SELAM KİZLARRRRR!!!!
Oylariniz verildiyse, ikinci bolumle iyi okumalarrrr 😽
***
Okulda sırama oturmuş, sessizce dersin başlamasını bekliyordum. Öğlen teneffüsü bitmişti ve ders edebiyattı. İçimde değişik bir heyecan vardı, sanırım yeni profesörden kaynaklıydı, en azından ben öyle tahmin ediyordum.
Sınıf her zamanki gibi susmuyor, bağır çağır konuşuyordu ve kısacası tüm o kalabalıktan soyutlanmıştım.
Sessiz bir şekilde, önümdeki sıraya bir şeyler karalayarak geçirdiğim 2 dakikanın ardından kapı açıldı ve içeriye edebiyatçımız girdi."Günaydın arkadaşlar. Ödevlerinize bakmak istiyorum, az çok seviyelerinizi anlayabilmem için verdiğim bir ödevdi. Sadece sondaki testi açsanız yeter, bir de sayfa 123'ü."
Girer girmez konuya giren profesör beni şaşırtmıştı, sanırım eski profesörün on dakika oyalanması yüzünden gerideydik.
Ancak şu an panik olduğum şey kesinlikle bambaşka bir konuydu, sınıfta 3-5 kişi hariç herkesin ödevlerini ben yapmıştım, herkesin seviyesi çok yüksek çıkacaktı muhtemelen. Edebiyat en iyi dersimdi. Anlamasından deli gibi korkuyordum. Gergince bahsettiği sayfayı açtım ve tırnak etlerimi yiyerek beklemeye başladım. En arkada, en köşede olduğum için sıra en son bana gelecekti.
Sırayla tüm herkesin sıralarını dolaşmaya başladı. Her öğrencide yüzü geriliyor, kaşları çatılıyordu. Stres yapmıştım, enseme kadar gelen uzun, kıvırcık saçlarım beni iyice terletiyordu. Ayrıca yüzümü gizlemesi amacıyla gözlerime kadar uzattığım kaküllerim terden alnıma yapışmıştı. Herkesin ödevlerini yaptığım öğrenilirse, okula bir ton para ödeyen sınıftaki diğer çocuklar değil, burslu giren ben yanardım tabii ki. Müdürün okulda sigara içildiğinden haberi olduğuna bile kalıbımı basardım, ama göz yumuyordu, hep yummuştu.
Sıra, tahmin ettiğim gibi en son bana geldi. Sıramda hafifçe ondan uzağa kaydım ve yüzümü tamamen kucağımdaki ellerime indirdim. O kitabımın sayfalarını çevirdi.
Açıkçası, tüm sınıfa bakmıştı ve o azar kısmı en sonda olduğum için bana denk gelecek diye korkuyordum. Ağır ağır tüm sayfalara baktı. İnsanlarla iletişim kurmaktan deli gibi korkuyordum ve benimle konuşmaması için dua ediyordum tanrıya. Ancak tanrı pek benim yanımda olmayı tercih etmiyordu doğrusu. Bugün bundan bir kere daha emin oldum çünkü birkaç saniye sonra sert sesi kulaklarıma doldu.
"Bana bak."
Konuşmasıyla kalbim deli gibi atmaya başlamıştı, tamamen korkudandı bu. Evet, başta profesörü birazcık bulmuştum, ama bu tamamen uzaktandı, benimle iletişim kurmasını hala istemiyordum. Tamam, uzaktan bakayım, çekici falan ama bu kadar. Yakışıklı olması anksiyetemin kendini göstermesini engellemezdi.
Kafamda sadece gözlerine bakmamın sonucunda oluşabilecek tüm kötü senaryoları kurmuş bir şekilde gözlerimi ona çevirmiştim.
"Adın ne?"
Lanet olsun. Gayet basit bir soru sormuştu, neden gözlerim dolmuştu ki?
Kendi sorumu kendi içimde cevapladım, konuşmak zorunda kalmıştım, sınıf gülecekti, profesör da gülecekti ve geçiştirip sanki ben mahvolmamışım gibi derse devam edecektik çünkü.Kendi arasında şakalar yapıp eğlenen, sohbet eden sınıf, Profesör Kim'in benimle konuşmasıyla pür dikkat bizi izlemeye başladı.
Çünkü onların favori oyuncağı bendim.
Karşımdaki yüze bakarak yapmayın anlamında, sanki anlayacakmış gibi aptal bir umutla hafifçe başımı sağa sola oynattım.
"Adını sordum sadece, neden gözlerin doldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look at Me | taekook
Fanfiction"Güzelliğinden mahrum etmesene insanlığı, belki gözlerini görür de ibret alır, çiçekler açtırır bu kirli dünya.."