14. Bölüm: "Buluşma"

6.7K 492 18
                                    

Selamlaaaaarrr canolarr 🫵❤️‍🔥

Uzuuuun bir bölümle geldimmm.

Gusül abdest garantili 😶

‼️ ÖNEMLİ 📣 OY VERMEYİ UNUTMAYIN 🥲💔

Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli, seviliyorsunuz 🤍🫂

"Bize müsaade artık," dedi Kalender ağa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bize müsaade artık," dedi Kalender ağa. Ya da Kalender baba mı demeliydim? Bilmiyordum ama ağzıma da hiç yakışmıyor gibiydi.

Yusufhan bana baktı. Yanarım yanarım da bir baş başa kalamadığımıza yanarım... Onun da benimle aynı şeyi düşündüğüne emindim. Birbirimize edecek iki kelamımız olmasın mı canım bu güzel günümüzde?

"Müsaade sizin," dedi Ezel ağabeyim. Gözü Hare'ye kayıp duruyordu, gözü çıkasıca! Kaç defa yakalamıştım, Yusufhan görecek diye diken üzerindeydim sanki. Şükür gideceklerdi de, bir güzel konuşurdum onunla.

Herkes ayaklandı. Kızlar bana samimi şekilde sarılırken aynı şekilde karşılık verdim. Büyüklerin de elini öperken, güzelce sırtımı sıvazladılar. Hepsi de çok iyi gibilerdi fakat içlerine girmeyince bilemezdim. Dışarıdan herkes iyiydi.

Onlar çıktığında en sona Yusufhan kalmıştı. Herkes kapı önündeyken biz evin içerisinde olduğumuz için kimsenin görüş açısında değildik. Olsak bile Yusufhan'ın bunu umursamayacağını düşündüm.

Bana elini uzattı. Hayatımın en güzel davetini karşılayarak elimi verdim eline. "Ne yapıp ettin, aldın beni kendine. Hadi yine iyisin," dedi benimle dalga geçerek.

Başka zaman olsa çemkireceğim lafına güldüm. "Aklıma koyduğum her şeyi yaparım ben."

Saçıma, gözüme, yüzümün her yerine baktı. En çok dudaklarımda duraklaması beni felfena yapmıştı. "Bu gece evden çık."

Şaşırdım, biri duyacak diye panik yaptığımda ise herkesin biraz da kapı önünde sohbete tutuştuğunu gördüm. Bizi fark etmediklerinden değil, müsaadde etmek istedikleri için bir şey söylemiyorlardı çıkmamamıza, emindim. "Ne demek çık?"

Güldü, "Kaçırmayacağım, korkma. Aldım seni artık. Sadece..." baktı... baktı... baktı. "Sadece baş başa olalım istiyorum. Sen gün ağarmadan sizin evin arkasındaki söğüt ağacının önüne gel."

Sorgulamak istemedim, baş başa kalma fikri beynime bir zehir gibi yayılmıştı. "Tamam." dedim, istekli istekli. "Gelirim."

Hala elimde olan eli ile yüzük takılı parmağımı okşadı. "Bana gelene kadar Allah'a emanet ol."

Deli'kanlım (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin