[[[✒️__]]]Bugün Faruk'u anneme bırakmak ve Ufuk'u ziyaret için gelmiştim ama açıkçası dün gece defalarca Nico ile düzüştükten sonra yürümemin pek düzgün olduğunu söyleyemeyeceğim. Hafifçe topallar gibiydim. Ne kadar belli etmemeye çalışsamda özel korumam Erol abi fark etmişti. Ve hiç utanmadan halime gülüp dalga geçiyordu. Keşke patronluk çizgisini geçmesine hiç izin vermemiş olsaydım.
Yüzümü buruşturarak baş korumam Adnan abiye baktım. "Ya Adnan abi! Şu sevgiline bir şey de. Gülüp durmasın halime."
Adnan abi ciddiyetle Erol abiye bakış attı. "Erol..."
Erol abi ona dönüp baktı ve söyleyeceği şeyi bekledi.
"...Bir şey."deyipte tebessüm eden Adnan abiyi görünce şaşkınlıkla kalakaldım. Erol abiyse kahkaha attı.
"Sende mi Brütüs? Yaptığın oldu mu şimdi Adnan abi? Sevgilin diye mi laf söylemiyorsun? Nico için çalışıyor olsan da, bende senin patronun sayılmaz mıyım? Ayıp ama!"
Adnan hafifçe güldü. "Üzgünüm Afşar bey ama sizinle vakit geçiren her koruma gibi bende nasibimi aldım." Bunu dedikten sonra kendini toparladı ve kaşlarını çatıp sert bir ifadeyle Erol abiye baktı. "Erol biraz daha gülmeye devam edersen, seni yarın zorunlu izin kullanacak hâle getiririm. Nasıl yapacağımı sen düşün."
Erol abinin nefesi bir anlığına tıkanırken iri gözleriyle ona baktı. "Bu bir tehdit mi?"
"Uyarı diyelim. Bilirsin ben bu tarz şeyler için şaka yapmam."
Ona yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Erol abinin yutkunduğunu ve kesik kesik aldığı nefeslerini dışarıya bıraktığını gördüm. Kulakları mı kızarmıştı? Genelde utanınca kızardığını fark etmiştim. İçimden bir ses Adnan abinin sert ve ciddi görünüşünün altında tutkulu bir sadist ya da vahşi bir erkek yattığını söylüyordu.
"Yolumuza devam edelim Afşar bey."
Adnan abi önden yürürken ben Erol abinin yanından ona dirsek atarak geçtim. Yüzümde zafer dolu bir sırıtış belirdi. Boşuna büyüklerimiz 'dinsizin hakkından imansız gelir' demiyor. Gerçi bu Zafer abi içinde geçerliydi. Onu da Volkan abi dize getirmişti.
Eve uğrayıp Faruk'u anneme verince kucağına aldığı gibi yanaklarını öptü tosun paşanın. Eee nolacak? Bir Fidan ablamın, bir de Yavuz abimin mürüvvetini gördü. Gerçi bende varım ama bebek doğuracak anatomiye sahip olmadığım için ona torun veremedim. Yine de bir kere bile yakınmadı.
"Bizim Kazım efendi evde mi anne?"
"Yok yavrum, kahvehaneye gitti."
"Bir de bana boş gezenin boş kalfası muamelesi yapıyordu amk. Ben en azından kocamın yardımıyla ihtiyaç sahibi ya da muhtaç insanlara yardım edebilsin diye dernek kurdum. O napıyor? Anca duyar kassın bana."
"O da emekliliğini böyle geçiriyor ne yaparsın oğlum. Kapıda kaldın. Hadi gir içeri."
"Uzatmayayım değil mi anacım?"
Annemin meşhur sözü benim ağzımdan çıkınca onu bir gülme tuttu. Artık eski halinden eser kalmamıştı ve daha mutlu görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI : BELA [GAY]
General FictionHedef: Sugar Daddy kurgusunun ve yan karakterlerin hikayesinin devam kitabıdır. Konusunu buraya yazıpta spoiler falan vermeyeceğim. Ana ve yan kitapları okumamış olanlar profilimden ulaşabilir: 1.Hedef: Sugar Daddy 2.Bu Sevda Pek YAMAN 3.Kıvılcım ...