Tavşanımın ilk solo albümü. Bol izlenme ve ödül alacağına eminim birtanem.
Keyifli okumalar.
___________________________Büyük ısrarlar sonucu aylar sonra Hina'ya yemek yapmayı kabul ettirip eti mühürleyerek, içi iyi pişene kadar çiy halinde baharatlamış olduğum eti tavada pişirdim.
Zamanında Hina'dan öğrendiğim kadarıyla hamile kadınlar eti sadece iyi pişmiş olarak yemeliydi. Bu yüzden buna ekstra dikkat etmiştim.
Etin son on beş dakikasında iki paket rameni kaynayan çorbasının içine atarak pişmesini bekledim. Çorbasını da Hina'nın tam istediği gibi yapmıştım. Soğan, biraz sarımsak, ve çok az salça atarak yağda kavurup, suyunu ilave ettikten sonra ramenin soslarını ilave edip kaynayana kadar bekledim.
Rameni alıp, üzerine ince dilimlediğim eti ve çok sert olmayacak şekilde on dakikadır haşladığım yumurtayı kesip kaseye koyarak biraz da üzerlerine susam serptim.
Tepsiye koyup organik marketten sipariş verdiğim portakal suyunu da cam bardağa doldurup yanına koyarak tepsiyi elime aldım.
Salona geçtiğimde Hina koltukta bağdaş kurarak oturmuş gülerek kediyle oynadığını görünce bende duraksayarak ona bakıp güldüm.
Bir kaç saniye sonra elimdeki soğumasın diye yanına yaklaştığımda beni farketmiş gülümseyen yüzü düz bir hall almıştı. Beni görünce öyle olması yüzümü düşürürken, kahrediyordu.
Keşke şu an onca şey yaşanmamış olsaydı da şu an bu anı yaşamak yerine ona sarılıp, yemeğini yedirseydim.
"Umarım beğenirsin."
Küçük bir tebessümle söylediğimde tepsiyi sehpaya bıraktığımda Hina da kediyi kanepede hemen yanına koyarak ayaklarını açıp yerinde dikleşti.
"Keşke zahmet etmeseydin, ben hallederdim."
"Sana yemek hazırlamayı çok özlemişim, bu bana iyi geldi."
Hiç bir şey demeden derin nefes alıp yemek çubuklarını parmaklarının arasına aldı.
"Yemek pek sağlıklı bir tercih olmadığı için gazlı içecek yerine portakal suyu koydum."
"Sağol."
Yüzüme bakmadan donuk bir sesle söylediğinde bu bile beni mutlu etmeye yetmişti.
Çubukların yardımıyla erişteden biraz alıp çok az üfleyerek dudakları arasına alıp nefesini içeri çekti.
"Beğendiniz mi?"
Yemeğin tadını alabilmesi için bir kaç saniye sonra sorduğumda etin en ince parçasını ağzına alıp çiğnediğinde başını aşağı yukarı hafifçe salladı.
"Eline sağlık."
"Afiyet olsun."
"Sen yemiyor musun?"
Sorusuyla içime başka bir mutluluk dolarken beni düşünüyor olması hâlâ sevgisinin azalmadığına dair bir göstergeydi.
"Buraya gelmeden önce bir şeyler atıştırmıştım."
Hâlâ yüzüme bakmadan başını olumlu anlamda sallayarak yemeğini yemeye devam etmiş, ben ise yanıma gelen kediyle oynamaya başlamıştım.
Onu izlemeyi tercih ederdim ama yemek yerken onu izlememden rahatsız olacağı için rahatça yemesine müsaade edip arada bir göz ucuyla bakmakla yetiniyordum.
...
Hina iki paket ramen ve neredeyse yarım kilo kadar bifteği yiyerek beni şaşırtmıştı. Onu ilk kez bu kadar çok yemek yerken görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Lose | Jeon Jungkook
Fiksi PenggemarHina sevgilisi Jungkook'un evli olduğundan habersizdi.