27

1.1K 69 207
                                    

Ben neden bu tavşanı medyadaki haliyle ciddiye alamıyorum? O hala benim gözümde büyümeyen bir bebek.
______

Merhaba

Biraz aradan sonra o çok merak ettiğiniz bölümle karşınızdayım. Aslında bu bölüm yazmak istemedim ama söz verdiğim için yazmış bulundum.

Bol yorum ve vote lütfen. Bu bölüm onu hakkediyor. Eğer heyecandan hızlıca okursanız baştan tekrar okuyup yorum yapın dnndjdjjd.

Keyifli okumalar.

__________________________

Tüm gece gözümden yaşlar öylece boşalırken sakin kalmaya çalışıyordum ama öğrendiklerimle mümkün değildi.

Nasıl olurdu? Nasıl olurdu da Jung amca benim biyolojik babam olurdu? Benim bir babam vardı. Ben doğmadan ölen, bunca yıldır mezarına gittiğim, keşke bir kez olsun sarılıp, öpebilsem, dediğim bir babam vardı. Keşke bir kere saçlarımı babam okşasaydı, bana kızım diye seslenseydi, onu bir kez olsun görebilseydim dediğim bir babam vardı.

Bir kere olsun baba sevgisini, merhametini, şevkatini alabilseydim dediğim bir babam vardı.

Jungkook bana bu olanları anlatmasaydı annem bana bunu hiç söylemeyecekti.

Jungkook birazdan kalkıp gideceği zaman karşısına bu gözlerle çıkmamak için kendimi toplamaya çalışıyordum ama ne yapsam olmuyordu.

Yirmi altı yıldır yaşadığım hayatın bir yalan olduğunu öğreniyordum. Annemin beni kandırdığı tamamen yalan bir hayat.

Nasıl izin vermişti böyle bir şeye? Jungkook'u tanıdığı halde nasıl ka-kardeş olduğumuzu söylemezdi? Nasıl birlikte olmamıza izin verirdi? Şimdi ben hamileydim. Jungkook'dan... kardeşimden hamileydim.

"Tanrım, delirmek üzereyim. Yalvarırım sen yardım et."

Dudaklarımın arasından istemsizce büyük bir hıçkırık kaçtığında Jungkook'un duyup gelebilme ihtimaline karşı ortalığı hızlıca toplayıp defter dışında herşeyi yerine kaldırdım. Defteri de hızla yastığın altına koydum.

Hiç bir ses duymayınca gelmeyeceğini anladığımda ayağa kalktım. Elimi kalbimin üzerine koyarak deein nefesler almaya çalıştım. İçim daralıyordu sanki, nefes alamıyordum.

Pencereyi açıp başımı biraz dışarı çıkartıp temiz havayı içime çekmeye çalıştım. Az da olsa aldığım nefeslerden pencere kenarına çökerken sessiz olmaya çalışarak tekrar hıçkırıklara boğuldum.

...

Jungkook kapıda biriyle konuşarak arabasına binip gittiğinde tekrardan gözlüklerimi takıp eve doğru ilerledim.

Beni bu şiş gözlerle görmemesi için sabaha karşı 'yürüyüşe gidiyorum, geç gelirim, beni bekleme' diyerek not yazıp evden çıkmıştım.

Beni öyle görürse mutlaka sorgulayacaktı, ki benim okuduklarımdan sonra yüzüne bakmaya bile gücüm yoktu.

Evin kapısını açtığımda Jungkook'un konuştuğu adam telefonunu çıkartarak bir kaç kez ekrana dokunup kulağına götürdü. Jungkook başıma gelebilecek tehliklerden dolayı beni koruması için onu tuttuğunu anlamak zor değildi.

Anahtarlığımı kapı kenarındaki şifonyere nasıl yaptığımı bilmeden attığımda içeri geçerek koltukta oturdum.

Koltuğun kenarında Jungkook'un gece uyuduğu yastık ve katlayarak üzerine koyduğu pikeyi görünce gözlerim tekrardan dolarken, vücudum elimde olmadan kasıldı.

To Lose | Jeon Jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin