SELAMMM! Çok enerjiğim çünkü artık okuyucum 0 değil, YETERLİ BENİM İÇİN.
Normalde bugün yb atmicaktim ama FİCİME İLK DEFA YORUM GELDİ @elifzh010223 ❤
(İlk yorum asla unutulmaz)
İYİ OKUMALAR!!!
***
Duyduğum sesin hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt etmek için zihnimi zorladım. Bu saatte burada hiçbir profesör olmazdı, çocuklar da bundan emin olmadan böyle bir işe kalkışmazlardı zaten. Ancak bana vurmayı kesen ve korkuyla kapıya bakan 7 çocuk, beni gerçek olduğuna inandırmıştı.
"Kapıyı aç diyorum!"
Son sesiyle bağırıyordu yine, ve bu sesin hayatımda duyduğum en güzel ses olduğunu tam olarak o an anladım. Nedendir bilmiyorum ama o an birkaç saniyeliğine her şeyden sıyrılıp, derin ve kalın sesin ne kadar kusursuz olduğunu düşündüm.
"Senin yüzünden bir sorun çıkarsa siktim ananı velet."
Jackson dişlerinin arasından sessizce konuştu ve tam karnıma son bir kez daha tekme atıp kapıya yöneldi.
"AH!"
Bense tekrar ortamdan soyutlanmış, karnımın üzerinde acıyla kollarımı kavuşturmuş, dizlerimi kendime çekmiş ve ufacık olmuştum. Gözümden akan yaşlar durmuyordu, sessiz sessiz ağlıyordum.
"Profesör, şuan temizlikle ilgileni-"
"KAPIYI AÇ DEDİM!"
Yattığım yerde ben bile irkilmiştim. Birkaç saniye sonra kapının kilit sesini duydum, daha sonra son ses açılan bir kapı. Sırtım kapıya dönük halde, cenin pozisyonunda olduğum için olup biteni görmüyordum, ki zaten gözlerim sımsıkı kapalı halde yaşlarını akıtıyordu.
Hızlı ve sert adım sesleri duydum, ardından yanağımda büyük bir el hissettim. Refleksle kaçmaya çalıştığımda derin sesi işittim tekrar, "Benim."
O sırada duyduğum ayak seslerinden, diğerlerinin koşarak kaçtığını anlamıştım. O ise arkamda diz çökmüştü. Gözlerimi hala sımsıkı kapatıyordum. "Bana bak."
Kendime bile açıklayamadığım bir hız ve itaatkarlıkla hızlıca gözlerimi gözlerine tutundurdum. Ancak ilk defa karşılaştığım şefkatli gözlerle kendimi daha fazla tutamadım, sesli bir şekilde, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Gözlerim tekrar kapanmıştı ve bedenim yerde hıçkırıklarımla sarsılıyordu.
Ancak tüm bunlar olurken, asla bir sarılma beklemiyordum.
Kollarımda hissettiğim ellerle hafifçe doğrultuldum ve daha sonra Kim Taehyung, güçlü kollarıyla bedenimi sarmaladı.
Kim Taehyung bana sarılmıştı.
Edebiyat profesörümün kucağında ağlıyordum.
"Geçti.." dedi derin ses bana. Ellerini saçlarımda hissettim.
"Tanrım, Jungkook başın kanıyor!"
Paniklemiş sesi duyduğumda, başımı göğsünden çekmemiş ve sadece başımın arkasındaki ıslaklığı hissetmeye başladığımı fark etmiştim. Sanırım ilk an acısını anlamamıştım ama şuan çok canımı yakıyordu.
"A-acıyor.."
Hıçkırarak düşük sesimle konuştum, duyup duymadığından bile emin değildim, ama cevap verdi.
"Geçecek, geçireceğim. Sakin ol tamam mı?"
Bir kolunu boynumun altında hissettim, diğeri ise dizlerimin altındaydı. Ayağa kalktı ve odadan çıktık. Tahminimce revire doğru gidiyorduk, benim ağlamalarım devam ediyordu. boynumun altındaki eliyle saçlarımı okşuyor, yaraya değmemeye çalışıyordu.
Tanrı aşkına biz ne yaşıyorduk böyle? O benim profesörümdü sadece, öğretmenimdi. Neden onun kollarında bu kadar güvende ve sanki... Sanki evim burasıymış gibi hissediyordum? Neden sağlıkçıları çağırmak yerine kucağında götürüyordu beni, neden kucağında ağlamama izin veriyordu? Neden saçlarımı okşuyordu? Ah, bunlar belki şu an düşünmem gereken en son şey bile değildi, belki de bunlar normal şeylerdi hatta, herkesin yaptığı? Kendimi mi kandırıyordum?
Ben bunları düşünürken profesörüm revire gelmiş, sağlıkçılarla konuşmaya başlamıştı.
"Sorun nedir?"
"Başını çarpmış, kan akıyor. Çok kan akıyor, durması gerekmiyor muydu, neden devam ediyor hala?"
"Yatırın lütfen.."
Profesör beni sedyeye bıraktı ve birkaç adım gerileyip hemşirelere yol açtı.
---
Hastanedeydik. Okuldaki hemşireler başıma dikiş atılması gerektiğini söylemişlerdi, bunu okul şartlarında yapamıyorlarmış. Kısa bir süre önce dikiş atma işlemi bitmiş, dışarı çıkmıştık.
Kim Taehyung ve ben.
Beni hastaneye o getirmişti, velimin gelemeyeceğini söylediğimde. Aslında ben bunu söylemeden önce de beni götürmek üzere hareketlenmiş, hemşirenin velimin bilgilendirilmesi ve çağırılması gerektiği üzerine yaptığı konuşmasından sonra ise benim söylediklerim bahanesi olmuştu.
Neden profesörümle bu haldeydik, ben de bilmiyordum. Tek bildiğim, bundan sonuna kadar memnun olduğumdu.
Başıma dikiş atılırken çok ağladığım ve sabit durmadığım için bana elini vermiş, sıkabileceğimi söylemişti.
Elinin üstü tırnak izlerimle kaplanmıştı.Bunun için deli gibi mahcup hissediyordum. Hastanenin bahçesinde, arabanın içinde oturuyorduk, Kim Taehyung yan koltuğumda arabanın klimasıyla ilgileniyordu.
"Teşekkür ederim.." Bakışlarım ayaklarımdayken konuştum. "Ve özür dilerim."
"Ne için?"
Bakışları ilgiyle bana dönmüştü ama ben hala yere kilitlemiştim onları. "Beni kurtardınız, Jackson ve Bogum'dan. Bunun için çok teşekkür ederim Profesör.."
"Peki ne için özür diliyorsun?"
Gözlerim benden bağımsız tırnak izlerimin kan topladığı ellerine kaçamak bir bakış attı.
"Ah, tanrım.. Jungkook bunları düşünme tamam mı? Ayrıca merak etme, hiç acımıyorlar. Hem sana elimi ben verdim, öyle değil mi?"
Tırnak izi yapmadığım elini kaldırdı ve saçlarımı karıştırdı.
Neden kalbim hızlanmıştı ki?
İyice saçmalamaya başlamıştım.Elini başımdan çekti ve konuştu, "Bana bak."
Yine o değişik itaat duygusuyla hızlıca bakışlarımı gözlerine sabitledim. Anladığım kadarıyla diyalog kurarken göz teması onun için önemliydi.
"Bundan sonra sana yaklaşmayacaklar Jungkook, ben gördüğüm yerlerde onlara asla izin vermem. Ancak tabii ki her saniye yanında değilim. Bu yüzden bana ne olursa anlatmanı istiyorum, anlaştık mı? Ne olursa bana anlatacaksın."
"Tamam Profesör.."
Çekine çekine konuştuğumda ellerim kucağımda tırnak etlerimi yoluyordu. Gereksiz heyecanlı hissediyordum. Profesör Kim'in bakışları aşağıya, ellerime kaydı ve usulca kendi ellerini yaklaştırıp iki elimi birbirinden ayırdı, etlerimi yolmamı engelledi. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi önüne döndü ve gaza bastı.
Ben de öylece yan profiline bakakaldım...
***
BU BÖLÜM ÇOK MU KLİŞE OLDU YA
Bi de olaylar biraz fazla hızlı mı ilerliyor sizce..
İLK DENEMEM, MAZUR GÖRÜN 🥺🥺
GÖRÜŞÜRÜZZZZZZ !!!
💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look at Me | taekook
Fanfiction"Güzelliğinden mahrum etmesene insanlığı, belki gözlerini görür de ibret alır, çiçekler açtırır bu kirli dünya.."