(1.9) CAM SİLERKEN

553 54 45
                                    

[[[✒️__]]]

Çok sevdiğim kocam bu aralar şirket işlerinden dolayı yoğunlaştığı için Yaman abi ve Batı gelene kadar Yavuz abimde kalmayı seçmiştim. Baba evine dönemeyeceğime göre ve Polat ile Ufuk'un özlem gidermesi gerektiğinden mütevellit bu verilecek en uygun karar olmuştu.

Yavuz abim saçı birazcık uzatıp asker traşı modelinden kurtulduğundan beri gözüme daha olgun ve daha yakışıklı görünür olmuştu. Sanırım Gül abla da benimle hemfikirdi. Bunu hareketlerinden ve bakışlarından belli ediyordu.

Şehzade Selim, Faruk'tan yaşça daha ufak olduğundan ve Gül ablamın DNA'sını taşıdığından dolayı onu daha sevimli buluyordum. Fidan ablamın aksine Gül abla bebeğine daha ilgili bir anne olarak yaklaşıyordu.

Faruk, ya annemde ya da Vedat eniştemin annesiyle kız kardeşinde vakit geçiriyordu. Arada da top gibi bana paslanıyordu orası ayrı tâbi. Zavallı Faruk göçebe hayatı yaşıyordu. Ama anne babasının doktor olmasının dezavantajı da buydu. Ya nöbete kalıyorlar ya da yoğun çalışmadan dolayı yoruluyorlardı. Ablamı tanıyorsam ikinciyi yapmazdı.

Gül abla arada bir lokantayı kontrole gitse de çoğu vaktini evde geçiriyor, lokanta için satılacak börekleri evden pişirip gönderiyordu. Yaman abinin yokluğunda, mahalleden tanıdığı bir delikanlıya sorumluluğu vermiş, Gül ablanın çok yorulmaması için ültimatom geçmişti.

Yavuz abim bakkalla ilgilenirken gündüzleri Gül abla ile bolca vakit geçiriyordum. Şu anda ki durumum ise tamamen rezilliğin daniskasıydı. Sırf tehlikeli diye camları ben siliyordum. Ve sanki daha fazla nasıl rezil olunur diye düşünüp Gül abladan aldığım anne yadigarı bir tülbenti bandana gibi kafama bağlamıştım. Bir bacağımı dışarı atmış diğerini içerde tutacak şekilde, dışarı çıkardığım bir elimdeki bezle camı güzelce temizliyordum. Bir yandanda İzmir türküsü çığırıyordum. (Kitaplardan birinde Afşar'ın ailesinin İzmir'li olduğunu belirttiğimi hatırlar gibiyim. Kesin yazdım mı yazmadım mı bakmaya üşendim. Ara ki bul şimdi. Bu yüzden bunu daha önce belirtmediysem şimdi belirtiyorum.)

(haydindi) Ata binesim geldi
(haydi güzelim) Çayda inesim geldi
(haydindi) O zalımın kızını
(haydi güzelim) Gine göresim geldi

(haydindi) At olur da depmez mi
(haydi güzelim) Yar olur da gülmez (sevmez) mi
(haydindi) Yarin güldüğü yerde
(haydi güzelim) Gonca güller bitmez mi

"Şş... Afşar hayırdır koçum?"

Aşağıya baktığımda Polat abiyi görünce yüzümde yaramaz bir sırıtış belirdi. "Cam silerken türkü çığırmanın nesi tuhafta hayvanat bahçesindeki oturmuş ayı gibi buraya bakıyorsun Polat abi?"

Gül abla beni duyunca kucağında ki Selim'le ilgilenirken kıkırdadı. Komikliğim yine üstümdeydi ne yaparsın işte.

"Hayvanat bahçesi vurgun tam yerinde olmuş ama bir farkla. Ben ziyaretçiyim daha çok. Şebek gibi camdan sallanıyorsun oğlum."

Camı tutup bir kahkaha koyduktan sonra "Abim be yemin ederim o hayvanlar senden zekidir."dedim.

Kaşlarını çatarak tesbihini sallarken diğer elini de beline koydu. "Bakıyorum da laf sokma motivasyonun tam koçum benim."

Vallaha özlemişim onunla atışmayı. Keyfim yerine geldi. "Sen geldin laf sokma bataryam %100 doldu. Onu bunu bırakta senin Yaman abinin mahallesinde ne işin var? Kendisi henüz gelmedi."

"Hiç öyle dolaşıyordum. Hem geçerken Gül bacımın bir şeye ihtiyacı var mı diye sormaya gelmiştim."

"Diğer mahalle sahiplenildi. Senin tayfa artık sana yüz vermiyor diye bu haldesin değil mi Alemdar efendi?"

"Memati in aşağı!"

Lafıma ayak uydurunca güldüm. "Cihan sana karşı gelse de, yalnız koysa da, ben cihana karşı yanında yer alırım abi."

Dediğim laf onu şaşırttı ama sanırım mutlu da etti. Yüzünde beliren küçük bir tebessümle sessizce bana bakarken tesbihi çevirmeyi bırakmıştı.

Hapisten çıktığında sadece yanında yer alan Ufuk, Yavuz abim ve diğer abilerim olmuştu. Mahallemizdeki delikanlılar meğersem kurdun düşmesini bekleyen çakallarmış. Gerçek dostu asıl şimdi ortaya çıkmıştı.

"Sen ve Ufuk kimsesiz değilsiniz Alemdar efendi. Memati'n, ailesi ve dostlarıyla seni her zaman destekler. Bunu sakın unutma."

"Unutmam Afşar. Ben yaptığım hatalardan doğan pişmanlıklarımıda bana yapılanlarıda, dostuda düşmanıda unutmam. Hadi işin rastgele. Gül bacıma söyle bir şeye ihtiyacı olursa beni arayabilir."

Yavaşça yürüyerek uzaklaşırken arkasından bir süre onu izledim. Görünmeyen bir yerde, içinde bir yarası varmış gibiydi. Destek veren sözlerimin onu duygusallığa ittiğini fark etmiştim. Ne kadar fark ettirmemeye çalışsa da.

[[[✒️...]]]

Saçı biraz uzun Yavuz abimiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçı biraz uzun Yavuz abimiz

KOD ADI : BELA [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin