken tüm gece boyu yapmaya çalıştığım tek şey uyumaktı, ama bir dakika bile olsun uyuyamıştım. Ne kadar istemesemde olanlar aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. Her şeyi en başından tekrar tekrar düşünüyordum.

Biz mutluyduk, birbirimize deli gibi aşıktık. Hiç bir şey, hatta hiç kimse bizi ayıramaz sanıyordum, ama çok büyük yanılmışım. Başkasına gerek kalmadan bizi bitiren Jungkook'un kendisi oldu.

Ömrüm boyunca düşünsem beni iki yıl boyunca kandırıp, üzerine aldatacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama yapmıştı. Her şeyin yalan olduğunu, beş yılı güzel bir rüyadan kabusa kendi elleriyle dönüştürmüştü.

O kabustan tek güzel şey karnımdaki bebeğimdi. Onu doğurup doğurmamak arasında çok düşündüm. Çünkü babasız büyüsün istemiyordum. Bunun nasıl kötü bir duygu ve ne kadar zor olduğunu ben biliyordum çünkü.

Bebeğim benimle aynı şeyleri yaşasın istemiyordum. Çünkü Jungkook'u bu şartlar altında asla affetmeyecektim. Biz diye bir şey artık mümkün değildi.

Ancak yine de onu çok istiyorum. Ben bir jinekolog olarak her kürtaj yaptırmak isteyen anne adaylarına defalarca soruyorum. Kararlı olanları kalp atışlarını dinletir, bebeği hakkında bilgileri vererek vazgeçirmeye çalışıyorum. Her yaptığım kürtaj da içim gider, kalbim titrerken, şimdi kendi bebeğime nasıl kıyardım ki?

Ne kadar ikimiz için zor olsa da kürtaj yaptırmayı aklımdan çıkarttım. Ancak bundan sonra Jungkook'un benim ve bebeğimin hayatında asla bir yeri olmayacaktı.

Nereye kadar saklardım bilmiyorum ama bebeği ona asla söylemeyecektim.
Emin değilim belki, ama haberi olmayacağını bilsen buradan bir kaç senelik taşınırdım.

"Birtanem?"

Annem kapıyı tıklatarak seslendiğinde düşüncelerimden ayrılıp hızlıca yaşlarımı silerek yatakta dikleşmiştim.

"Efendim anne?"

Gerçi göz yaşımı silmem faydasızdı. Annem içeri girmese bile sesimden gece uyumadığımı anlayacaktı.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde yanıma gelerek saçlarımı öpüp yüzümü okşadığında gözlerimi kapatıp hafifçe tebessüm ettim. Annem bu hayatta sahip olduğum en değerli varlığımdı.

Babam ben doğmadan vefat etmişti, ama o babamın yokluğunu bana hiç hissettirmemeye çalışmıştı.

"Hadi bitanem, kahvaltı hazırladım."

"Anne, canım istemi-..."

"Hina, kızım benim sen kendin jinekolog olarak yemek yemenin ikinizin de sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsun? Değil mi?"

Lafımı keserek kendisi devam edip konuştuğunda bana sormasıyla başımı yavaşça aşağı yukarı salladım.

"Benden sana ilk annelik tavsiyesi kızım. Bundan sonra canım istemiyor, aç değilim gibi şeyler söylemeden önce iki kere düşüneceksin. Çünkü artık senin kendinden önce düşünmen gereken bir bebeğin var. Bu yüzden de yemeğine dikkat edip, kendini bu kadar üzmemeye çalış meleğim."

Varla yok arası tebessüm edip başımı tekrar sallamamla gülümseyip ayağa kalktı.

"Aşağıda bekliyorum canım, giyin gel."

Diyerek dışarı çıktığında üzerimi değişmek için ayağa kalktım.

...

"Ben bir Hina'ya bakayım."

To Lose | Jeon Jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin