(2.5) YOĞUN BAKIM

577 57 79
                                    

Sizi meraklandırmak için bekletmek vardı ama hadi yine iyisiniz.

[[[✒️__]]]

Nicolò'nun ağzından;

Zafer'den aldığım yıkıcı bir haberle Türkiye'ye geri dönüş saatlerim bana azap gibi gelmişti. Küçük sevgilim, benim biricik eşimin vücudu hiç bir zaman tanışmaması gereken o kurşunlar tarafından yara almıştı. Bunların hepsinin suçlusu bendim. Onu daha iyi koruyabilirdim. Onu yanımdan hiç ayırmamalıydım. Hatta onu altından saraylara kapatıp kimsenin içeriye girmesine izin vermemeliydim.

Birçok şirkete sahiptim. Hepsini iyi yönetiyordum ama hayatımdaki en değerli varlığı koruyamıyordum. Bu durumda elimdeki güç ya da para ne işime yarardı?

Arabam hastane önünde durduğu anda şoförün açmasını beklemeden kapıyı açıp içinden çıktım ve koşarak hastaneye girdim. Hangi katta olduğunu bildiğim için kimseye sormakla vakit harcamadan asansöre bindim.

Katta durduğunda hızla koridorda ilerledim ve Zafer'i camdan duvarı olan yoğun bakım odasının önünde buldum. Diğer herkesi oradan göndermesini istemiştim. Neyse ki isteğimi yerine getirmeyi başarmıştı.

"Zafer!"

Solgun yüzü bana döndüğünde sağlam bir şekilde ayakta durmaya çalıştım. "O iyi mi?"

"Doktor ameliyat anında bir kez kalbinin durduğunu söyledi. Zor bir ameliyattı ama evet, o iyi. İyi olacak. Afşar ne kadar inatçı sen de bilirsin. Sadece uyanana kadar yoğun bakımda kalmalı. Vücudunun kendini daha çabuk toparlaması için."

Gözlerimi sonunda cama çevirdim ve yatakta yatan sevgilimin bedenine baktım. Ağzının kenarına bantla tutturulmuş, ciğerlerine kadar inip nefes almasını sağlayan hortum ve göğsündeki koca sargıyla onu görünce hayatım boyunca hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Makinelerden gelen düzenli bipleme ile eş değer bir şekilde kalbim ritim tutuyordu. Onun atışı kadar atmayı tercih edermiş gibi.

Zafer'in ağzından;

Abimi hiç bu kadar harap hâlde görmemiştim. Saçı başı dağınık, gözleri kırmızıydı. Birileri görmeden gelene kadar ağlamış olmalı ki, ben bile abimi hiç bir zaman ağlarken görmemiştim. Afşar'ın onun kalbinde ne kadar derinlere indiği çok belliydi. Abimin düşmanları da bunu biliyor olmalıydı ki kalbine kurşun sıkmayı başaramadıkları için, kalbim diyebileceği sevdiğini vurmuşlardı. İşte abimi yıkmanın yolu bundan geçiyordu.

Bir elini cama dayayıp ayakta kalmaya çalışan iri vücudu her an yere düşecekmiş gibiydi. Yanında durup elimi omzuna yerleştirerek ona desteğimi hissettirmeye çalıştım.

"Herşey yoluna girecek. O iyileşecek. Bunu yapanları bulacağız, sonra da hesabını keseceğiz. Volkan çoktan aramaya başladı bile."

Abimin bakışları sertleşti. Bana dönüp "Afşar'ın şüphesinden bahsetmiştin. Sence bu işin içinde de o serseri olabilir mi?"dedi.

"Sanmıyorum. Adnan'la Erol'un gözlemlemesine göre şu Nigel Afşar'dan hoşlanmış. Onları döverken bile Afşar'a bir fiske vurmamış. Ona zarar verecek bir şey yapmaz."

"Onun sevgilisi yok muydu?"

"Özgür onun kardeşiymiş. Afşar bizzat Nigel'dan öğrenmiş. Çocuk aşırı yalancı bir karaktere sahipmiş."

KOD ADI : BELA [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin