HERKESE SELAM! artık bir iki kişi değil okuyucularım, ancak NERDEYSE HEPİNİZ HAYALET OKUYUCUSUNUZ!!
Sizden yorum istiyorum lütfennn, iyi okumalar!
***
Odamdaydım, kendimi bir yandan mutlu, bir yandan da karmakarışık hissediyordum. Ders çalışmam gerektiğinin farkındaydım, başıma dikiş atılmıştı ve aslında okula gitmemem için raporum vardı. Ancak ders kaçırmak istemiyordum, ağrı kesiciler kısa sürelik de olsa uyuşturuyordu zaten, ki abartı bir acı da yoktu şu anlık.
Her neyse, eve gelir gelmez hızlıca bir iki ödev karalamış, sınav senem olduğu için rutinimde olduğu gibi oturup ders çalışmam gerektiğini düşünmüştüm. Ancak kafam o kadar doluydu ki, otursam da bir şey anlamayacağımı biliyordum. Ben de pes etmiştim, pijamalarımla yatakta öylece yatıp tavanı izliyordum, ışıklarım kapalıydı. Karanlığı seviyordum, karanlığı çok fazla seviyordum.
Kafamda Kim Taehyung vardı tabii ki. Neden bu kadar abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz, ancak hayatımda ilk defa bana yardımcı olan birinden söz ediyoruz. Yani, kendi anne babam bile yanımda durmazken, hayatta hiçbir arkadaşım veya benimle konuşan insan yokken, beni arabasına bindirmesi veya hastanede eşlik etmesi bile benim için olabilecek en büyük şeylerden biriydi. Size bu hissi asla tam olarak geçiremem, çünkü biraz yaşayan bilir olayı bu. Ailen bile arkanda durmadığı zaman birinin ufacık bir iyiliği gözünüzde çok başka bir şeydir, minnet duygusu da diyebilirim. Biraz da insan yerine koyulmanın yarattığı afallama belki? Emin değilim.
Kelimelerim bu kadar anlatmaya yetiyor, kısacası şu an edebiyat profesörüme karşı büyük bir minnet duyuyorum.
Kafam biraz da sınıftakilerle meşguldü, her ne kadar Kim Taehyung arkamda duracağını ve bana yardımcı olacağını söylediyse de, onlardan kaçamayacağımı hissediyordum. Kolejimizde torpil olayları öyle had safhadaydı ki, onların asla kovulmayacağını biliyordum, uzaklaştırılmayacaklarını da. Her ne kadar bir öğrenciyi, profesör gelmese oradan çıkabileceği muamma olacak kadar feci dövmüş olsalar bile.
Bu düşünceler içerisinde çırpınmaktan yorulmuş olan zihnimin yavaş yavaş uykuya kaydığını hissediyordum. İçimde ders çalışmamış olmanın verdiği vicdan azabı beni dürtüyordu ama onu görmezden geldim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...
---
Okula yürüyordum, varmış sayılırdım. Gece yatarken ağrı kesicilerimi almadığım için başım beni şu anlık rahatız ediyor, acıyordu. Ancak sabah uyanınca almıştım, 15 dakikaya etkisini göstereceğini düşünüyordum. Okula girdim ve merdivenleri çıkmaya başladım, aklım Jackson ve tayfasındaydı. Bugün biraz erken gelmiştim okula, çünkü onlardan çekiniyordum. Onların çoktan geldiği sınıfa girerek dikkatleri toplamak istememiştim, belki erken gelip arka sırama geçersem beni görmezlerdi, akıllarına gelmezdim.
Bu düşüncelerle sınıfa vardım. Bu saatte kimse yoktu tahmin ettiğim gibi, hızlıca sırama geçtim. Çok uykum vardı, sebebini bilmediğim bir şekilde feci uykulu hissediyordum. Montumu çıkartmadım çünkü üşüyordum. Kapüşonunu kapatarak kafamı kollarımın arasına gömdüm ve tekrar uyumaya çalıştım. Kocaman kapüşonum sayesinde güneş ışığını kesmiştim ve bu da uyumamı oldukça kolaylaştırmıştı...
***
"Jungkook!"
Duyduğum kalın ses ve kolumdan dürtüklenme ile kollarımın arasında gözlerimi açmıştım, neler olduğunu algılamaya çalışıyordum. Tekrar adımın zikredilmesiyle kapüşonumun kaldırılması ve güneşin gözlerime dolması bir olmuştu. Kafamı kaldırdım ve yukarıya çevirerek Kim Taehyung'un yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look at Me | taekook
Fanfiction"Güzelliğinden mahrum etmesene insanlığı, belki gözlerini görür de ibret alır, çiçekler açtırır bu kirli dünya.."