SELAM KİZLARİMM, NASILSINIZ GORUSMEYELİ??
Bana hic ilham gelmiyo kizlar ya, asla yazamiyorum yazsam da ortaya berbat bi sonuc cikiyo 😭
Her neyse, haziran 24'unde yaziyorum ama bu bolum hic icime sinmedi, atar miyim ya da ne zaman atarim bilemiyorum.
Oylar verildiyse,
İyi okumalarrr!
(Temmuz 6'da atti KDLKDŞWKWŞWKAŞDKLW)
***
Yeni bir okul günündeydik, ikinci derse girmiştik. Dersimiz biyolojiydi ve başarılı olmama rağmen başarmak için en çok uğraştığım derslerden biriydi, gerçekten zordu. Bu yüzden tamamen odaklanmış bir şekilde hocanın gereğinden hızlı anlattığı konuyu anlamaya çalışıyordum. Ancak ne kadar odaklanırsam odaklanayım, aklımın bir parçası hep Taehyung'da kalıyordu.
İki gün önce sevgilimle geçirdiğimiz geceden sonra, başta utanıp ondan kaçmıştım evin içinde. Her konu açıldığında tuvalete kaçmıştım, lafını kesmiş ve yüksek sesle bambaşka bir konudan bahsetmeye başlamıştım çünkü, tanrı aşkına o gece gerçekten asla içimden böyle bir kişilik çıkmasını beklememiştim... Benim için başlı başına sürprizdi bu atılganlık, onun için de öyle olduğunu biliyordum. Asla pişman değildim, hayatımın en güzel anlarını onunla yaşamıştık o gece, ancak yine de bunu hatırlatmasına gerek yoktu ki!
Dersten koptuğumu ve evde geçirdiğimiz güzel anılar arasında kaybolduğumu fark ettiğimde, belki 10 dakikasını kaçırmıştım dersin. Çünkü baktığımda tahtanın silinmiş olduğunu, yerine yeni yazılar yazıldığını görmüştüm. Onu düşlerken bile vakit ne kadar hızlı geçiyordu!
Hemen toparlanıp derse odaklanmaya çalıştığımda, bu defa da çalan kapıyla bölündü ders. Sınıf sessizleşti, profesörün "Gir," diye seslenmesi üzerine ağır ağır aralandı kapı. İçeriye müdür yardımcımız girdi, yüzünde sahte bir gülümseme vardı. Her zamanki gibi, diye geçirdim içinden, ardından arkasından bir çocuk geldi. Kahverengi saçları vardı bu çocuğun, dalgalılardı hafifçe. Ortalama bir boyu vardı, kocaman gülümsüyordu. Yüzüne baktığınızda da ilk dikkatinizi çeken şey bu ışıl ışıl gülümseme oluyordu zaten.
"İyi dersler, profesör. Yeni bir öğrenci getirdim, en az bu sınıfın mevcudu olduğu için bu sınıfa kaydettik. Ben çıkıyorum, öğrencimiz kendini tanıtır. Tekrar iyi dersler."
Profesör yalaka birkaç hareket yaptı ve hafifçe eğilerek uğurladı müdür yardımcısını, mide bulandırıcıydı tüm bu paranın etrafında dönen tantana. Yine de merakla öğrenciye döndüm, hafifçe tahtanın ortalarına geçti ve konuşmaya başladı, tanrı aşkına o kadar enerjikti ki!
"Selam hepinize! Jung Hoseok ben, 19 yaşındayım. Aslında Gwangju'da okuyordum ancak, acilen Seul'e taşınmamız gerektiği için nakil aldırdık, bu yüzden böyle saçma bir zamanda okula girmiş oldum. Bu kadar sanırım, oturabilir miyim profesör?"
Hızlıca ve kocaman gülümsemesini bozmayarak anlatmıştı tüm bunları, hayran kalmıştım enerjisine. Profesörün baş işaretiyle, oturmak için sınıfın en arka sıralarını taramaya başladı hemen, belli ki arkada oturmakta kararlıydı. Ben ise, yanıma geçmemesi için dua ediyordum bir yandan, çünkü emindim ki saçmalar, batırırdım her şeyi. Çok stres yapmıştım, en arkalarda tek boş sıra benim yanım ve iki kişi ilerdeki sıraydı.
Gözleri benim üzerimde durduğunda tekrar gülümsedi ve hızlı adımlarla yanıma geldi. "Yanına geçebilirim, değil mi?"
Konuşmak yerine başımı salladım, kitaplarımı kendi tarafıma çektim çünkü çok dağılmıştım, resmen tüm sırayı benim eşyalarım kaplamıştı. Bu hareketim üzerine çantasını asarak oturdu, bana dönerek elini uzattı, fısıldadı. "Söyledim ama yine söyleyeyim, nasıl gireceğimi bilemedim, Hoseok ben!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look at Me | taekook
Fanfic"Güzelliğinden mahrum etmesene insanlığı, belki gözlerini görür de ibret alır, çiçekler açtırır bu kirli dünya.."