(0.7) BAD BOY

744 64 90
                                    

Önceki bölümü atlamayın.

[[[✒️__]]]

Nico, benim Ufuk'la biraz vakit geçirip ilgilenmek istediğimi öğrenince zar zor da olsa benden birkaç gün uzak kalmayı kabul etti. O akşam evimize giderken açıkçası içim burkuldu. Ondan ayrı birkaç gün onun olduğu kadar benim içinde zor geçecekti.

Fazladan olan yatak odasını Adnan abiyle Erol abiye tahsis ederek, ben Ufuk kardeşimle birlikte uyuma kararı aldım. Çünkü iki oda bir salonlu evde kanepede yatmaya hiç niyetim yoktu.

Yemeklerimizi yiyip hepimiz uyumak için odalara çekildiğimizde Ufuk'la biraz daha muhabbet ettim. Belli ki uzun zamandır buna ihtiyacı varmış. Çünkü şu anda kendini daha iyi hissediyordu ve gülümseyebiliyordu.

Yarın sabah erkenden sıvışıp şu mahallenin yeni abisinin sevgilisi ile konuşmalıydım. Şahsen ona karşı olan tavrım, Batı'nın beni hastanede ilk defa görüp hakaret ettiği tavırla aynı gibiydi ve bu beni çok rahatsız etti.

Evden sessizce çıktığımda neyse ki kimse fark etmedi. Eee... Erol abi ve Adnan abi o kadar çok dayak yemişlerdi ki haliyle yorgun düşmüşlerdi. Yoksa Adnan abi ben kapıdan çıkmadan beni enselerdi.

Dışarısı hâlâ karanlıktı ve sabah ezanını okumak için mahallenin aşağısındaki camiye gitmekte olan imam dışında başka kimseyi görmedim. O da kulağına soktuğu serçe parmağı ile bana doğru yürüyordu. "Hayırlı sabahlar hocam. Bakıyorum da eliniz kulağınızda. Yakındır ezan sesini duymamız."diyerek sırıttım.

"Tch. Tch. Münafık. Kafir. Günahkâr."diye diye hoca aşağı doğru yoluna devam etti. Eşcinsel olduğumu öğrendiğinden beri bana ve tabi ki Ufuk'a karşı tavırları böyleydi. Ama Polat abi ile Yaman abiye bir şey diyemiyordu. Polat abiyi bilmem ama Yaman abi hoca moca demez suratına tespihli yumruğunu gömerdi. Özledim ikisini de lan.

Ellerimi kot ceketimin ceplerine koyup yukarı doğru yürüdüm. Daha önce o serserinin takıldığı yer bu taraftaydı. Gerçi karga bokunu yemeden kalkıp orada dikilirler miydi bilmiyorum. Ama bir umut işte, belki Özgür'ü görürdüm.

Mahallenin yukarısına çıkınca içine girdiğim parkın ıssızlığı tüylerimi diken diken etti. Şimdi ben de aptal gibi bu saatte buralara gelip belamı arıyordum sanki.

Ensemden yakalandığım gibi "Ananı sikey-!"diye korkuyla bağırmam bir oldu. Cümlemi tamamlamadan bir el ağzıma kapandı ve sesimi kesti. Gözlerim korkudan büyümüştü. Kendimi korku filmleri içine girmiş gibi hissettim. Kalbim saatte 400 km yapıyordu.

Kulağımın dibinde önce sıcak bir nefes hissettim. Sonra derin ve kalın sesi duyarak ürperdim. Sanırım aradığım o bela gelip beni bulmuştu.

"Sen! Özgür'e hakaret edip üstüne korkmadan ayağıma kadar tek başına geldin. Bu ıssız ve karanlık parkta seni öldürsem kimsenin ruhu duymaz biliyorsun değil mi?"

Enselenmiştim. Konuşmaya çalıştım ama onun ağzıma bastıran avucu yüzünden anlamsız sesler çıkarıyordum. Bende yapabileceğim en aptalca şeyi yaptım. Elini mi ısırdım dersiniz? Hayır. Avuç içini yaladım. Bir anda elini çekince işe yaradığını fark ettim. Korkmama rağmen suratımda zafer dolu bir sırıtış oluştu.

Omzumdan tutulduğum gibi çevrilerek itilince ağacın birine sırtımı çarptım. Onunla göz göze gelince korkudan sırıtışım içime kaçmıştı ve kesik, sık nefesler alıp veriyordum.

KOD ADI : BELA [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin